45.BÖLÜM

12.1K 586 109
                                    

- Yalın - Meleklerin Sözü Var


Güneş gökyüzüne ben ise onun eşsiz yüzüne kavuşmuştum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Güneş gökyüzüne ben ise onun eşsiz yüzüne kavuşmuştum.

Bana ayrılan sandalyeme oturmuş dakikalardır denizi izleyen Yaman'ı seyrediyordum. Yüzünü ilk kez görmüş gibi hayranlıkla, bakmaya doyamayacak kadar büyük bir aşkla. Parmağımın ucu gelinliğimin işlemelerinin üzerinde gezinirken kendimi uzun zamandır bu kadar huzurlu hissetmemiştim. Güneş son demlerini yaşarken deniz dalgalarının sesi hepimizi mest ediyordu. Orkestranın çaldığı caz müzik ise davetlilerin danslarına eşlik ediyordu.

Topuklu ayakkabılarımdan güç alıp yere sağlam bastığımdan emin olduktan sonra ayağa kalkıp Yaman'ın yanına kadar ilerledim ve elimi koluna sardım. Yanağımı omzuna yaslarken derin bir iç çekip saçlarımın üzerine bir öpücük bıraktı. Denizin tuzlu kokusu ciğerlerime dolarken onun sessizliğine sığınmanın ne kadar huzurlu olduğunu düşündüm. ''Annemle konuşuyordum,'' dedi usulca. Üzerindeki damatlığa rağmen sesi o günlerin acısıyla titreyip çocukluğuna geri dönmesine neden oldu. ''Sohbetinize bilmeden dâhil oldum.'' Elimi sıkıca tutarken parmağı elimin üzerini okşuyordu. ''Sen hayatıma, her anıma hep dâhil ol güzelim, memnuniyet duyarım.''

Gözlerimi boğazın rengindeki gözlerinden çekip parmağındaki yüzüğe çevirdim. Elleri güzel olduğundan mı yoksa benim kocam olduğundan mı bilinmez yüzüğü ona çok yakışıyordu. ''Ne konuşuyordunuz peki?'' diye sordum merakıma yenik düşerek. ''Hayatımın bir deniz kenarında bittiğini düşünürken şimdi yine bir deniz kenarında başladığını söylüyordum. Yıllar önce tam bu ayak bastığım noktada annem ellerimden kayıp giderken şuan sevdiğim kadının ellerini sıkıca tutuyorum. Deniz, karanlık sularıyla annemi benden koparırken, yine en kıymetli kadını bana bahşetti. Bu günün geleceğini asla tahmin edemezdim Ahu.''

Denizle onun arasına girip iki elini sıkıca tuttum. Arkamdan esen rüzgâr topuzumdaki saçlarımı yüzüme doğru savururken Yaman bir elini usulca çekip saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Dudaklarında tatlı bir tebessüm, nefes alırken bakışlarına can gelmişti. ''Bugünün geleceğini kim tahmin edebilirdi ki,'' deyip şirin gözükmeye çalışan küçük kızlar gibi omuzlarımı salladım. En çok ona şımarıp en çok ona nazlanmayı seviyordum. ''Meçhul birini deliler gibi sevip beş ay içinde evleneceğimi asla tahmin edemezdim.'' Yaman boynumdaki kolyeyi düzelttikten sonra parmağının tersini açıkta kalan tenime sürttü. ''Demek beni deliler gibi seviyorsun...'' Uykumda bile onu sevdiğimi söylediğimi bilmesine rağmen ilk kez duymuş gibi zevk almıştı.

Davetlileri ve düğün akışını hiçe sayıp yine kendimizi dünyadan soyutlamıştık. Adeta görünmez bir perde üzerimize örtülüyordu ve bizi birbirimize ait kılıyordu. Kafamı sağa eğip kirpiklerimin altından ona bakıp gülümsedim. ''Sanki şuramda bir fırtına kopuyor ve o fırtınayı kopartan sensin. İnsanın eşine her baktığında böyle hissetmemesi gerekir, tamamen delirdim,'' dedim içimden geçenleri nasıl cümlelere dökmem gerektiğini bilemeyince. Yaman nasıl bu kadar güzel güldüğünü anlamayacağım bir şekilde güldü. Gülüşü öyle içtendi ki çehresinden neşe saçılıyordu.

BEYOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin