“Yapabilirsin Berfin...” dudakları sadece bunu sayıklıyordu. Yapabilir miydi, onu kendi de bilmiyordu? Uçak için içtiği hap işe yaramıştı ama burası için aynı yöntem geçerli değildi. Avusturya’nın, ismini bile duymadığı bir kasabasında tek başına ve üstelik diz boyu kar olan bir yerde ne yapacaktı bilmiyordu. Belki de iki hafta boyunca odasından çıkmamalı, hatta sürekli uyumalıydı.
Buraya korkuları ile yüzleşmeye gelmişti, kabul ve hepsiyle yüzleşmişti. Agorafobi, agirofobi, nyctophobia, acrophobia, monofobi... Bunların hepsi şuan karşısındaydı ve hangi biriyle baş edeceğini bilmiyordu.
En iyisi hepsini siktir edip buradan gitmekti. “Evet! Siktir deyip gitmek!”
“Bence siktir demeden, bir gez gör. Eminim beğeneceğin bir şeyler vardır.”
Arkadan gelen sesle yerinden sıçradı. “Se-sen ki-kimsin? Dil-dilimizi nereden biliyorsun?”
Adam kısık bir kahkaha attı, “Hey, hey, hey... Sakin ol! Uzaylı falan değilim. Ayrıca annem Türk, dilinizi oradan biliyorum.”“Aa-ah! Çok güzel! Koca ülkede bir Türk! Bunu yemedim. Eminim Türk turistleri tavlamak için öğrenmişsindir.”
Adam başını eğdi ve yapmacık bir ‘kahretsin’ bakışı attı kıza. “Aa, evet. Sırrımı öğrendin.” Yüzünde yine yapmacık bir telaş vardı. “Sırrımı bilenleri öldürüyorum biliyor musun?” kızın gözlerindeki dehşet adamı eğlendirmişti. Karşıdaki kar tepeciğini gösterdi. “O aslında bir kar tepeciği değil. Mezarlık!” kıza yaklaştı ve gözlerine korkunç göründüğünü düşündüğü bir gülümse yaydı.“Kor-kork-korkmadım!” -Altına yapacaktı. Bu adam psikopattı. Yutkundu.
Adam sesli bir kahkaha attı. “Hadi ama, sadece şakaydı ufaklık. Ben Daniel Deniz,” dedi elini uzatarak.
Lanet olsun Berfin’in deniz korkusu da vardı. “Berfin,” dedi kısaca.
“Memnun oldum Berfin. Bu otel annemin. Babamdan boşandıktan sonra yüklü bir tazminat aldı ve burayı açtı,” dedi gülerek.
Berfin yüzünü buruşturdu. “Eminim babanı bir kadın ordusu ile basmıştır. Bu kadar yüklü bir tazminat aldığına göre,” derken otele bakıyordu.“En yakın arkadaşı ile bastı.”
Kız da gülmüştü. “Anladım.”
Deniz sevimli bir sesle “Ee, arkadaşın olabildim mi?” diye sordu.
“Evet,” dedi Berfin. En azından bir korkusunu yok saydırabilirdi bu genç ona.
“Güzel.”O sırada annesi çıktı mutfak kısmından. “Hoşgeldin,” dedi tatlı bir İngilizce aksanı ile gülümseyerek.
“Aa o bir Türk anne, senden.”
“Senden değil, senin gibi. Of Deniz!” sonra kıza sarıldı, “Çok mutlu oldum. Ben Deniz’in annesi Sabiha.”
“Memnun oldum Sabiha hanım.”
“Bende.” Sonra Deniz’e baktı. “Baban nerelerde?”
Deniz yüzünü buruşturdu, “Şey... Şimdi buralardaydı.”Kız anlamayarak ikisine baktı. O bakışı fark eden Sabiha hanım, oğluna ayıplar gibi başını sallayıp, “Ona da mı aynı şeyi söyledin?” dedi.
“Sadece şakaydı.”
“Ne şakası?” diye araya girdi Berfin.
“Oğlumun babasını arkadaşı ile basıp, aldığım tazminatla da burayı açmadım. En büyük hayali midir nedir, herkese bunu söylüyor! Kocamın evlilik yıldönümü hediyesi.”Kız kaşlarını çatarak gence bakınca, Deniz gayet doğalmış gibi yanıtladı. “Ama kabul et, diğeri daha dikkat çekici.”
“Dikkat çekmek istemiyorum Deniz. İnsanlar arkadaşımla bastığım kocamla neden aynı otelde kaldığımı merak etmesinler istiyorum.”
“Tamam, dikkat ederim.”
“Etme! Çeneni tut!”
Üçü birden gülünce, Berfin bu tatile artık o kadar da kabus olacakmış gibi bakmıyordu.???
KARTANEM YAKINDA...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EDA ŞAHİNOĞLU HİKAYE TANITIMLARI (M.S.Y.)
ParanormalEDA ŞAHİNOĞLU HİKAYE TANITIMLARI... BÜYÜK SEVDALARIN TARİFSİZ DUYGULARIN ATEŞLE DANS EDEN TUTKULARIN İNKAR EDİLEN İNATÇI AŞKLARIN MUTLU SONLARLA SÜSLENMİŞ HİKAYELERİNİN ADRESİ... *Henüz başlamamış olan seri ve kitapların tanıtımları bulunmaktadır. S...