💐UMUT VE SEVGİ SERİSİ💐 MAVİ İRİS * UMUDUN ÇİÇEĞİ - TANITIM

2.5K 219 47
                                    

Bugün 'Bir Ölünün Gözyaşları' adlı hikayemi paylaştım. İki bölümden oluşuyor ve dolayısı ile bitti.
Ama vakti zamanında, bu hikayeyi ilk yazdığım yıllarda, oğlu Umut'un hikayesini yazmıştım. Üç bölümü yazıldı. Eğer beğenilirse sıraya ekleyeceğim. bu yüzden fikirleriniz önemli.

🌼🌼🌼🌼🌼

UFAK ALINTI - UMUT'UN ÇİÇEĞİ / MAVİ İRİS

Genç kadın çantasını alırken, kapıdan giren oğluna sevgi ile baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Genç kadın çantasını alırken, kapıdan giren oğluna sevgi ile baktı. "Umut, bebeğim. Benim çıkmam lazım. Biliyorsun dişçide randevum var. Ama bugün Müzik öğretmeni gelecekti. İşe başlayacak. Ona yardımcı olur musun? Muhtemelen ben gelmemiş olurum."
Umut gülümsedi ve annesinin yanağını öptü. "Olurum anne, merak etme. Ama seninle gelmemi istemediğinden emin misin?"

"Eminim," deyip, hızlıca çıktı kadın.
Adam ise ardından bağırdı, "Geçmiş olsun bebeğim." Sonra kendine gülüp, odasına gitti. Tam girecekken, okuldaki yardımcı kadını gördü.
"Jülide hanım," diye seslendi.
"Efendim oğlum."

"Bir Müzik öğretmeni gelecekti. Adı... Iıı..." güldü, "Bilmiyorum. Annem söylemedi. O gelince benim odama yönlendirir misin?"
"Tabi oğlum."
"Teşekkürler," deyip, odasına geçti. Laptopunu açtı ve bir kaç habere baktıktan sonra, hafif bir müzik açıp arkasına yaslandı. Kapısı çalınınca, "Gir," diye seslendi.

Küçük kız önce başını geçirdi, "Umut öğretmenim benim."
Adam gülümseyerek ayağa kalktı. "Gelsene Ilgın," dedi.
Kız koşarak yanına geldi ve adam eğildiğinde kız da ona sarıldı.
"Hayırdır bakalım?"
"Biri bir şey dedi bana ben çok üzüldüm."
Umut kaşlarını çattı, "Kim üzdü bakalım seni?"
"Ahmet."

"Neden? Ahmet seni sever, neden üzdü?"
Kız dudaklarını sarkıttı. "Dedi ki bana, sen yeni gelecek müzik öğretmeni ile evlenecekmişsin" -Umut kaşlarını kaldırdı. "Çünkü o çok güzelmiş."
"Bak sen, benim haberim yok. Üstelik ben onu görmedim. Ayrıca evlenmek gibi bir niyetim de yok ufaklık."

Kız birden gülümsedi, "Gerçekten mi?"
"Gerçekten," Umut da gülümsemişti. "Sen neden sevindin?"
"Çünkü ben seninle evleneceğim." Adamı yanağından öpüp, koşmaya başladı.

Umut gülerek başını sağa sola salladı ve o an dışarıdan bir çığlık duydu. Hemen kapıyı açtı ve koşarak bahçe kapısına açılan yere geldi. Kapıyı açtığında karların içinde yerde oturan ve kalçasını ovaN o kızı gördü. -Çok güzel olan kızı.

Ama kızın hali gerçekten çok şekerdi. "Karlar... Yani onlar oturmak için fazla soğuk değil mi?"
Kız başını kaldırdı ve kapıda duran adamı gördüğünde utançtan kıpkırmızı oldu. Kalkmak yerine oturmaya devam etti. "Soğuğu severim."
Adam kaşlarını kaldırıp, indirdi ve kapı pervazına yaslanıp, ellerini cebine koydu. "Ama içeride çok harika sıcak çikolatam var."
"Üstüne fındık?"

"Vazgeçilmezim."
Kız tam kalkmaya yeltendiğinde ayağı bir daha kaydı. "Bir centilmen olarak, gelip yardım etmen gerekmiyor mu?"
"Ah, pardon evet çok haklısın," hemen kızın yanına koştu ve elini uzattı. Kızın kalkmasına yardımcı olduktan sonra "İyi misin?" diye sordu.
Kızın ne renk olduğunu anlamadığı gözleri onun mavi gözlerinde oyalandı.

