• Size vurduklarında •
~ Chan ~
Chan ile en büyük kavganın içerisindeydiniz. Normalde sık sık kavga etmezdiniz ama bu sefer farklıydı. Durmadan birbirinize bağırıyor ve nefret saçıyordunuz. Chan o anlık sinirle sana tokat attı. Gözlerin dolu, ellerin anın şokundan dolayı biraz yukarıdaydı. Gözlerinde yaşlarla ona döndün
"Gerçekten mi? Chris?" Alaylı bir şekilde gülerken sordun. "B-bebeğim ben-" Sözünü kestin.
"Gerçekten bunu bana yaptın. Aman tanrım. Seni zirveye koyuyorum Chris. Sana ruhani bir kral gibi tapıyorum. Bütün ilgi odağımı sana veriyorum. Bana layık gördüğün şey bu mu? Söyliyeceklerin şeyleri ağzına tıktıktan sonra telefonunu alıp evden gittin.
Chanın yaptığı tek şey sana yalvaran gözlerle bakmak oldu.~ Lee know ~
Yine Minhoyu kısknaçlık krizi tutmuştu. Bunu nedeni onun arkadaşına gülümsemendi. Bunda hiç birşey yok evet. Ama Minho için bir sinir kriziydi. Sana bağırırken senin yaptığın tek şey kafanı eğip ağlamaktı. Ağladığının farkında değildi. Ve ani bir haraketle eliyle çeneni sertçe kaldırıp başını sertçe duvara çarptı. Sen ise gözlerini pörtlettirmiş ve ağlamanı daha da şiddetlendirmiştin. "L-lütfen bana zarar verme." Elini çekti ve ağlamaya başladı. Sana sarılmak istedi ama sen geriye gittin "Bebeğim ben üzgünüm." Konuştun "Üzgün olman hiç birşeyi değiştirmiyor Minho, gerçekten haksız yere sadece bir gülümseme için mi? Sana inanamıyorum." Evden gitmeye karar verdin. Tam kapı kolunu açarken Minho seni durdu. "Bebeğim lütfen beni bırakma." Diz çöküp sana yalvarmaya başladı. Sen şok içinde onu izlerken onu yerden kaldırdın. Onu böyle görmek çok kalp kırıcıydı. "Bebeğim çok üzgünüm. Aptalın tekiyim seni incittim. Canımdan çok sevdiğim kızı incittim. Ama lütfen beni terk etme bebeğim. Sensiz yaşayamam." Ağlarken onu izledin. Sonuçta ilk defa böyle birşey yapıyordu. Sanırım onu affedicektin (oha yani ben olsam affetmezdim.)
yanağından öpüp ona sarıldın. "Sana bir şans daha vereceğim. Ama lütfen bir daha diz çökme. Seni böyle görmek beni daha da incitti." Konuştu "Bebeğim sadece unutalım tamam mı, Yemin ederim telafi edeceğim." Kafanı vurduğun yeri öptü. "Acıyor mu?" Kıkırdadın "Hayır. Aptal" Ve seni derin bir öpücüğe çekti ve bunu telafi etmek için seni Disneyland'a götürüp yemek ısmarladı.~ Changbin ~
Herşey Changbin'nin dosyasına meyve suyu dökmenle başladı. Changbin önemli bir dosya hakkında çalışıyordu. Ona bir meyve suyu hazırlayıp odasına götürdün. Onu öpüp meyve suyunu içmesini söyledin. Ama hiç tepki vermiyordu. Yanlışlıkla elini masaya koyarken bardağı devirdin ve bütün dosyayı mahvettin. "Aman tanrım ben çok üzgünüm." Changbinin boynundaki damarlar patlamak üzereydi. Ayağa kalkıp yanağına sert bir tokat atmasını beklemiyordun. "Tanrım sen bir gerizekalısın. Bunca uğraştığım şeyleri mahvettin. Sende nefret ediyorum, defol buradan ÇABUK!!"
Gözlerinde yaşlarla ona alayca gülümseyip başını salladın, ve gittin. Yaklaşık iki saat sonra Changbin odana geldi. Odaya girdiğinde seni görmedi çünkü kapını arkasında oturup yanağını tutup ağlıyordun. Changbin kendini çok suçlu hissetmişti çünkü seni ilk defa ağlarken görüyor. "Git burdan" Cevap vermedi ve senin boyuna çömelip zeminde oturdu. "Tatlım ben çok üzgünüm. Gerçekten bilerek olmadı." Konuştun. "Üzgün olman hiç birşeyi değiştirmiyor Bin," "Ben-" Sözünü kesip konuştun.
"Beni artık sevmiyorsun değil mi? Ölmemi istiyorsun." Changbin sana sarıldı. "Bebeğim ben bunu hiç bir zaman söylemedim. Lütfen bir daha böyle şeyler söyleme." "Ama sen beni incittin Bin. Bu sadece bir dosya ve yenisini yapabilirdin, ama sen bana vurdun Bin. Tokat attın, bu yüzden seni affedemem."• Vote atmayı unutmayın 🫶🏻 •