Medya: Çağatay
Çağatay denen çocuk gün boyu yanıma gelip bir şeyler soruyor cevap alamayınca geri gidiyordu. Berk ise parti telaşına kapılmış beni unutmuştu. Okul sonunda bitmiş ve artık eve gidebilecektim.
Berk heyecanla "Akşam geliyorsun dimi?" diye sordu. Bu çocuğu da asla kıramıyordum ki zoraki bir tebessüm ile "gelmeye çalışacağım" diyerek babamın kucağında her zaman ki yerimi aldım.
O sırada kapıda Çağatay ile karşılaştık. Beni o halde görüp istifini bozmadan selam verdi ve yoluna devam etti. Onu takmadan babam sayesinde bindim arabaya,o partiye her ne kadar gitmek istemesem de en yakın arkadaşlarımın bu günlerinde onları yanlız bırakmam çok yanlış bir davranış olurdu.
Eve gider gitmez durumu ablama anlatıp ondan yardım istedim. Ablam ile dolabın karşına geçip elbise seçmeye başladık. Bana kalsa pantolon t-shirt gidecektim.
Ama ablam durur mu kendi halince bir elbise çıkardı. "Abla saçmalama giymem ben bunu" dedim. Ablam sinirle "Uf Rüya eskinden çok severdin bunu şimdi niye inat ediyorsun kızım sen?" diye sorunca sinirle
"Kendi ağızınla söylüyorsun eskiden öyleydi şimdi değil!!" dedim.
Yarım saat boyunca kıyafet seçmeye çalıştık. Kavga dövüş sonunda bir şeyler seçebildik. Ablamın yardımı ile giyindim. Kırmızının en koyu tonunun da sırt dekolteli askılı mini bir elbise giydim.
Rüya'nın giydikleri 👆
Babam bırakacaktı beni anneme sarılıp "Ben gecikmem sizi arayınca gelin olur mu?" diye sordum. Annem dolu gözlerle
"İstediğin zaman gelebilirsin kızım yeter ki eğlen mutlu ol"
Tebessüm edip "Tamam" dedim. Oda bana çok üzülüyordu belli etmesede her halinden anlıyordum. Klasik anne nasihatlarından sonra artık gidebilirdik. Arabaya bindik. İçimde değişik bir his vardı,kötü bir his.
Berklerin evlerine geldiğimizde bir sürü araba ve insan olduğunu gördüm. Fazla ürkütücü gelmişti. Felç olduğum günden beri ilk defa bu kadar kalabalık bir ortama girecektim.
Normal olarak tedirgindim. O sırada kapıda takım elbisesi ile Berk belirdi. Babamla selamlaşıp indirdiler beni arabadan. Babam beni Berk'e teslim eder etmez oradan ayrıldı. Berk beni süzüp "Vay benim prensesime bak yine çok mu güzelsin sen?" dedi. Tebessüm edip
"Yaptık kendi halimizce bir şeyler,asıl sen naptın böyle Elçin tekrar aşık olacak" deyip göz kırptım.
Beraber içeri geçtik. Her yer çok kalabalıktı beni bir köşeye bırakıp misafirlerle ilgilenmeye gitti. Kendime bir vişne suyu alıp etrafa göz gezdirdim tüm okul resmen buradaydı. O sırada Berk bir anda
"Geliyor hazırlanın!!"
diyerek bağırdı. Çok heyecanlıydı. Elçin içeri girer girmez. Konfetiler patladı koskocaman bir pasta çıkageldi.Ben ise köşeden bu güzel anı izleyip alkışlamak ile yetindim. Elçin büyük bir mutlulukla Berk'e sarıldı.
Bir an gözümde eskiler canlandı. Yüzümde yine tatlı küçük bir tebessüm oluştu. O sırada Elçin yanıma gelip "Ya çok güzel olmuşsun iyi ki geldin" dedi. Ellerini öpüp
"Senin kadar güzel değilim. Hep böyle mutlu ol güzelim hep"
diyerek sarıldım,biraz yanımda durup tekrar Berk'in yanına gitti.
Aynı yerde durmaktan sıkılmıştım. Bahçeye çıkmak istiyordum ama bu kalabalıkta kendi başıma bu sinir bozucu aleti kullanmam imkansızdı.
Etrafa göz gezdirirken bir an Çağatay ile göz göze geldik oda buradaydı gözlerimi kaçırıp başka tarafa bakmaya başladım. Bir kaç dakika sonra yanımda belirdi.
