43.BÖLÜM: KORKU EVİ

195 71 141
                                    

Rüya Seren

         Sabah güne Elçin'in beni dürtmesi ile uyandım. Elçin bir yandan kıkırdarken ben ise neye güldüğünü anlamaya çalışarak doğruldum ve bir anda karşımda gördüğüm ikili ile gülmeye başladım.

Berk ve Görkem nasıl olduysa yanyana uyumuş Görkem'in bacakları Berk'in üstünde Berk'in kolları ise Görkem'in vücudunu sarmıştı. Yüz şekilleri de tahmin edildiği gibiydi.

Rüyalarında ne görüyorlarsa ikisinin de yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. Elçin ile gülerek telefonlarımıza sarılmış birkaç tane fotoğraf çekip bu anı selfie yaparak taçlandırılmıştık. Sabaha böyle uyanmanın bana inanılmaz bir enerji verdi aşikardı.

Elçin ve ben gülerek odadan ayrılırken annem ise çoktan kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. "günaydın annem" Annemin yanağına kocaman bir buse kondurdum. Annem her zaman ki enerjisi ile birlikte saçlarımı okşayarak "günaydın meleğim" dedi.

Ardından Elçin'e dönerek onun da saçlarını okşadı "sana da günaydın kızım" deyip işine tekrardan döndü. Anneme yardım etmek için ellerimizi yıkarken aklımda hala Berk ve Görkem'in uyuş pozisyonları vardı hala onlara gülerken salatalıkları doğrama görevini üstlenip tahtayı önüme koydum ama aniden aklıma Çağatay'ın oturmasıyla bir anda duraksadım.

İlk defa sabah uyandığımda aklımı o değil de başkaları doldurmuştu nedensizce vicdan azabı duymuştum. Her sabah onun düşüncesi ile  uyanmak vücudumda anlamlandıramadığım bir hisse sebep olmuştu.

Ben böyle düşünürken elimde hissettiğim acı ile birlikte ağzımdan küçük bir inilti çıktı. Elçin ve annem bana doğru bakarken ben ise elimi sallıyordum. Evet aferin bana kaçınılmaz son elimi kesmiştim. Annem elimi direk suya tutarken Elçin yara bandı almak için ilk yardım kutusunu olduğu yere gitti.

"iyi misin kızım dikkat etsene birazcık!?" annemin telaşlı yüzünü gördükten sonra bir kez daha kendime kızdım. Neydi bu Çağatay aşkı anlamıyordum. Kendime zarar verebilecek kadar düşünmek elime ne geçirecekti ki.

Annem elime pansuman yaparken "Önemli bir şey yok anne sakin ol küçük bir sıyrık sadece dikkatsizliğime gelmiş" diyerek olayı toparlamaya çalışıyordum. Pansumanın ardından tekrar kaldığım yerden devam ettim.

"Gidin de çocukları uyandırın kızlar bende Deniz'i kaldırayım" Annemin babamı uyandırmaya gitmesiyle birlikte bizde benim odamda uyuyan Görkem ve Berk'i uyandırmaya gittik.

Kapıyı açtığımızda hala aynı pozisyonda uyuyorlardı. "Berkk Görkemm hadi uyanın!" Yorganı çekiştirerek birbirine yapışan ikiliyi uyandırmaya çalıştık. İkisi de gözlerini açtıklarında gülerek

"Ee günaydın aşk uykunuz bitti sonunda" dedim. Berk afallarken Elçin teldonunu çıkararak sabah çektiğimiz fotoğrafları gösterdi. Berk Görkem'in kafasına vurarak "amip gibi yapışmıssın şu hale bak" dedi.

Odanın her tarafını kahkahalar doldururken Görkem hala uyku sersemiydi. Yatakları toplarken onlarda aşağı indiler. Onlar gibi kardeşlere sahip olmak benim için paha biçilmez bir duyguydu.

Yatakları toplayıp bizde aşağı indik. Herkes sofradaki yerini almış annem ise çayları koyuyordu. "Çocuklarım kusura bakmayın çok aceleye geldi detaylı bir hazırlık yapmadım." diyen annem çaydanlığı mutfağa götürmek için ayaklandı annem gider gitmez

Berk masayı süzüp "Bu detaysızsa detaylısını düşünemiyorum." dedi. Görkem hemen atılıp masada ki börekten bir parça ağzına atarak "Detaylı olsa kuzu çevirecek heralde" dedi. Babam dahil olmak üzere gülmeye başladık.

Bir Mucize Yeter (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin