Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Chan
"whoa whoa, hey? Dur." Chan'ın elleri belini buldu ve seni az önce kaçmaya çalıştığın odaya geri çekti. Kaşlarını masumca kaldırıp Chan'ın alay etmesine neden oldun. "Bebek? Az önce bana orada ne dedin?" Baş parmağıyla arkasını işaret etti, yüzü buruşmuştu. "Ne? Bebeğim sana Chan dedim. Bu senin adın." Kahkahalarını tutmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışarak somurttun. "Bebek bebek. Bana Chan demedin." Chan'ın gerçekten üzüldüğünü görebiliyordunuz ama gerçekten şakayı devam ettirmek istediniz. "Channie, bir şeyler duymaya başladın. Senin yaşın." Chan diliyle yanağını dürterek bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Bebeğim ciddiyim." Şakacı bir şekilde Chan, ama nazikçe koluna vur. Güldün ve ona sarıldın. "Seninle şaka yapıyorum bebeğim, sadece tepkini görmek istedim." Kulağının hemen yanında sızlanarak seni güldürdü ve kulağını tuttu. "Bu hiç komik değil Y/n!" Chan seni yakın tuttu.
Minho
"Ölmek mi istiyorsun?" Minho'nun yüzü bir gülümsemeden ölümcül bir bakışa düştü. Bir kahkahayla savaşırken masumca gülümsedin. "Ne? Neden?" Tek kaşını kaldırdı, uzandı ve uyluğunuzu çimdikledi. "Kim o? Az önce beni kimin adıyla çağırdın?" Yüzünü buruşturdun ve elini uyluğundan uzaklaştırdın. "Bebeğim sen neden bahsediyorsun? Sana Lee Know dedim." Telefonunu yere attı ve seni kanepeden yere attı ve yüzüne bir yastık fırlattı. Tekrar oturdu ve telefonuyla oynamaya devam etti. Sanki seni yere itmemiş gibi. Güldün ve bacağına tekme attın. "Bir şakaydı, tepkini görmek istedim, vücuduna çarpmak değil!" Lee Know'un dudakları aralandı, sana şok içinde baktı. "Seni bir hiç için mi koltuktan düşürdüm? Bebeğim." Minho alaycı bir şekilde güldü ve seni kucağına oturtarak çekti.
Changbin
"Hey!?" Changbin kafanın yanına küçük bir şey fırlattı. Küçük bir "hm?" ile baktın. Az önce ne dediğini bilmiyormuş gibi davran. Changbin sızlandı ve pratikte kendini senin üzerine attı. "Y/n, benden daha mı yakışıklı? Benden daha iyi rap yapabilir mi?" Changbin senin üzerinde yan yana yuvarlandı ve seni gittikçe daha fazla ezdi. "Çöp Kutusu! İn!" Kıkırdadın, onu itmek için tüm gücünle kullandın ama faydası olmadı. Vazgeçtin ve çocuğun senin üstüne yatmasına izin verdin. "Meee'den daha mı tatlı?" Sonunda çocuğu üzerinizden iterken homurdandınız. "Şakaydı, nasıl tepki vereceğini görmek istedim koca bebek." Parmaklarını dağınık saçlarında gezdirdin. "Öpücükleri hak ediyorum, kalbimi kırdın." Changbin sızlandı.
Hyunjin
"Eeehh?!!" Hyunjin başını boynuna sokmayı bıraktı, sanki bir aileyi katletmişsin gibi sana bakarken kafası havaya kalktı. "Ne?" Tek kaşını masumca kaldırdın. Hyunjin elini kaldırdı ve şakacı bir şekilde alnına vurdu. "Benimle oynadığını biliyorum, seni çok iyi tanıyorum." diye mırıldandın, başını arkaya attın. Hyunjin, boynuna yumuşak bir öpücük kondurma fırsatını yakaladı. "Senin eğlencen yok." Hyunjin kıkırdadı, elini senin bacağına yasladı. Kollarını kavuşturdun, istemeden somurttun. "Somurtmayı kes tatlım, sürekli birbirimize şaka yapıyoruz, ayrıca sen bunu açıkça belli ettin." Hyunjin omuzlarını silkti. "Yapmadım!"
Han
"Ya? Aklını mı kaçırdın tatlım?" Han elini gözlerinin önünde salladı, gözleri endişeyle yüzünü tarıyordu. "Ne demek istiyorsun?" Han, söylediklerinizi işleyerek kaşlarını kaldırdı. "Bebeğim, bana başka bir isim verdin." Han'ın yüzü düştü, üzgün görünüyordu. O kadar gürültülü ve hiper bir insandı ki, şakaya güleceğini düşündünüz. Ama o gerçekten üzgün görünüyordu ki bu senin içini acıttı ama sen devam ettin. "Sana Jisung tatlım dedim." Han başını salladı, gözleri yere bakıyordu. "Y/n, sen misin?.." Han'ı kollarına alıp hızla oturduğunda gözlerin kocaman açıldı. "Bebeğim hayır, kesinlikle hayır! Ben sadece sana şaka yapıyordum." Başının üstüne öpücükler koydun. "Bebeğim! Beni böyle korkutma." Han kollarını sana doladı.
Felix
"Bebeğim? Kim bu?" Felix kafası karışmış bir köpek yavrusu gibi başını eğdi. Ona dönüp oyun suratını giymeden önce gizlice sırıttın. "Kim kim?" Elini masumca kalçasında aşağı yukarı gezdirdin. "Aşkım sen bana başkasının adıyla hitap ettin. Aptal değilim." Felix gözlerini hızlıca kırptı, telefonunu yerine koydu ve tamamen sana odaklandı. "Sana Felix dedim, iyi misin? Hasta mısın?" Elini kaldırdın, elinin tersiyle alnını hissettin. "Bebek. Kim o?" Felix elini tuttu ve alnından çekti. "O.. uydurdu. Bebeğim şaka yapıyorum!" Felix'in çenesi düştü, ardından yüksek sesle kahkaha attı ve ardından başını geri attı. "Ah bebeğim?! Bunu yapma!" Felix uyluğuna hafifçe vurdu.
Seungmin
"Kim..?" Seungmin'in başı hemen size doğru fırladı ve siz ikiniz yürürken tuttuğu elini bıraktı. "Seungmin. Seungmin dedim." Bilerek onun bakışlarından kaçınarak konuştun. "Bebeğim bekle, bekle." Seungmin seni kalçalarından durdurdu. Gözleriyle karşılaştın, yüzündeki gülümsemenin nasıl kaybolduğunu gördün. Mırıldanarak yüzüne hayran kalırken konuşmasını bekledin. "Beni aldatıyor musun?" Dudaklarınız şokla aralandı, kafanız hemen şakayı unuttu. "Bebeğim! Hayır, asla, hayır! Bu sadece bir şakaydı aşkım." Seungmin göğsünü tuttu ve rahat bir nefes verdi. "Bebeğim, beni korkuttun." Seungmin küçük bir kahkaha attı. Gülümseyip ona sarıldın, eğildin ve dudaklarını onunkilere bastırdın. "Özür dilerim bebeğim seni çok seviyorum!
Jeongin
"Ee? Bana öyle mi demek istedin?" Jeongin önce yere, sonra sana baktı. "Jeongin mi? Evet. Bu senin adın." Kıkırdadın, ama jeongin sadece bakışlarını kaçırdı. Ruh halinin değiştiğini hissedebiliyordunuz. Zavallı çocuğa şaka yaparken çok kötü hissettin ama nereye varacağını görmek istedin. "Benden çok onunla olmak istiyorsan gidebilirsin." Jeongin yataktan kalktı ama fazla uzaklaşmadan onun kolunu tuttun. "Bebek? Neden bahsediyorsun." Jeongin gergin bir şekilde ensesini kaşıdı, gözlerinden kaçtığını anlayabiliyordunuz. "Beni onunla karıştırabilmen için onunla yakın olmalısın." Somurttun, kendini çok kötü hissettin. Yataktan kalkıp kollarını beline doladın ve ona baktın. "Bebeğim bu bir şakaydı! çok üzgünümyyyy." Jeongin utanmış hissederek yüzünü ellerinin arasına aldı. "Ahh bebeğim." Jeongin eğilip seni öpmeden önce kıkırdadı.
