-7 Sene sonra-
Rüya Şenli
"Adin kızım koşma hasta olacaksın!" Yıllar yılları kovalamayı çok severdi. Bizde de yıllar geçmiş ve hayatımız rayına oturmuştu. Yıllar aşkımızı, dostluğumuzu, bağlarımızı hiç koparamamıştı. Çağatay ve ben her şeye inat mutlu olmayı başarmış ve evlenmiştik. İki sene boyunca hayatımızın evliliğimizin tadını çıkarırken Berk ve Elçin'in oğlu Ege'yi el birliği ile büyüttük.
Ege babası kadar şebek annesi kadar da zeki bir çocuktu. Çağatay Ege ile birlikte çocuk olup birlikte büyüdüler sanki. Ayaz ve Defne'de bu peşi sıra evliliklerin ardına evlendiler. Aşkları her geçen gün artarken bu güzel tablo Görkem ve Tuğçe için de ilham kaynağı oldu ve onlar da dünya evine girdiler.
Yıllar yılları kovaladı. Çağatay ile birleşen o sıkı bağ bize bir meyvenin müjdesini verdi. Hayat mucizelerinin peşi sıra bizi bir evlat ile taçlandırmıştı. Ege'den sonra ailemize yeni bir üye daha katılmıştı. Hamilelik dönemlerini bir görseniz o kadar zorlaydı ki. Duygusal olarak tamamen çökmüş her şeye ağlamaya başlamıştım. Ben ağladıkça Çağatay'da ağlıyor ben aşerdikçe Çağatay'da aşeriyordu.
Hamilelik sürecim de sağolsun Çağatay beni yanlız bırakmadı anlayacağınız üzere. Beraber her zorluğun üstesinden geldik. Aylar sonra güzeller güzeli bir kızımızın olacağı müjdesiyle ortalık bayram yerine dönüştü. Çağatay'ın kız babası olduğunu öğrenen Berk oğlu Ege'yi devreye sokarak minik şakalar yapmaya başlamıştı bile.
Doğumda çok zorlanmış olsamda çok güzel bir bebek ile ödüllenmişti bu zorluk. Bala benzeyen gözleri cennet gibi kokusu vardı. Çağatay defalarca kokladı kızını. İsmini doğum zamanına dek defalarca değiştirsek de bir anda Çağatay duraksadı bana heyecanla dönerek fısıldadı.
"Adin Asel Şenli" kızımızın adını bulmuştu. Adin cennet demekken Asel ise bal anlamına geliyordu. Cennetteki bal anlamına gelen bu ikili o an doldurmuştu gözlerimi. İkimizde Dünya'nın en güzel bebeğinin anne ve babasıydı. Adin çok güzel bir kızdı babasına da pek düşkündü tabi.
Zaman o kadar çabuk geçmişti ki geri dönmek gözlerimi dolmuştu doğrusu. Adin şuan tam dört yaşında ve bugün doğum günü partisi var. Ege ise tam beş yaşında. Yiğenim diye söylemiyorum ama çok yakışıklı aynı babası. Özellikle de tarzına diyecek laf yoktu. Bahçede ki hazırlıklar sürerken geriye dönüp anıları tazeleme zamanımı geriye bırakıp işlerinin ucundan tutmam lazımdı.
Adin dışarda Ege ile birlikte oyun oynarken Berk ve Çağatay ise süsleri asıyordu. "Adin çok heyecanlı baksana babasına yardım ediyor" Elçin bana seslendiğin de mutfakta ki işimi bırakıp camdan onlara bakmaya başladım. "evet çok seviyor böyle partileri özellikle de balonlar çok dikkatini çekiyor" diyerek tekrar önüme döndüm.
Aniden gözlerim dolmuştu. Ağzımdan bir hıçkırık duyulduğun da Elçin'in kolları belimi buldu. "Neden ağlıyorsun sen ya?" diye sorduğunda sarılıp "bu günleri görmek için çok uğraştım Elçin hem de çok şunlara baksana ben bu görüntü için nelerimi harcadım. Şimdi böyle görünce duygusallaştım." dediğimde Elçin sıkıca sarıldı.
"Evet çok zor şeyler yaşadık ama hepimiz mutluyuz baksana çocuklarımız oldu bizi çok seven eşlerimiz var ve en önemlisi hepimiz hep bir aradayız." dedikleri hıçkırıklarımı arttırken "Bebeğim şu süsleri nere-" Çağatay bir anda mutfağa geldiğinde bizi böyle görmeyi beklemiyor olacaktı ki cümlesini bitiremeden duraksadı.
"Noluyor burda güzelim niye ağlıyorsun?" diyerek yanıma geldi. Elçin bana kafa sallayıp "ben çocuklara bakayım bi" dedi. O gittiğinde Çağatay ellerimi tutarak "ne güzelim?" diye sordu. "çok mutluyum" dedim ve anında sarıldım. Çağatay anlamaz bir hale bürünürken saçlarımı okşadı. "Bende bende çok mutluyum ama neden ağladığını hala anlamadım bebeğim" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mucize Yeter (TAMAMLANDI!)
Novela Juvenil"İnsan umut ettiği sürece yaşar" diye bir söz vardır. Hayat insana bazen o kadar acımasız hamleler yapar ki, insan bocalar,hayata küser en önemlisi de o içinde ki çocuğu öldürür. Herkesin hayatında küçük de olsa bir mucizesi vardır. O mucize sizin e...