Ela gözleriyle baktığı herkesi etkileyen Ahu Aladağ.
Gri mavisi gözleri olan ve sert duruşuyla Ahu'nun gözlerine vurulmuş Yaman Beyoğlu.
İki farklı insan, iki farklı hayat nasıl oldu da bir ormanda kesişti?
Beyoğlu'nun çetrefilli ve zor hayatı A...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tüm bahçeyi kasıp kavuran rüzgâr, bahçedeki her şeyi havalandırıp bir girdap oluşturuyordu. Omuzlarıma sardığım şala bir daha sarılıp dışarıyı izlemeye devam ettim. Kış iyiden iyiye kendini belli ediyordu. Doğumuma bir buçuk ay kalmış heyecanım boyumu aşar hale gelmişti. Çıtır çıtır yanan odunlara bakıp derin bir nefes aldım.
Gözlerimi kapatınca ne kadar huzurlu olduğumu düşündüm. Tam anlamıyla huzurluydum. Elimdeki kupadan tüten çayımın dumanını içime çektim. Gündüz evimiz oldukça sessizken akşamları Kuzey'in düğün telaşını masaya yatırıyorduk. Yaman'ın yazın evlenin demesini tamamen duymazdan gelen Kuzey, daha fazla vakit kaybetmek istemiyordu.
''Abi, ben zaten senelerimi onu aramakla geçirdim daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum.''
Yaman derin bir nefes alıp arkasına yaslandı ve benden uzak kaldığını fark edince hemen yamacıma kaydı. ''İtiraz etmesen şaşarım Kuzey, havalar biraz güzelleşsin, otelin sezonu açılsın sana düğünün kralını yapacağım.''
''Yenge, şu kocana söyler misin sezonu bekleyemem.''
''Hayatım, duydun,'' deyip kendimi yormadım. Yaman yüzünü sıvazlayıp saçlarını geriye attı. ''Oğlum,'' dedi sabır dilenircesine. ''Hava kötü, otelin bahçesi denize sıfır. Dalga bir vursa tüm organizasyon çöp!''
''Onu da sen düşün abi, ben damadım her şeyi ben düşünemem.''
''Şimdi burada araya girmem lazım.'' Omuzlarımı dikleştirdim. ''Abin de damat oldu ama seni bu kadar yormadı. Kuzey, kızıyorum haberin olsun.''
''Adam tabi ki kimseyi yormadı Osman'la bir ömür boyu olmak için imza attılar kurtuldular.''
Yüzüm düşünce koltuktan kalkıp mutfağa ilerledim. Dolaptan kuru meyve paketini bulup tabağıma biraz doldurdum. Paketli yiyecekleri yasaklayan Yaman'a kızgındım. Peluş ev terliklerimle zeminde ses çıkarta çıkarta az evvel ki yerime geri döndüm. Kuzey, Yaman'ın yaptığı bu eşekliği hatırlattığı için ona da kinlenmiştim.
''Aramıza niye nifak sokuyorsun?'' Abisinin sorusuna aldırış etmeyen Kuzey koltuktan kalkıp Yaman'la benim arama oturdu. ''Vefa'mın annesi bana küsmüş mü?'' Yüzümü verandaya doğru çevirip kuru üzümümü yemeye başladım. Karnım iyice büyüdüğü için artık rahat oturamıyordum. ''Babasına küstüm,'' dedim onlara bakmadan.
''Ben ne dedim ki şimdi?'' Yaman'ın ani şokuna gülmemek için kendimi sıktım. ''Eğer benden gizli benimle evlenmeseydin böyle dalga konusu olmazdık.''
''Ben dalga geçmedim ki abime laf soktum sadece!''
İki şaşkın yüze, dört adet mavi göze bakıp omuz silktim. ''Artık ikinize de küsüm,'' dedim.
