34.BÖLÜM

20.9K 1.2K 499
                                    

Mithat Can Özer - Ateş Böceği


Taksinin camından gördüğüm yüzün kime ait olduğunu bilmiyordum. Parçalara ayrılan ruhumun her bir parçası yüzüme yansımıştı sanki. Kısa süren sevinçlerim dudak kenarlarıma ince çizgiler bırakmış, beni asla terk etmeyen hüzünlerim ise gözlerimin ışığını benden almıştı. Yaman'ın okşamaktan zevk aldığı saçlarım sönmüş, yerine cansız tutamlar kalmıştı. Bana hayatta olduğumu hatırlatmak için Yaman'ı her gördüğünde delicesine atan kalbimin atıp atmadığından bile bir haberdim.

Yaklaşık bir saatlik yolun sonuna geldiğimizde ücreti ödeyip taksiden indim. İstanbul'un yorganını üzerine çekip uyuma saatiydi. Gündüz oldukça işlek olan sokak şimdi bir hayli ıssızdı. Sattığım evimizin ışıkları yanmıyordu. Şuan annemin evde beni bekleyip kapıyı açması için canımı bile verirdim. Annemle cennetin kapısında buluşmak için dua ettikten sonra binaya girip alt katımızda tek yaşayan ve ayrıca eski ev sahibimiz olan Leman teyzenin zilini çaldım.

Kulağı bazen ağır işittiği için tekrar tekrar zili çalıp beklemeye devam ettim. Binanın içi her zaman olduğu gibi buz gibiydi. Kapının kilitleri yavaşça açıldı. ''Benim deli kızçem gelmiş hoş gelmiş,'' dedi şiveli bir şekilde. Sevdiği insanların yanında içindeki Trakyalıyı ortaya çıkartıyordu. ''Hoş buldum Leman'ım,'' deyip pamuk yanaklarından öptüm. ''Habersiz geldim ama kusura bakma.'' Tam bir İstanbul hanımefendisi olduğu için yataktan kalkığı haliyle bile çok asil görünüyordu. ''O nasıl laf mari, kızanlar teyzesinin yanına giderken haber mi verirmiş?'' Ayakkabımı çıkartıp aşinası olduğum salona ilerledim. Duvarının bir tanesinde boydan boya kitaplığı vardı. Saksılarını devirmemeye özen göstererek koltuğa ilerledim. Ev adeta botanik bahçesi gibiydi her yerden çiçekler fışkırıyordu.

Her evin kendine has bir kokusu olduğu için, eve girer girmez duyduğum koku silinmeye yüz tutan hatıralarımı canlandırmıştı. Bir daha onun kokusunu duyamayacağım için içim bir kez daha sızlarken yanıma oturan Leman teyzemin dizlerine yattım. Dizlerimi de kendime çekip iyice küçüldüm. Soru sormuyor hıçkırıklarımı dinliyordu. Kendi elleriyle ördüğü, hep koltuğun kenarında katlı vaziyette duran diz battaniyesini üzerime örttü. Annemi toprağa emanet ettikten sonra da Leman teyzenin dizlerine böyle yatmış saatlerce yerimden kalkamamıştım.

''Sevda böyle bir şey Ahu'm. Bir gelir pir gelir ama seni oradan oraya savurur. Seni böyle harap etmesine izin verme.'' Yaşı ileri olan insanlara ayrı bir hayranlığım vardı. Görmüş geçirmiş bir insan oluşu bana her zaman yön veriyordu. ''Nasıl anladın ki?'' Her bir harfi hıçkırdığım için kesik kesik söylemiştim. ''Benim üç kere evlendiğimi unutun herhalde,'' deyip güldü. 

Sırt üstü dönüp özlediğim teyzemin yüzünü izlemeye başladım. Abajurdan yansıyan sarı loş ışık güzelliğine güzellik katıyordu. ''Aşk kapımı ilk kez çaldı ama çalan kişi o kapıyı suratıma kapattı. Hem de hiç acımadan...'' Alnıma gelen saçlarımı arkaya doğru atıp avuç içini yanağıma yasladı. ''Sen de kapıyı arkadan öyle bir kilitle ki, bir daha kalbinin kapısından içeri giremeyeceği için pişman olsun.'' Kırışıklıkları artık daha çok belirginleşmiş olsa da hala yumuşacık olan ellerini öptüm.

''Anahtarı derinlere gömdüm.''

Bildiğim tek bir şey varsa o da benim üzerime bu suçlamaları atan kişileri bulup, onlara inanan Yaman'ı buna pişman edeceğimdi.

                                  ❄️

Uzayan saçlarımı tek omzuma topladıktan sonra masama oturup ders anlatmaktan kuruyan boğazıma iyi gelmesi için sıcak çayımı yudumladım. Kabuğuma çekilip sürekli ağlayarak, ağladıkça da akan burnumu silerek hiçbir şey yapmadan oturamazdım. Yaman hayatıma hiç dâhil olmamış gibi yaşamaya devam ediyordum. Sabah gözümü açtığım ilk andan gece yatağa girdiğim ana kadar aklımdan çıkmasa da göz görmeyince gönül de alışıyordu. Her gece rüyamda gördüğümü de inkâr edemezdim tabi. Maddi durumu kurslar için yetersiz olan öğrencilere yarı kütüphane yarı kafe olan şirin, iki katlı bir müstakil bir evde özel ders veriyordum. Onların eğitimine destek olan hayırseverler sayesinde ben de paramı kazanıyordum.

BEYOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin