Ela gözleriyle baktığı herkesi etkileyen Ahu Aladağ.
Gri mavisi gözleri olan ve sert duruşuyla Ahu'nun gözlerine vurulmuş Yaman Beyoğlu.
İki farklı insan, iki farklı hayat nasıl oldu da bir ormanda kesişti?
Beyoğlu'nun çetrefilli ve zor hayatı A...
Yaman oğluna cebinden çıkardığı fıstığı verirken kulağına bizimde duyacağımız şekilde fısıldadı.
''Seni güzel bir kızla tanıştıracağım paşam.'' Söylediği şey yüzünden utanırken beni güzel bir kız olarak tanıtması hoşuma gitmişti. Kuzey ise yeni yeni nefesini toparlıyordu. Kahkahası kesilmişti ama geriye hıçkırıkları kalmıştı. ''Şerefsizin güzel kızlara zaafı var.'' Şaşırarak Kuzey'e döndüm. ''Abimin değil yahu oğlunun. Ama babasının oğlu desem yeridir.'' Dişlerini göstererek sırıtıyordu.
''Hayır, korkmuyorum,'' dedim ve elimi ona doğru uzattım. Rüzgar'ın siyah gözleri üzerimde geziniyordu. İçimi yangın yerine çeviren yanlış anlamam şuan buhar olup uçmuş, yerini kanatlarını acemice çırpan bir kelebek almıştı. Kuzey elimi tutarak indirmiş başını yapma der gibi iki yana sallıyordu.
''Tuttu mu kopartır. Ne gaga var şerefsizde sen bilmezsin. Dimi lan Rüzgar?''
Rüzgar ona seslenen Kuzey'e kafasını aşağı yukarı sallayarak cevap verdi. Gülmeye başladım. ''Böyle söylediğine göre nasibini almış gibisin?'' Yaman kahkahasını bastırsa da homurdanmasını saklayamıyordu. ''Doğru tahmin ettim değil mi?'' Kuzey sağ avucunun içini gösterdi. Serçe parmağının biraz aşağısında ufak bir dikiş izi vardı.
''Kuzey şaka yapıyorsun!'' Böyle uslu duran bir kuşun böyle zarar vereceğine inanmak istememiştim.
''Yoo, basbayağı it gibi saldırdı.'' Ayağa kalkıp Rüzgar'ın kafasını okşamaya başladı. ''İlk günün azizliği diyelim, bana alışınca bir daha da yapmadı. Ama sana yapmayacağının garantisini veremem.''
''Koçum hadi git Rüzgar'a biraz fıstık getir.'' Yaman başıyla kapıyı işaret etti. Mesajı alan Kuzey gözden kayboldu. Koltuğun diğer ucuna oturan Yaman, Rüzgar'ın başını öpüyordu. Kuş sevilmekten hoşlanmış, kendince sesler çıkartıyordu. Yaman cebinden çıkardığı çekirdeği çaktırmadan bana uzattı.
''Hey sütlü pişt.'' Bir an kuşa nasıl sesleneceğimi bilememiştim. ''Sütlü mü?'' dedi şaşıran Yaman. ''Evet sütlü. Aynı sütlaç gibi bembeyaz.'' Yaman'a bakmadan çekirdeği Rüzgar'a uzatmaya başladım. ''Isırırsa sakın elini çekme, ondan korktuğunu düşünüp sürekli seni ısırır.'' Başımı sallayıp siyah gözlere bakmaya devam ettim. Kafasının üzerindeki saçlarını ve kanatlarını açıp açıp kapatıyordu. ''Senin zararlı olup olmadığını anlamaya çalışıyor.'' Yaman kısa bilgiler vererek beni cesaretlendirmeye çalışıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Yamağn'' dedi kendine has ses tonuyla Rüzgar. Resmen şok olmuştum. Öyle güzel ismini söylemişti ki hayretler içerisindeydim. ''Konuşabiliyor mu?'' Gururla başını salladı Yaman. ''Mantıklı mantıksız sürekli bir şeyler söyler, çenesi düşüktür biraz.''