"İlk sorman gereken soruyu en son sorman ne hoş," diye homurtu ile konuştu.
Adam yine güldü, "Tamam özür dilerim. Ama kabul et o halin fazlasıyla şeydi..."
"Komik." -Gözleri maviydi.
"Sevimli diyelim. Kulağa daha hoş geliyor."
"Yine de bu utanç verici olduğunu gizlemiyor." Kalçasını ovaladı. "Of bir an popomun kırıldığını düşündüm. İyi ki kırılmadı."

Umut'un gözleri kızın elleri ile ovduğu kalçasına kaydı, "Evet, iyi ki." -Derin nefes al ve ver...
Kız kaşlarını çattığında, Umut durumu toparlamaya çalıştı, "Şeyden yani, derse giremezdin. Kalçan kırılsaydı yani. Ondan. Sıcak çikolata?" yüzünü buruşturdu, umarım toparlayabilmiştir.

"Ah evet, fındıklı. Vazgeçilmezin."
"Aynen. Çabuk kapıyorsun."
"Çok zekiyimdir." Birlikte içeri geçiyorlardı.
"Sadece fındıklı sıcak çikolatayı çok sevdiğimi aklında tuttun, bu o kadar da şey bir şey değil," sırıttı.
"Vazgeçilmezin olduğunu."

"Evet öyle. Bu arada öğrencilerin dedikleri kadar varmışsın."
"Sakarlığım mı?"
"Hayır! O günde mi düştün?" diye inledi.
"Tabiki de düşmedin. Sadece..." durdu. "Yani... Müdürün masasındaki birkaç şeyi devirdim. Ama kabul et biraz despot bir kadın. Elim ayağıma dolandı."
"Müdür mü despot?" kaşlarını hayretle çattı, "Sevgi Çınar?" annesi hiçbir zaman despot olmamıştı. Hatta hiç.

"Evet. Suratı hep asıktı. Fazla konuşmadı, elim ayağıma dolandı. Neredeyse kaşları hiç düzelmedi, hep böyle çatıktı," derken taklidi yaptı. Bu Umut'u güldürmüştü.
"Hangi tarihte gelmiştin?" çünkü annesi bir tek Kasım'ın altısında öyle olurdu.
"6 Kasım'dı sanırım. Beş de olabilir."
"6 Kasım..." diye mırıldandı, masadaki yerine geçerken.

"Ne olmuş?"
"Boşver. Ben sıcak çikolata yapayım ikimize."
"Sen mi yapacaksın?"
"Evet. Özel isteklerim için yardımcıları asla yormam," deyip kızın görmediği yandaki makineye gitti, altına iki bardak koyup, sıcak çikolata tuşuna bastı ve bardaklar dolunca yandaki dolaptan fındık serpti.
"İşte hazır." Birini kıza uzattı.

"Hey, bende mutfağa gidip, bayağı bir yorulacağını sandım."
Adam kahkaha attı, "Çikolatayı benmari şeklinde eriteceğimi falan mı sandın?"
"Hayır. Aslında şuan evinde bir çikolata şelalesi olduğunu bile düşünmeye başladım."
"Belki birgün sana gizli çikolata mahzenimi gösteririm."

"Sevinirim." Bir yudum aldı ve beğeni dolu bir inilti çıktı ağzından, Umut yutkundu. "Ah, bu harika. Açıkçası makineyi gördüğümde o kadar da emin olamamıştım."
"Bir de şelalemi düşün," dedi çapkın ve kendinden emin bir gülüşle.

İris içinden 'Yakışıklılığı yetmiyormuş gibi Allah gamze de vermiş, o da yetmemiş çarpıcı gülüş eklemiş. O da yetmez kızım, Allah belanı tam hakkıyla vermek için bir de karşına çıkarmış. Hayır yaratmışsın böyle birini, benden uzak tut. Evli mi acaba? Yüzüğü yok ama erkekler pek de yüzük takmıyor, özgür takılıyorlar. Evli olmasa bile sevgilisi vardır belki. Var mıdır ki?' diye konuşurken, Umut kızın değişen yüz ifadesini izliyordu.

"Bu arada adını sormadım. Adın ne?"
"Ha, efendim?"
Adam eğildi, "Adını sordum sadece. İyi misin?"
"İris. İris Mavi. Yani adım o. İyiyim ama, sorun yok. Sen?"
'Umudun çiçeği...' dedi içinden Umut.

Umut kızın şaşkın hallerine gülümsemek istese de onu utandırmamak için kendini tuttu. "Umut. Adım yani."

------------------------
???

EDA ŞAHİNOĞLU HİKAYE TANITIMLARI (M.S.Y.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin