Rüya Seren
Salak şaçma gördüğüm rüyanın etkisinden çıkamamıştım. Sinirle bir yandan kıyafet seçiyor bir yandan da kendime kızıyordum. "Kızım hayır bir insan sevdiğini de bu kadar belli etmez ki aklın fikrin Çağatay olmuş yandık valla" yanımda beni dinleyip dalga geçen Elçin'e sinirlenip bir yastık fırlattım.
"Ya benle dalga geçeceğini tipini bir düzeltsene zaten sinirliyim sinirimi senden çıkarmayayım" diyerek kıyafetlerimi seçtim. Üzerime beyaz salaş bir bluz seçtim. Çizgili kısa mini bir etek giydim. Gayet hoş bir kombin olmuştu beyaz çoraplarımı giyip altına beyaz spor ayakkabımı giydim.
hazır olduğumu söyleyerek Elçin ile beraber aşağı indik erkekler masada oturmuş klasik sohbetlerini gerçekleştiriyorlardı.Yanlarına oturduğumuzda Berk Elçin'e sarılırken Çağatay'da melül melül bana bakıyordu. Pas vermeden yavaşça oturdum sandalyeye hala bana bakıyor bir şey diyecekmiş ama söyleyemiyormuş gibi bir hali vardı. O sırada Berk "oo Rüya hanım bune güzellik böyle?" deyince tebessüm ederek "teşekkür ediyorum Berk bey o sizin güzel bakan gözleriniz" dedim.
Garsonlar yemeklerimizi getiriyor, içeceklerimizi masaya getiriyorlardı. Bu garson sabah ki garsondu. O itina ile bana yemek servisi yaparken Çağatay pür dikkat bizi izliyordu. Yemek servisini bitince içeceklerimizi koymaya başladı. Herkesin bardağına kola koyduktan sonra benimkine yöneldi. Ben tam atılıp kola içmem demeye kalmadan Çağatay benden önce davranıp bardağı aldı.
"Kola sevmez o sen ayran getir" dediği an bi düştüm yalan yok gerçekten düştüm. Sırıtmamak için büyük bir çaba sarf ederken garson çocuk özür dileyerek yanımızdan ayrıldı. Berk "heyt be Çağatay beye bak sen ben bile hiç dikkat etmedim böyle bir detaya helal olsun" derken Elçin bana kaş göz yapıyordu. Ne var yani alt tarafı sevmediğim içeceği bildi görende hayatımı kurtaracak sihiri buldu sanar.
Kendi kendime saçma sapan konuşmalara dalmışken Çağatay merakla " ya sorcam sorcam unutuyorum,siz nasıl tanıştınız?" diye sordu. İşte bu sefer buna gülebilirdim. Berk ile yaşadığım olaylar anında gözümde belirdi. Berk heyecanla
"klasik okul hikayesi aslında ortaokulda tanıştık. Ben 8. Sınıfta geldim Rüyaların okula neyse herkesle ilk günden bayağı samimi olduk tabi Rüya hanım kapalı bir kutu olduğu için hiç pas vermiyor. Konuşmaya çalıştıkça tersliyor falan" deyip bana baktı.
Gülerek "devamını sen anlatmak istemez misin Rüyacım" dedi. Gülerek "ya Berk" dedim ve mahçupca kafamı eğdim. Elçin "kız hadi ama bak Çağatay merak etti" deyince gülerek başladım anlatmaya "mm bizim sınıfın erkekleri kızlarla uğraşmaya bayılırlardı. İşte çantalarımızı çöpe atarlar su ile ıslatılar kafamıza hamur yapıştırırlar hatta bir kere beni çöpe bile atmışlıkları var
Bu arada bunlar gerçekten oldu bizzat çöpe atılan ben konuşuyorum ambsldndlxpx
Her neyse işte bunlar Berk gelince daha bi kudurdular. Kızlara neler yapıyorlar tabi bende dayanamadım bağırdım çağırdım. Bu Berk salağı alınmış aldı eline kalemi tutular beni boyuyorlar çırpınsamda yok yani fayda etmiyor. Her yerim boya mürekkep sinirle oturdum artık. Sonra dayanamayıp dedim bu boyuyorsa bende boyarım kalemin rengini bile hatırlıyorum mordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mucize Yeter (TAMAMLANDI!)
Novela Juvenil"İnsan umut ettiği sürece yaşar" diye bir söz vardır. Hayat insana bazen o kadar acımasız hamleler yapar ki, insan bocalar,hayata küser en önemlisi de o içinde ki çocuğu öldürür. Herkesin hayatında küçük de olsa bir mucizesi vardır. O mucize sizin e...