"Sıkıldın dimi?" diye sordu. Cevap vermedim. "Anlaşıldı bugün de konuşmak istemiyorsun neyse kaçırayım mı seni?" diye sordu"Nasıl?" diye sordum.
Tebessüm edip sandalyemi sürmeye başladı. "Pardon biz bi geçelim" diyerek insanların arasından kurtulup bahçeye zor belada olsa çıktık.
Havuzun kenarına geçtim. Sonunda o kalabalıktan kurtulmuştum. Çağatay yanıma oturup "Kurtulduk sonunda" dedi. Kafamı ona çevirip cevap verecekken yine aklıma o geldi. O gelir gelmez gözlerimi havuza diktim.
Çağatay tekrar söze girip "Çok güzel olmuşsun" dedi. Şeytan diyor ağzına çarp göster güzelliği ama şeytana uymayacak kadar yorgun olduğum için tekrar susmayı tercih ettim.
"Konuşmayı sevmiyorsun sanırım ama gözlerin her şeyi anlatıyor" dedi. Sonra devam etti. "Amacımı sakın farklı algılama sadece seni çok merak ediyorum. Sınıfa girer girmez dikkatimi ilk çeken sendin" diyerek koluma dokundu. Kafamı ona çevirip elini ittim. "Merak edilecek biri değilim kendine başka bir oyuncak bulsan iyi olur." dedim.
Çağatay üsteleyerek. "Bak yine beni yanlış anlıyorsun. Amacım sadece sana yardımcı olmak gerçekten." dedi.
"Eğer çok yardımcı olmak istiyorsan içerden bana içecek getirebilirsin"
dedim. Konuyu dağıtmaya çalıştığımın farkındaydı. "Peki, alıp geliyorum"diyerek yanımdan kalktı. Derin bir nefes alıp havuzun kenarına yaklaştım. Geriye doğru gitmek için düğmeye bastığımda yanlışlıkla ileri doğru gitmeye başladım. Geri düğmesine basmama rağmen öne gidiyordum. Telaş yapmıştım.
"İMDAT!!"
Ortam çok gürültülü olduğu için sesten beni duyan yoktu. İşte o an bitmişti her şey bu sefer şansım kalmamıştı. Gözlerimi kapatıp vücudumun soğuk su ile temas etmesine izin verdim.
Kollarımla kendimi yüzeyde tutumaya çalışsam da olmuyordu. Kollarım hemen yoruluvermiş su yutmaya başlamıştım. Tam her şey bitti diyerek kollarımı da çırpmayı bıraktım o sırada uzaktan bir ses
"RÜYA!!"
diye bağırıyordu. Cevap vermek istesemde su yutmaktan başka hiç bir şey yapamıyordum. Bir an belimde bir el hissettim.Yüzeye doğru çıktığımızı belli eden soğuk etkisi vücudumu sarmıştı.
Saniyeler sonra kendimi Çağatay'ın kolları arasında buldum. Öksürmekten başka bir şey yapamıyordum.
Etrafta herkes korku ve acıyan gözlerle bana bakarken işte o an ölmek istedim. O bakışlar beni daha da yıkmıştı. Nefesimi kontrol altına aldığımda Çağatay Berk'e emir verircesine
"Battaniye kazak bir şey bul getir çabuk hasta olacak" dedi.
Öksürüklerimin arasında titreyen dudağım ile kekeliyerekde olsa iki kelimenin ağzımdan çıkmasına izin verdim
"TT-TEŞEKKÜR EDERİM..."
Selam yine güzel denilecek bir bölüm ile karşınızdayım. Biraz kısa oldu sanırım ama okunmaya değer olduğunu düşünüyorum. Neyse bölüm sonu sorularına geçelim...
Bölümü nasıl buldunuz?
Çağtay'ın davranışlarını nasıl buluyorsunuz?
Bir sonraki bölüm ne olacak, fikirleriniz neler?
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum yepyeni bomba gibi bölümlerle geliyorum. Aydınlanma yaşayacağınız bölümlerle sizlerle olacağım. Fazla uzatmadan hepinize sevgilerimi sunar iyi günler dilerim. Sizleri çok seviyorum bir dahaki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mucize Yeter (TAMAMLANDI!)
Ficção Adolescente"İnsan umut ettiği sürece yaşar" diye bir söz vardır. Hayat insana bazen o kadar acımasız hamleler yapar ki, insan bocalar,hayata küser en önemlisi de o içinde ki çocuğu öldürür. Herkesin hayatında küçük de olsa bir mucizesi vardır. O mucize sizin e...