- Hande Mehan - Aşacağız Zamanla
🤍
Sır.
Güneş doğdu ve feza sırlara uyandı. Gördü, duydu, yaşadı ve güneş battı. Sırlar da onunla birlikte karanlığa gömüldü. Tüm yaşananlar herkesin kalbinin bir köşesinde sır olarak kaldı. Sırdı bu gizliydi, gizemliydi. Gökyüzünün karanlığının ardında neler saklanırdı kimse bilemezdi.
Kader, bir adamın sakladığı sırrı benim önüme sunduğunda o sırra dâhil olacağımdan bir haberdim. Sırra ortak olmak onun belirsizliğinde kaybolmak demekti. Yaman, bilmeden beni o sırra dâhil ettiğinde iki kişinin bildiği sır artık bizden uzaklaşmıştı.
Beni sırlarla dolu ailesine dâhil ettiğinde her şeyi geride bırakıp kendi sırlarımızı yaratmıştık. Göz göze geldiğimizde bakışlarımızdaki sırrı bir tek ikimiz anlayabiliyorduk. Vefa'ya baktığımızda yaşadığımız şaşkınlığı bir tek ikimiz hissedebiliyorduk.
Âşık olmak ortak bir sırra sahip olmaktı.
Yuva kurmak, sırların gizli mekânıydı. İki yabancıyı o karanlığın ardındaki ışığa ulaştırmaktı.
Oğlumun adının baş harfini işlediğim kupamı mermer sehpanın üzerine koyup uzakta batan güneşi izlemeye devam ettim. Vefa, pusetinde sakince gökyüzüne bakarken gözleri daha açık renge bürünmüştü. Yaman'ın kopyasının da kopyası olmayı nasıl başarmıştı bilmiyordum ama kaşının şeklinden kirpiğine kadar babasının aynısıydı.
Ağladığında okyanus dalgaları kadar hırçın, mutlu olduğunda ise gökyüzü kadar parlak bakıyordu. Artık yedi aylık olmuş, emeklemek için bulduğu her fırsatı değerlendirmek için fırsat kolluyordu. Bu kadar atik olmasının sebebi önce Rüzgâr, sonra da onu hamileyken bile bekleyen Lord'du.
Fıstıklarını uçarak getiren Rüzgâr'ın kafasını tutup kendine çekiyor, Lord topunun peşine koştuğunda arkasından götürmem için ağlıyordu. Gözünü açtığı an çığlığı basıyor, babası Rüzgâr'ı omuzunda getirene kadar susmuyordu. Babasının oğlu, papağanını çok seviyordu.
Terasa özel yaptırdığımız koltuk takımına kendimi bırakıp saçlarımı arkaya doğru salındırdım. Atölyemin ikinci şubesini açmanın verdiği heyecanı hala üzerimden atamamışken şimdi ise sergime hazırlanıyordum. Gözümün gördüğü çoğu şeyi yeteneklerimin el verdiği ölçüde seramiğe dönüştürmekten haz duyuyordum.
Serginin gelirini öğrencilere bağışlayacağım için çok kişinin gelmesini ve yüklü miktarda satış yapmayı hedefliyordum. ''Bebeğim, sence hepsini satabilir miyiz?'' Yüzümü sağa doğru çevirip diş kaşıyıcısını hırsla ısıran Vefa'ya gülümsedim. Annesinin gecesini gündüzüne kattığından bir haber şekilde kendi dünyasında yaşıyordu. Dertsiz, tasasız ve sevgi yumağının içindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYOĞLU
Teen FictionEla gözleriyle baktığı herkesi etkileyen Ahu Aladağ. Gri mavisi gözleri olan ve sert duruşuyla Ahu'nun gözlerine vurulmuş Yaman Beyoğlu. İki farklı insan, iki farklı hayat nasıl oldu da bir ormanda kesişti? Beyoğlu'nun çetrefilli ve zor hayatı A...