Adam kadının gözlerinin içine bakarken yüreğindeki acıyı görmezden geliyor, yaşayacağı her türlü acıyı göze alıyordu. Yutkundu... O kelimeleri sıralamaya başlayacaktı az sonra. Bütün gece kafasında kaç kere tekrarladığını bilmediği o kelimeleri...
"Biliyor musun aşkım, diyorum ki balayı için yurtdışına gidelim. Böyle balayı ülkeleri oluyor ya. Büyülü, harika." sonra eve bakındı, "Aslında bu evi çok seviyorum. Burada da yaşamaya devam edebilirdik." gülümsedi, "Ama tabiki genişleyeceğiz git gide, sığmazdık," derken adama döndü, "Doruk, sende bir şeyler söylesene. Kaç gündür hiç heyecanımı paylaşmıyorsun."
Doruk ayağa kalktı, ellerini saçlarından geçirdi. "Hande..."
"Efendim sevgilim."
"Ben..." derin bir nefes alıp verirken tavana baktı, sonra yeniden bakışlarını ona odakladı. "Ben yapamayacağım.""Ne?" dedi kız gülmeye çalışarak. "Ne-neyi yapamayacaksın? Anlamadım."
Etrafını gösterdi, "Bu yaptığımız şeyler. Yapamayacağım. Yani-" derken gözlerini yumup açtı, "Evlenemeyeceğim. Hande ben bu değilim. Sen beni kalıbına sokmaya çalışıyorsun. Yapamam ben.""Yapamaz mısın? Ne demek yapamam? Şimdi mi aklına geldi yapamayacağın?" diye bağırdı kız ayağa kalkarak.
"Hande biliyorum, hatalıyım. Daha önce söylemem gerekiyordu. Ama yapamadım. Seni seviyorum, seni çok seviyorum. Ama...""Tamam sus! Sen iyi değilsin. Sonra konuşuruz. Düğünümüze bir hafta kaldı, stresini anlıyorum ve sana hak veriyorum. Çok yorulduk," gülümsedi. "Bir iki gün-"
"Bitti Hande. Ben devam edemem. Bu evde kalmak istersen ben giderim-""Doruk sen ciddi misin?" adamı kollarından tuttu, "Kendine gel ya. Ne demek bitti? Sen dedin, sen demedin mi evlenelim, dedin!" diye bağırdı. Yandaki koltuğu gösterdi, "Bak buradaydık. Sevişiyorduk, sen dedin evlenelim. Sen acele ediyordun."
"Hande lütfen. Zor yeterince..." dedi adam gözündeki yaşla, "Canımızı da acıtmayalım daha fazla.""Canımızı acıtmayalım mı?" diye inledi. Hıçkırığı yüzünden kekeliyordu. "Ama benim canım acıyor Doruk. Hemde çok acıyor. Delirdin mi? Biz cumartesi günü evleneceğiz be adam. Benim canım acıyor!"
Doruk onu kendine çekip, sarıldı. "Özür dilerim, masalını peri masalı yerine ayrılık masalına çevirdiğim için özür dilerim." -Belki bir gün yine kesişir yollarımız. O zaman... Belki o zaman biter masalımız. Şimdilik ikimizden buraya kadar.
Kız adamı yavaşça kendinden uzaklaştırıp, önce etrafına baktı. Aylardır bu evde yaşıyordu, bu adamla mı yaşıyordu gerçekten? Sonra yaşlı gözlerini adamın yıkık dökük bakışlarına çevirdi, "Özür dileme ve Doruk Keskinci, sakın ama sakın -ikimizde nefes aldığımız süre boyunca karşıma bir daha çıkma. Çıkarsan seni pişman ederim ve seni öyle bir unutup, sana öyle bir acı bırakacağım ki, beni unutamayacaksın!"
Kız evden çıkıp gittiğinde adam arkadaki koltuğa çöktü, "Seni zaten unutamam inatçı keçim. Unutamam..." masanın üstündeki telefonu alıp, onu en son arayan numarayı aradı.
"Doruk-"
"İsmail bey, başlayabiliriz. Ne zaman geleyim?"
"Hemen Doruk, hemen gel."
"Peki."
...Yakında...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EDA ŞAHİNOĞLU HİKAYE TANITIMLARI (M.S.Y.)
ParanormalEDA ŞAHİNOĞLU HİKAYE TANITIMLARI... BÜYÜK SEVDALARIN TARİFSİZ DUYGULARIN ATEŞLE DANS EDEN TUTKULARIN İNKAR EDİLEN İNATÇI AŞKLARIN MUTLU SONLARLA SÜSLENMİŞ HİKAYELERİNİN ADRESİ... *Henüz başlamamış olan seri ve kitapların tanıtımları bulunmaktadır. S...