39.BÖLÜM

20.7K 945 274
                                    

-Evgeny Grinko - Faulkner's Sleep


Sezon Finali Part II.

Arkanıza yaslanın, iyi okumalar!

Gözlerim sol parmağıma taktığı yüzüğe takılı kaldı. ''Bu gece Ahu Beyoğlu olacaksın.'' Yaman'ın sözleri birkaç kere zihnimde yankılandı. Yataktan kalkıp sırtımı yatak başlığına yasladım. ''Ne?'' Aklımın içindeki bir sürü kelime birbiriyle çarpışsa da dudaklarımdan sadece iki harf döküldü. Yaman'ın dudağı sola doğru kıvrılınca elmacık kemiği biraz daha belirginleşti. ''O gün, bugün güzelim.'' Yüzünde arsız ama bir o kadar da saf bir mutluluk vardı. Üzerimdeki ince örtüyü bacaklarıma kadar çekip kalkmam için elimden tuttu. Ayaklarım yere basıyor olsa da ruhen uçuyor gibiydim. ''Bir dakika,'' deyip ellerimi ellerinden çektim. Yaman'ın bileğinden tutup saatine baktım. ''Gecenin üçünde mi?'' Şakaysa komik, değilse daha komikti.

''Ne evlenmek için başvurumuz var ne de benim herhangi bir hazırlığım. Ayrıca bu saatte nikâh memurunu nereden bulacağız?'' Evin önündeki lamba olmasa etraf zifiri karanlıktı. Gözlerim tekrar onu bulduğunda yüzümde gördüğü her ne ise bir an duraksadı. ''Her şey ayarlandı biz sadece deftere imza atacağız o kadar.''  Komodinin üzerine koyduğu cüzdanını, telefonunu ve arabasının anahtarını aldı. ''Gün doğarken yeni güne eşim olarak gireceksin. Herhalde hayatımın en iyi günü bu gün olacak.'' Midemde gezinmeye başlayan endişe tohumları oraya yerleşip filizlenmeye başladı. ''Sence doğru mu yapıyoruz? Yaman, sana bunları söylediğim için acele etmene gerek yoktu,'' dedim elimi saçıma daldırırken. Elleri kollarıma tutunurken burnundan sakince bir nefes verdi. ''Sakin olur musun Ahu... Bu korkunun nedenini gerçekten anlayamadım. Bana karşı hala tam anlamıyla güvenmiyorsan erteleyebiliriz.''

Yaşadığım tedirginliğin söylediği bu şeyle hiçbir ilgisi yoktu hâlbuki. Aniden gelişip beni hazırlıksız yakalayan her durumda rahat hissedemiyordum. Kafamı iki yana salladım. ''Sana güvenip güvenmemekle alakası yok. Gelinliğim bile yok!'' diye yükseldim sonlara doğru. ''Gelinlik giymeyen gelinde olur ama... Nikâh şahidim kim olacak? Şaheser anne olur mu acaba? Ama bu saatte kadını uyandırmak olmaz bütün gün yoruluyor zaten ayıp olur. Saçlarımı yapsaydım bari baksana yanmış saman gibi,'' dedim saçlarımı tutup uçlarına bakarken. Gözlerim saçlarımda gezinirken Yaman'a denk geldi. İşaret parmağını yanağına değdirip sakalını kaşıdı. ''Eğer dert ettiğin tüm bu basit şeylerse çözümü de çok basit. Yeter ki seni gerçekten neyin tedirgin ettiğini bana söyle.''

Yaman'ın her şey farklı olacak dediğinde ona inanmamış olsaydım şuan karşımda böylesi uzlaşmacı bir adam bulamayacaktım. Zorla o imzayı attırmayı değil de kendi rızamla, isteyerek yapmam için elinden geleni yapıyordu. ''Mutsuz olmaktan korkuyorum. Seni kaybetmekten korkuyorum, sana, bana artık her kim olursa olsun sevdiklerime zarar gelmesinden korkuyorum. Seni bulduğumdan beri yeterince kötü olay yaşadım zaten. Bir de evlenirsek ne yaşayacağımı öngöremiyorum ve bu beni aşırı tedirgin ediyor.'' Ona bir adım daha atıp yaklaştım. Elim parmağının üzerinden sakallarını buldu, usulca okşadım. Benim yansımammış gibi oda elini yanağıma koyup yüzümü okşadı. ''Sensiz bir hayat düşünemiyorum, seni çok seviyorum. Ama sıradan şirket sahibi olan bir adam için geçtiğin yollar çok zorlu ve tehlikeli. O yolun sonu beni korumak için ya seni uçuruma sürüklerse?''

Yatağın ucuna oturup beni de dizlerinin üzerine yerleştirdi. Yan oturduğum için kollarımı ensesinde birleştirip kendimi söyleyeceği şeyler için hazırladım. ''Evet, görünürde basit sıradan bir iş adamıy-'' Cümlesini tamamlamasını bekleyemeden atıldım. ''Basit ve sıradan bir insan değilsin yanlış anladın beni,'' dedim onu üzmemek için. O benim gözümde asla basit bir insan değil aksine cesaretine ve her koşulda sağlam kalan duruşuna imrendiğim birisiydi. ''Beni nasıl gördüğünü sözcüklerinden değil bakışlarında biliyorum sevgilim. Ben sadece bu günlere gelmek için bir ant içmiş ve her ne olursa olsun bu sözü çiğnememek için çabalayan bir insanım. Şirketin kurucusu babam olduğu için başa ben geldiğimde zaten oldukça zor şeyler yaşadım, yaşadık. Kuzey'in şapşal olduğuna bakma ben Norveç'ten dönene kadar çoğu şeyi tek başına halletti. Ama babam olacak o şahsiyet haklı haksız bazı kişilerin kuyruğuna basmakla kalmayıp o kuyruğu kestiği için ihale bana kaldı. Bir evin içinde yaşananlara sadece dört duvar şahit olur. Dışarıdan babamın bıraktığı işi tamamlamak için başa geçtiğimi düşünenler oldu. Beni, onun varisi olarak hesap ettiler. Ama asıl gerçek, onun ismini önce kafamdan sonra da bu camiadan silmekti.'' Elini dizimin biraz yukarısına yerleştirdikten sonra güven verircesine sıktı. ''Hafızamdan, kalbimden silemeyeceğim tek insan sensin. Bu yüzden sen yanımda olduğun müddetçe ben o uçuruma sürüklenmem, aksine uçuruma giden yolların hepsini seninle yürürüm.''

BEYOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin