Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Chan
"Sana o pislikle bir daha konuşmamanı söylemiştim! Hiç dinlemiyorsun değil mi? Sana şaka gibi mi geliyorum?" Chan bağırdı, göğsü inip kalktı ve elleri yumruk oldu. Bakışları seni sonuna kadar korkuttu ama hareket etmeye cesaret edemedin.
"Beni seviyor musun ki?" Chan sana yaklaştı ve dedi ki, ifadesi biraz yumuşadı ama seni sakinleştirmeye yetmedi. Seni bırakmasını umarak sessiz kaldın ama çok az şey onu daha da kızdırdığını bilmiyordun.
"Sana bir şey sordum lanet olsun!" Chan hırladı ama sen daha bir şey diyemeden eli sert bir şekilde yanağına çarptı ve sendeleyip düşmene neden oldu, kafan masanın sivri köşesine çarparak seni öldürdü. Ancak Chan fark etmedi ve bir an için sessizce durdu, öfkesini yatıştırmaya çalıştı. Herhangi bir hareket yapmıyorsun ve bir şeylerin yanlış olduğunu fark ettiğinde ses çıkardın.
"Y/N? İyi misin?" Eğilip omuzlarınızı dürttü, yanıt alamadı. Sadece boşluktan başka bir şey duymamak için titreyerek kulağını göğsüne dayadı. İşte o an ne yaptığının farkına vardı.
"Hayır! Hayır! Bu olamaz! Y/N uyan!" Çığlık attı. Paniklemeye başladı ve bu noktada tıbbi bilgi ve akıl sağlığından yoksun olduğu için, o anda sizi kurtarmak için düşünebildiği tek şey göğsünüzü pompalamaktı. Dakikalarca seni beğenmeye geri getirebileceğini umarak devam etti ama boşuna. (Olm çok üzücü ya ağliycam.)
"Y/N Ben-özür dilerim" Senin cansız cesedini kollarına aldı ve ağladı ve ağladı. Chan, sen itiraz etmeden ya da kaçmaya çalışmadan onun kollarında huzur içinde uzanmanı istediğini söylediğinde, bunun böyle olmasını asla istemedi.
Ne dilediğine dikkat etmen gerektiğini söylerken yalan söylemiyorlardı.
Minho
M-Minho sakin ol." dedin uysalca, öfkesini körüklemek istemeyerek, onun kırılıp korku içinde bir şeyleri etrafa fırlatmasını izlerken. Bir süre etrafa bir şeyler fırlattıktan sonra, minho'nun gözleri senin korkmuş figürüne indi. Hızla sana yaklaştı. ve seni duvara çarptı ve senden acı bir inilti kazandı.
"Beni kızdırmayı seviyorsun değil mi?" Minho, irkilmene neden olacak şekilde hırladı. Eski sevgilinle buluşmak bir yana, izin almadan evden çıkmak asla iyi bir fikir değildi ama yine de risk almaya karar verdiğin aptallık.
Delici bakışlarından kaçınmak için kafanı aşağı indiriyorsun, sadece saçlarından kabaca yukarı çekilip seni şaşırtsın. Küreleri kana olan susuzluğunu yansıtıyordu.
"M-minho lütfen-"
"Kapa çeneni seni sürtük! Tek kelime bile edemiyorsun. Sana milyonlarca kez iznim olmadan hiçbir şey yapma dedim ama gerçekten dışarı çıkıp eski erkek arkadaşınla tanışıyorsun. İnatçı bir kaltaksın." diye çıkıştı. Bu kadar. Daha fazla dayanamadın. Ani bir güven dalgası sana çarptı ve gözlerinin içine baktın.
