47.BÖLÜM: KAYBOLAN AŞK

158 56 147
                                    

Çağatay şenli

Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.

Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!

Güne şiir dinletileriyle birlikte açtım gözlerimi. Büyük ihtimalle Rüya kalkmıştı. Ellerimle gözlerimi ovuşturarak uyanmaya çalışırken her tarafım ağrımış halsizlik vücudumu hakimiyeti altına almıştı.

Koltuktan zor bela kalkıp mutfağa yöneldim. Kapının pervazına yaslanıp karşımda Çınar ile birlikte kahvaltı hazırlamaya çalışan Rüya'ya diktim gözlerimi. İkiside o kadar tatlıydı ki saatlerce onları izleyebilirdim.

Tabi bu izleyişlerim kısa sürdü. Bir anda öksürünce Rüya beni fark edip "günaydın" dedi. Tebessüm ederek karşılık verdim. "Günaydın güzelim" sesim o kadar kısık çıkmıştı ki. Rüya kaşlarını çatarak yanıma geldi. "Senin neyin var betin benzin atmış sanki" deyip elini başıma yerleştirdi.

"Çağatay çok ateşin var senin" deyip bu seferde parmak uçları ile yükselip anlıma deydi dudaklarıyla. "Sen yanımdasın ya ondan çıkmıştır ateşim" dedim. Güldü "şebeklik yapmayı bırakıp bi duşa gir ve yatağına yat ben getiririm kahvaltını" dedi.

Saçlarını okşayıp "iyiyim ben" dedim. Rüya geri çekilip "Çağatay bir kez de itiraz etme bana ya dün saçların ıslak ıslak gezdin sabaha kadar da camın kenarında yatmışsın hasta oldun işte" dedi. "Peki güzel kadınım peki sen benim yanımda daha fazla olacaksan neden olmasın" deyip Çınar'a

"Şampiyon bana kucak yok mu?" Diyerek sonunda ilgi odağımı değiştirdim. Çınar bana sarılırken Rüya "çocuğa çok sırnaşma bide ona geçirme hastalığını yürü artık odana" dedi. Çınar'a göz kırpıp odama geçtim. Rüya'nın benimle ilgilenmesi o kadar hoşuma gidiyordu ki.

İlaçlarımı alıp anında duşa attım kendimi. İçimde anlam veremediğim bir enerji olsada aşırı güçsüz ve halsizdim. Üzerimi zor bela giyip Beni ara diye diye mesaj atan Berk'i aradım. "efendim kardeşim" dedim. "Oğlum ne yaptın dünden beri konuşamadık nasılsınız?" diye sordu. Gülerek "iyiyiz iyiyiz plan tuttu gibi" dedim.

Berk heyecanla konuşurken bir anda "sesine ne oldu senin niye bu kadar kısık ve kaba geliyor" diye sordu. Derin bir nefes alıp "hasta oldum heralde dün bayağı terledim soğudum. Kanser belirtilerinden biri hasta olunca da daha arttı. Of Berk nasıl kurtulacağım ben bundan" dedim.

Berk'in sesi anında düştü. "Beraber başarıcaz tabiki sen bunla yıkılacak adam mısın oğlum şimdi Rüya sana çok iyi bakar iyileşirsin" dedi. Ardından "tamam neyse kapatıyorum şimdi işlerimi halledeyim akşam uğrarız sana" dedi. "Tamam" deyip kapattım.

Yatağa uzandığımda bir anda odaya Rüya girdi. Elinde tepsi vardı. "Çağatay şu saçlarını kurutman gerektiğini ne zaman öğrenceksin" dedi. Tebessüm edip "bak kadın ısırıcam yanağını bu kadar düşünceli olma" dedim. Rüya beni dinlemeden kurutma makinesine fişe takıp "gel buraya" dedi. İtiraz etmeden önüne oturup saçlarımı kurutmasına izin verdim. Bir yandan öksürüyor bir yandan da bu anın bitmesini istemiyordum.

Bir Mucize Yeter (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin