49.BÖLÜM: VURULDU

197 50 151
                                    

Rüya Seren

Gözlerimi açtığımda kapkaranlık bir odada olduğumu fark ettim. Küçüm pencereden yüzüme vuran ay ışığı gözümü alıyordu. Kendimi o kadar halsiz o kadar yorgun istiyordum ki.

Ellerim bağlanmış ayaklarım bağlanmış ağzım ise bir bezle kapatılmıştı. Olduğum durumun idrakına vardığımda bağırdım. Ağızıma kapatılan bez yüzünden sesim bi türlü çıkmıyordu.

Kendimi ileri geri oynatmaya çalışırken bir anda sandalyenin ayağı kırıldı ve yere düştüm. Canım yanarken o acı hissi ile bu sefer daha da gür çıktı sesim. Gözlerimden birbir aktı yaşlar korkuyordum. Şuan hatırlamaya başlamıştım.

Berk, Elçin, Görkem onlar neredeydi. Avazım çıktığı kadar bağırdığım da sesimi sonunda bir adam duymuştu. Kapıyı teknesiyle açıp "oo küçük hanım da uyanmış" dedi.

Gelmesi iyi mi oldu kötü mü oldu bilmediğimiz adam bana kötü kötü bakarken ağlamaya devam ettim. Yanıma yaklaştıkça ağlamam kuvvetleniyordu. Sandalyeyi yerden kaldırıp saçlarımı okşadı. Korkuyla bağırırken o bundan zevk alıyordu.

Gözyaşlarımı silip "ama böyle ağlarsan olmaz ki güzel kız" dediğinde bağırdım. Dokunma demek istercesine adam gülerek "baban ile konuşmak ister misin?" diye sordu.

Hemen kafamı salladım. Babamı aradıklarında önce pislik adam kendi konuştu. Arsa meselesi yüzünden şuan bu adamların elimdeydim. Adam konuşması bitince telefonu bana uzattı. Çığlıklar eşliğinde babama seslenirken arkadan Çağatay'ımın ağlayan sesi duyuldu.

Tam cevap vermek için yeltendiğim de ise telefon kapandı. Adama küfürler gönderirken hızla kapıyı çarpıp çıktı.

Abartısız sabaha kadar ağladım. Gözlerim şişmişti. Şişmeyi bırak artık görüş açım bile kısılmıştı. Gece boyunca hiç yanıma grlmemişlerdi. Zarar vermemişlerdi bana ama hala aklım bizim çocuklardaydı.

İyiler miydi? Buradalar mıydı? Bu düşünceler içinde kıvranırken odaya yine gece gördüğüm adam girdi.

Babamı aramıştı yine bana dokunmaya çalıştıkça bağırdım. Şerefsiz adam bilerek yapıyordu. Babam ağlarken başka kimsenin sesi çıkmıyordu. Ağlamalarım hızlanırken tek dileğim bu adamların bana bir şey yapmadan burdan kurtulmaktı. Adam tekrar çıktı odadan

Amacı sadece babamı deli etmekti ve başarıyordu da. Bir süre daha ağladım. Ağlamaktan başım ağrımıştı. Neden bulamıyorlardı beni nereye getirmişti bu adam beni? Kalbim içime sığmaz olmuştu.

Nefeslerim daralırken bir ses duyuldu. Biri benim ismimi söylüyordu. Hemde bu ses Çağatay'ın sesiydi. İsmimi bağırarak buraya doğru geliyordu. Ses giderek yaklaşınca bende kendi halimce bağırmaya başladım.

Sesi duyar belki diye o sırada odaya adam girdi. Beni anında iplerden kurtarıp "Allah kahretsin" dedi.

Babamlar beni bulmuştu Çağatay'lar beni bulmuştu. Kalbim hızlanırken adam beni hızla çekerek aşağı indirdi. Karşımda babaları gördüğüm de ister istemez ağlamaya başladım.

Onlara koşup sarılmayı beklerken adam silahı çoktan başıma dayanmıştı. Kollarında çırpınırken sevdiğim adamın çığlıkları kulaklarımda çınlıyordu...

Berk Yalçınkaya

Rüya'nın olduğu bölgeden sinyaller alındığın da koşarak dışarı çıktım. Yere çömelmiş kulağını kapatarak kendini sakinleştirmeye çalışan Çağatay'ı dürterek "Çağatay kalk kalk sinyal aldılar bulucaz Rüya'yı!!" dedim.

Bir Mucize Yeter (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin