Ayaz ÖzkanÇağan bizimkilere şarkılar söylerken Defne oldukça moodu düşük bir şekilde şarkı dinliyordu. Birden kulağına fısıldadım. "Biraz konuşalım ister misin?" diye sordum. Kafa sallayıp ayağa kalktı onunla birlikte terasın en uç tarafında ki masaya oturduk. Sessizce yıldızları izliyordu.
"İyi misin?" diye sordum. Gülümseyip "bilmem sanırım iyiyim" dedi. "Anlatmak ister misin belki rahatlarsın, hem de seni tanımış olurum" dedim. Uzun uzun baktı önce sanki güvenmek istermiş gibi. Düşündü düşündü ve derin bir nefes aldı.
"En baştan anlatayım o zaman, Benim annem sakat tüm vücudu felç" deyip kafasını yere indirdi. Gözleri doluyordu. Bunu kuyumcuda duymuştum. Koluna dokundum güç vermek için "nasıl oldu?" diye sordum tedirgince "tatile gidiyorduk, her şey çok güzeldi sonra birden karşıdan gelen bir tır vardı. Freni patlamış bize sellektör yapmasına rağmen biz anlamadık. Sonra bir anda tırın altında girdi araba" -ağlaması hızlanır- "sonrası çok karanlık, bir sürü araba babamın yerde yatışı annemin çığlıkları,ablamın omzunda yatışı"
Benim bile gözlerim dolmuştu. Gözyaşları bir bir akarken "babam vefat etti o kazada annem ise felç kaldı. Elden ayaktan tutamaz hale geldi. Küçük yaşta ablam çalışmak zorunda kaldı. Benim okumam için çok uğraştı. Tüm evin yükünü üstlendi ama yetişemedi tabi ki. Hem okuyup hem çalıştım. Bir şekilde geçiniyorduk ama işte o sırada hayatımın en büyük hatası ile karşılaştım."
Bir anda kafasını kaldırdı. Eliyle yüzünü sildi. "O hayatımın bir anda merkezine oturdu. Tüm dertlerimi unutturdu. Annemi unutmuş evin geçimini ise tamami ile unutmuştum. Havalarda uçuyordum. Taki sevginin yerini kalpsizlik alana kadar. Sevgi dediğim şeyin heves olduğunu o an anladım. Annemin o halini gördükten sonra yaşadığım yeri gördükten sonra uzaklaştı benden
Sonra bir anda bir ayrılık mesajı ve o gecenin asıl bombası bir kızı öperek attığı hikaye.. Dünya başıma yıkıldı. Bulutların üstünde uçan Defne bir anda yerle bir oldu. Yaptığı şeyler değil de en çok sevgisizlik koydu. Bana kaybolan çocukluğumu yaşatır sanmıştım. Olmadı ama çocukluğum gibi bu da kayboldu." dedi. Ağlamaktan makyajı akmış, gözleri hemen kızarmıştı. Diyecek bir söz bulamadan sadece onu izledim. Uzun bir sessizliğin ardından derin bir nefes aldı.
Sanki içinde biriken bir şeyler varda bu anı bekliyorcasına bana dönüp titreyen sesiyle tekrar bana baktı.
"Bazen çok düşünüyorum, hani bu kadar sevgisizliği yaşayacak ne yaptım diye ama inan cevabını bulamıyorum. Hayatım boyunca doğrusunu seçemedim ama tek doğrumun o olmasını çok istedim tabi hesaba hiç katmadığım bir şekilde yaptığım yanlışlara yenilerini eklememe sebep oldu. Aşk diye bir şey yok deyip öylece gitti.
O kadar çaresiz kalmıştım ki inan o gece içim öyle yandı ki sokaklara çıkıp deliler gibi koşup bağırasım gelmişti. İçimde öyle bir yanardağ vardı ki. Durduramadım kendimi Ayaz sadece bağırmak istedim ama sesim çıkmadı. Hıçkırıklarım o dört duvarda kaldı. Duyuramadım sesimi kimselere o dört oda içinde çığlıklarım boğdu beni. İşte o an ölüyorum sandım.
Bir aşk bu kadar can yakar mı? Masallarda toz pembe anlatılan her şeyin aslında siyah olduğunu öğrenmek çok koyuyor. Şuram da ya şuram da tarif edilmez bir düğüm var hıçkıra hıçkıra ağlayıp bağırmak istiyorum sesimi kimsenin duymadığı bir yerde deli gibi bağırıp içimden atmak istiyorum o adamı ama olmuyor. Kalbimden boğazıma doğru çıkan o yolda tıkandı kaldı.
Ne konuşmama izin veriyor ne nefes almama. Kurtulmak istiyorum bunca derdin arasında yıkılmak istemiyorum çünkü anneme bir söz verdim ben eğer ben yıkılırsam annem de gider annem giderse işte ben o zaman biterim Ayaz biterim." -Hıçkırıkları artar- Artık dayanamayıp sıkıca sarıldım. Hakkında doğru düzgün bilmediğim bir kıza üzülmüş ve sarılıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mucize Yeter (TAMAMLANDI!)
Novela Juvenil"İnsan umut ettiği sürece yaşar" diye bir söz vardır. Hayat insana bazen o kadar acımasız hamleler yapar ki, insan bocalar,hayata küser en önemlisi de o içinde ki çocuğu öldürür. Herkesin hayatında küçük de olsa bir mucizesi vardır. O mucize sizin e...