5.BÖLÜM

43.7K 2K 190
                                    





- Perdenin Ardındakiler- Kendime 🎶



Ertesi gün kar yağışını izlemek için odamın terasına çıktım. Yağan karı izleyerek başımdaki dertlerden kaçacağımı düşünmek beyhude bir çabaydı, farkındaydım. Terasta çok oyalanmadan içeri girip üst katı güzelce temizledim. İyi durumda olan eşyaları ihtiyaç sahiplerine vermek için ayırıp gereksiz olanları çöp poşetlerine doldurdum. Sabahın erken saati olduğu için yavaşça aşağıya indim. Dün gece odamda uyumuştum. Artık rahatça ayağa kalkabildiği için kendimi güvende hissedemiyordum.

Onun uyumasını fırsat bilip arabamın anahtarını aldığım gibi evden çıktım. Çöpleri geri dönüşüm kutusuna attıktan sonra uzun zamandır geçmediğim yolları izleyerek ilerledim. Kar tüm gece aralıksız yağdığı için diz boyuna yaklaşmıştı. Yolları açmaya çalışan kepçenin arkasından ilerlediğim için fazla oyalanmadan eve dönebilecektim. Konuşamadığını bildiğimden bir ihtiyacı olursa çağırabileceği kimse olmayacak diye acele ediyordum.

Gaza biraz daha yüklenip kendimi bu bölgenin tüm ihtiyaçlarını karşılayan ufak marketine attım. Burada çok fazla kalmak için gelmemiştim. Yanıma sadece bana yetecek kadar yiyecek bir şeyler almıştım, ikimize yetmezdi. Sürpriz misafir işleri karıştırmıştı. Hoş sesi çıkmıyor, devamlı yatıyordu. Aldıklarımı sakince market arabasına atıyor aklımdaki not defterine yazıklarımın hepsini reyonlardan bulmaya çalışıyordum. Kasaya yaklaştığımda iki tane amca aralarında hararetli şekilde bir şeyi tartışıyor gibiydi. Yanlarına ilerleyip kasa sırasına girdim. Acele ettikçe bir şeyler bana engel oluyordu.

''Vallahi Vedat, adamın yüzünü gören kimse olmamış ama kan kaybından çok fazla uzaklaşamazmış diyorlar.'' Kaşlarının beyazladığına bile aldırmayan altmış yaşlarındaki adam kaşlarını çatmış, başını sallayarak karşısındaki adamı dinliyordu. ''Kimin vurduğunu görmüşler mi peki? '' dedi şaşkınca onu dinleyen adam. Merakı yüzünün her zerresine yayılan adam, konuştuklarının duyulmaması için ekstra bir çabayla beyaz kaşlı adamın kulağına yaklaştı. Benim onları dinlediğimin farkında değildi. ''Kaçan adam çokta genç biri değil dediler. Bizim Semih, ateş eden adam kaçarken bir arabaya bindi bagaj kapısının orada bir kurşun resmi vardı dedi. Olay köydeki herkesin dilinde ne ateş edip arabasıyla kaçan adamı ne de vurulan adamı bir daha kimse görmemiş,'' dedi bir çırpıda. ''Yerdeki kan yolun az ilerisinde bitiyor sonrası zaten orman. Olaya karışmamak için kimse ormana adamı bulmaya gitmedi. Zaman kötü maazallah suçun yokken bile suçlu damgası yersin.'' Adamın anlattıklarını başıyla onayladı beyaz kaşlı adam.

O an kafama balyoz yemişim gibi hissettim. Çünkü o yolun sonundaki orman göle bağlanıyordu.

Onu yerde yatarken bulduğum göl.

Bedenim korkudan titremeye başlamıştı ben başıma ne iş açmıştım böyle. Hızlıca kasadan geçirdiğim ürünlerin parasını verip arabaya yerleştirdim. Neydi bu olanların sebebi? Alacak verecek anlaşması mı kan davası mı yoksa bir hesaplaşma mıydı? Kim neden onun canına kast etmişti? Gaza biraz daha yüklenip fazla zaman geçmeden eve vardım. Poşetleri elime alırken gözlerim etrafı tarıyordu. Korku bedenimi daha fazla ele geçirmeden kapıyı açıp eve girdim. Gözlerim hemen karşıya odaklandı. Onun yattığı koltuk boştu. Sessizce çekip gitmiş olma düşüncesi neden böyle hissettiriyordu? Poşetleri mutfağın girişine bırakıp girişteki banyoya baktım yoktu. Banyodan çıktıktan sonra verandaya baktım yine yoktu. Üst kata koşarak çıktığımda odamın kapısının yarıya kadar açık olduğunu fark ettim. Kapıyı açıp bir hışımla odama girdiğimde onun terasta olduğunu gördüm.  Ayaklarımı yere sinirle yere vura vura terasa açılan kapıya ilerledim.

Sol elini cebine atmış sanki hiç yıkılmayacakmış gibi olan duruşuyla manzarayı izliyordu. Gözlerimi kapatmış burnumdan soluyordum. Sağ elim kaşıma uzanınca hızlı hızlı sıvazladım.

BEYOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin