13.BÖLÜM:BIRAK BİRAZ DAHA SARILAYIM

392 222 177
                                    

Medya: Çağatay (maşallah demeyi unutma!)

   "Yeni bir gün daha başladı. Sana bir gün daha yaklaştım sevgilim, artık bir gün daha yakınım sana"

       Rüyamda yine Onur'u görmüştüm. Ama bu sefer kabus olarak değildi. Dünyanın en güzel rüyasını görmüştüm sanki.Tebessüm ederek tavana bakarken birden Onur'un sesi doldurdu kulaklarımı

"Günaydınn bitanem..."

Şaşkınlıkla döndüm sesin geldiği yöne oradaydı. Telaşla doğrulmaya çalıştım. "Senin ne işin var burda birisi görecek" diye kızdım. Onur gülen yüzü ile "bir şey olmaz sevgilim değil misin kızım" dedi. Gülerek ona bakarken içeri bir anda ablam daldı.

"Günaydın kuzum, hayırdır sabah sabah kimle konuşuyorsun?"

diye sordu. "Ben mi?" diyerek Onur'a döndüm yoktu. Ağzımdan sadece "gitmiş" kelimesi döküldü. Ablam etrafa bakıp "kim gitmiş?" dedi. Kızarak "beğendin mi yaptığını gitti işte korktu senden" diye bağırdım.

Ablam korkuyla "Rüya bitanem ne diyorsun?" dedi. "Sus işte gitti ne zaman geleceğinin de söylemedi of ablaa" dedim.

    Ablam hiç bir şey söylemeden çıktı odadan onun gittiğinden emin olup etrafa baktım. Fısıldayarak "şşşşt Onur ablam gitti nerdeysen çık hadi" dedim ama Onur yoktu gitmişti. "Bari görüşürüz deseydin" diyerek telefonumu aldım.

Çağatay mesaj atmıştı. "İlaç vakti küçük hanım kalk ve ilaçlarını iç" yazmıştı. Onu dinleyip komidinin üstündeki ilaçlarımı içtim. Ablam odaya tekrar geldi. Az önce hiç bir şey olmamış gibi kıyafetlerimi giydirip anlımdan öptü sıkıca sarılıp "iyi olacaksın" dedi dediği şeye kızıp "ben iyiyim zaten" dedim.

   Ablam ağlamaklı bir şekilde ayrıldı benden "neyse hadi Çağatay gelir şimdi" dedi. Beraber annemlerin yanına indik bugün herkes bir garipti.

Onların neden böyle olduklarını düşünürken Çağatay çoktan gelmişti. Annemle konuşmaya başladılar.

"Çağatay oğlum bugün akşam bize yemeğe gelsene seni daha yakından tanımak isterim" dedi. Babamda anneme destek çıkıp "ha aklınla bin yaşa Meltem, aynen oğlum akşam gel iki lafın belini kırarız" dedi.

   Gözlerimi devirerek onları izlerken Çağatay'a kabul etmemesi için kaş göz işareti yapıyordum.

Çağatay benim inadıma kabul edip "tabiki akşam görüşmek üzere" diyerek sandalyemi sürmeye başladı evden çıkar çıkmaz

"Çocuk ben senden kurtulamayacak mıyım ya evde okulda sosyal hayatımda ulan imkanın olsa sıçmaya bile benle geleceksin" diye kızdım.

Çağatay gülerek "güzel fikir aslında bir gün denemek lazım" deyince karnına vurup "yemin ederim pisliksin" dedim. O gülerek ben ise burnumdan soluyarak bindik arabaya yol boyu kendi kendine espri yapıyor gülüyordu.

Beyinsiz, kısa süre sonra okula vardığımızda karşımızda üzgün bir Berk ile karşılaştık. Arabadan iner inmez bana sarıldı. Korkuyla saçlarını okşayıp "berk'im noldu?" diye sordum.

Berk cevap vermeden sadece sarılıyordu. Sırtını sıvazlayıp "limonlu kekk noldu diyorum" diye kızdım.

Benden ayrılıp "oğlum çok kötü kabuslar gördüm dün gece neden bakmıyorsun telefonlarına" dedi. Telefonuma baktığımda uçak moodunda olduğunu fark edip

"özür dilerim bitanem uçak moodundaymış da ne kabusu gördün?" diye sordum.

  Çağatay bize anlamaz gözlerle bakarken Berk konuyu dağıtmak istercesine "nasıl hissediyorsun?" diye sordu. "İyiyim ben de sen iyi değilsin bence" dedim.

Bir Mucize Yeter (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin