- Barış Manço - Ne Ola Yar Ola
Gecenin karanlığında kayan yıldızlar gözlerine yerleşmiş gibi parlıyordu. Güneş, Yaman'ın gözlerinin yanında işlevini yitirmiş, dünya ise onun kalp atışının hızına yetişemiyordu.Gözlerini güç bela benden ayırıp elindeki teste indirdiğinde bir ömür gibi geçen kısa bir zaman dilimde titreyen parmaklarının arasındaki iki çizgiye baktı.
Eğer gözlerim ömür boyu bu anı bir fotoğraf karesine hapsedecek kamera olsaydı onu çekmeye kıyamazdı. Göz pınarlarının parladığını fark edince gözlerimin dolmasına engel olamadım. Göğün kıskandığı gözlerinden düşecek olan bir damla yaşa dayanamıyordum.
''Yaman,'' dedim.
Adı aylardır kaç kere dudaklarımdan dökülmüştü bilmiyordum. Yüzüne kaç kere bakıp iç çekmiştim hatırlamıyordum. Bir gün hayatıma meçhul bir adam girmişti ve dünyadaki en güzel isim onun ismi, en güzel yüz onun yüzü olmuştu. Şimdi ise ondan bir parçayı taşıdığımı bilmek beni tarifi zor hislerle sarıp sarmalıyordu.
''Bebeğimiz,'' dedi gözlerini bana çevirdiğinde. Testi iki parmağının ucunda tutarken biraz yukarı doğru kaldırıp bana çevirdi. ''Hamilesin?'' Gerçeklik algısını yitirmiş gibi olan ses tonu en az benim kadar şaşkın olduğunu haykırıyordu. Önce işaret parmağını iki göğsünün ortasına bastırıp sonra beni işaret etti.
''İkimizin bebeği?'' diye sorduktan sonra karnımı işaret etti.
''Orada?''
Gülümserken gözümden düşen yaşı elimin tersiyle silip kafamı salladım. Avucumu kalbimin üzerine bastırıp kafamı sola doğru eğerek Yaman'a dişlerimi göstererek gülümsedim. ''Sen buradasın,'' dedikten sonra elimi karnımın üzerine koydum. ''O da burada.''
Ağlarken gülüp, gülerken ağlamanın ortasında yalpalıyordum. Yaman ayağa kalkıp sırtını bana doğru döndü ve yüzünü dalgalara çevirdi. Ellerini belinin iki yanına atıp öylece bekledi. Ayağa kalkıp sağ kolumu beline sardım ve başımı koluna yasladım. Söylenecek çok şey vardı ama nereden başlayacağımızı bilmiyorduk.
Belki de sessizliğimiz en büyük sevinç nidalarımızdı.
''Ahu.''
Beni göğsüne yaslayıp öyle sıkı sarıldı ki, nefesimin kesildiğini, göğsümün sıkıştığını ince ince hissedebiliyordum. Tekrar ''Ahu,'' dediğinde ağladığını anlamıştım. Tuttuğum gözyaşlarımın artık bir önemi kalmayınca ona her zaman olduğu gibi eşlik edip sıcak tuzlu damlaların çeneme doğru yuvarlanması için kendimi koyuverdim. Yüzümü iki eliyle sıkıca tutup öpülmedik yerini bırakmayana dek hiç acele etmeden beni öpmeye devam etti.
''Canım karım,'' deyip alnını alnıma yasladı. ''Dağa taşa her yere haykırmak istiyorum. İçim içime sığmıyor sanki ve ben bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYOĞLU
Teen FictionEla gözleriyle baktığı herkesi etkileyen Ahu Aladağ. Gri mavisi gözleri olan ve sert duruşuyla Ahu'nun gözlerine vurulmuş Yaman Beyoğlu. İki farklı insan, iki farklı hayat nasıl oldu da bir ormanda kesişti? Beyoğlu'nun çetrefilli ve zor hayatı A...