Ela gözleriyle baktığı herkesi etkileyen Ahu Aladağ.
Gri mavisi gözleri olan ve sert duruşuyla Ahu'nun gözlerine vurulmuş Yaman Beyoğlu.
İki farklı insan, iki farklı hayat nasıl oldu da bir ormanda kesişti?
Beyoğlu'nun çetrefilli ve zor hayatı A...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gönlümün paslı zincirleri kırılmış, içeriye giren Yaman kapıyı üstümüze örtmüştü. Ne ben ondan bir adım öteye gidecektim ne de o, kapının anahtarını kalbinden çıkartacaktı.
En tepede duran güneş cam tavandan tam üzerimize yansıyordu. Yastığı kafamın altından çekip yüzüme kapattım ve dün gece yaşananlardan sonra ağrıyan kaslarımın acısını iliklerime kadar hissettim. "Ah," diye inlerken sağımdan soluma dönmek işkenceden farksızdı.
"Yaman, dönemiyorum yardım eder misin?"
Cevap gelmeyince parmağımın ucuyla kolunu dürtmek istedim ama elime değen Yaman'ın sıcak teni değil nevresimin soğuk tarafıydı. Yastığı yüzümden çekip oldukça aydınlık odaya bir göz attım. Gözlerim kamaşmış ağrı alnımın tam ortasına saplanmıştı. Elimi yüzüme siper edip gözlerimi aydınlığa alıştırmaya çalıştım. Adeta üzerimden tır geçmiş, tüm enerjimi benden çekip almıştı. Üzerimden geçen tır Yaman, enerjimi sömüren de yine Yaman'dı.
Dün gece gün ışıyana kadar kâh sohbet etmiş kâh sevişmiştik ve o olursa olsun yine de birbirimize doyamamıştık.
Yaman arabayı otoparka park ettiğinde elleri yaramazlık yapmaya çoktan başlamış beni daha ilk dakikadan yakmaya başlamıştı. Odamıza çıkarken kıyafetlerimiz bir çırpıda üzerimizden çıkarken merdivende sere serpe yatıyordu. Bacaklarımı beline dolayıp dudaklarına kapandığımda buklelerinin verdiği hissiyat başımın arkaya düşmesine neden olmuştu ve boynum tamamen ona sunulmuştu.
"Güzelim," deyip sırtını yatakla buluşturduğunda bu tüm hükümdarlığı bana bırakmıştı. Ellerimi göğüs kaslarında gezdirip kafasının arkasına yerleştirdiği elleri sayesinde iyice şişen pazularına hayran bir şekilde baktım. "Gözlerinden beğeni akıyor yavrum," dediğinde gülmüştüm. "Heybetlisin, yakışıklısın, sempatiksin..." Aklıma gelen şarkıyı mırıldanmak için kulağına doğru eğildiğimde ellerini belime sabitledi.
"Hem sempatik hem yakışıklı doğrusu mert bir delikanlı..."
Omuzlarımı sallarken ellerim kıvrakça sağa sola hareket ediyordu. Şarkıya dansımla devam ettiğimde gülüşü kahkahaya dönüşmüş, gülmekten gözleri iyice kısılmıştı. "Bu kadar gülmek yeter birazda ciddileşelim." Tiyatro oyuncusu misali anında yüzü değişince istemsizce gerilmiştim. "Yaman ne oldu?" Bilmem dercesine kaşlarını kaldırıp yatakta kayarak sırtını yatak başlığına yasladı.
"Ciddileşelim mi dedim? Pardon sevişelim diyecektim."
Kollarını belime sarıp beni diğer tarafa yatırdı ve üzerimdeki yerini aldı. Uzanıp omzunu ısırdım. "Bir şey oldu zannettim beni korkuttun!"
Çocuk gibi omuzlarını silkip saçlarımı burnuna doğru götürüp derin bir nefes aldı. "Sanki ilk gün gibi..." Tebessüm ederek yüzüne bakmaya devam ettim. "Gizli gizli bir şeyler yaptığını seziyorum hayatım." Yaman kafasını sallayıp saçlarımı koklamaya devam etti. "Seninle ilk film izlediğimizde yeni duş almıştın ve saçların yine böyle bahar gibi kokuyordu."
