56.BÖLÜM

5.1K 308 39
                                    

- Gökhan Türkmen - Kiraz Çiçekleri





Ardına kadar açık pencereden içeriye sızan rüzgâr, perdeleri havalandırıp geri çekildi. Ay, denize tüm ihtişamını yansıtırken ellerim karnımın üzerindeydi. Gözlerimi kapattıktan sonra derin bir nefes alıp denizin tuzlu kokusunu içime çektim. Sanki görünmez bir bağ beni bebeğime daha çok bağlamıştı.

Beni oğluma daha çok hayran bırakmıştı.

Oğlum...

Kuzey Vefa...

Omzuma kondurulan sıcak bir öpücükle kafamı geriye doğru atıp kendimi Yaman'a yasladım. İkimizde şaşkın, ikimizde mutluyduk. Ela'sını bekleyen Yaman'ın oğlu olacağını öğrendiğinden beri dudakları bir an olsun birbirine kavuşmamıştı. Yüzünde hep bir gülümseme hüküm sürüyordu. Parmakları top gibi olan karnımı okşadıktan sonra yukarıya doğru kaydı ve saçıma ulaştı.

Usul usul seviyordu. İncitmeden, incitmeyi dahi düşünmeden.

Keyifle mırıldandım. Akşam korkuyu iliklerime kadar yaşasam da şuan oldukça huzurluydum. ''Yaman,'' dedim yanağımı sakalına sürterken. ''Çantamda ajandam vardı getirir misin?''

Benden ayrılmak, anı bozmak istemiyormuşçasına bir inilti firar etti dudaklarından. ''Sonra Ahu, şuan ikinizin de sağlıkla yanımda olduğunuzu hissetmek istiyorum.'' Loş ışık sesinin çekiciliğine eşlik ederken denizin dalgaları ortamı daha da ısındırıyordu. En özel gecemizde olduğu gibi evin her yerinde mumları yanıyordu. ''Ben hep yanında olacağım,'' dedim artık yüreğinin rahatlaması için.

''Oğlumda artık yanımda olacak. Oğlum...'' Kendini inandırmak için birkaç kez daha tekrar etti. ''Kendimi hep kız babası olarak hayal etmiştim. Ama oğlumun olacağını duyduğumdan beri daha güçlüyüm sanki.''

Elimi yanağına yerleştirip bana bakmasını bekledim. Mumun titrek aleviyle özdeşleşen gözleri usulca bana döndü. ''Sen hep çok güçlüydün. Oğlunda sana benzeyecek hayatım.''

''Benzer mi?'' diye sorarken sesinde meraktan öte heyecan vardı. ''Evet,'' dedim neşeyle. ''Rüyamda gördüğüm bebek aynı sana benziyordu. Küçük Yaman çok yakışıklı doğacak.''

Omzumu okşayıp şakağımdan öptü. ''Bahtı benzemesin...'' İşaret parmağımı iki kaşının ortasında oluşan çizgiye bastırdım. ''Bence benzemeyecek ve sonunda beni buldun. Kötü bir baht değil.'' Sonra aklıma gelen şeyle gülmeye başladım. ''Aslında ben seni buldum her şeyimiz ters.'' Dolgun dudakları yüzümde gezinmeye başladı. ''Su akar yolunu bulur misali hayat bizi kavuşturdu ve şimdi de bize oğlumuzu hediye etti.''

Kıkır kıkır gülmeye başladım. Yaman'ın yüz ifadesi hiç olmadığı kadar yumuşadı. ''Neymiş benim güzel karımı böyle güldüren?'' Elimi göğsüne yerleştirip kirpiklerimin altından gülmeye devam ettim. ''Kızımızın olacağından o kadar emindin ki... Keşke iddiaya girseydik zafer duygusunu daha çok tadardım.''

''Ben tadacağımı tattım yavrum ama biraz da şu bal dudaklarından mı tatsam?''

Çenemden tutup hiç acele etmeden kapandı dudaklarıma. Acelesiz, telaşsız ama en doruklardaydı. Kendine has kokusu ciğerlerime dolarken kendimi tamamen ona teslim edip sıcaklığına sığındım. ''Kızımız da olur abisi onun elinden tutar sana doğru yürümesine yardımcı olur.'' Hayal dünyamın genişliği inanılır gibi değildi ama hepsi ailemi kapsıyordu.

Ailem.

Tadı damağımda yarım kalan ailem. Bizi yarı yolda bırakan babamın gidişiyle üç kişilik ailemiz ilk zayiatını vermişti. Yıllara iki kişi meydan okumuştum ama eksik kalmıştım. Annemin ölümüyle aile kavramı bende yitip gitmiş, fırtınaya meydan okumaya çalışan bir kuş gibi çaresiz kalmıştım.

BEYOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin