İyi okumalar 🤍
~~~~~~
"Aden?""Aden gittin yine" önümde salanan elle bakışlarımı Rüzgar'a çevirdim. O anın aklıma gelmesi tüylerimi ürperiyordu. Senin suçun yok kızım. Sen küçüktün, elinden birșey gelemezdi ki.
"Dalmışım" Rüzgar oturduğu yerden kalkıp elini uzattı. Elini tutup ayağa kalktığımda elimi bırakmadan bana doğru döndü ve sus işareti yapıp Alkın'a doğru ilerledi. Dediğini yapıp sesimi çıkarmadan onunla beraber ilerledim.
Emre ve Ali suda boğuşmaya devam ediyordu, yani Emre Ali'nin sırtına binmiş Alide onu sırtından atmaya çalışıyordu. Alkın ise havuz başında onları izleyip gülüyordu. Alkın'ın arkasına geçtiğimiz de Rüzgar bana bakıp güldü ve parmaklarıyla saymaya başladı.
"Bir, iki"
"Üç!" söylediği anda Alkın tam arkasını dönerken sırtından itekleyip onu da havuza attık. Alkın'ın havuzu boylamasıyla Emre ve Ali birbirleriyle debelenmeyi bırakıp Alkın'ın haline gülmeye başladılar.
Onlara eşlik edip gülerken Alkın küfürler savurup bağırıyordu kendi kendine ve asla umrunuzda değildi. Beni havuza atmaya çalışırken gayet de mutluydu hatta Ali ve Emre de havuza atıldığında gülüyordu. Şimdi biz gülüyoruz o sinirli.
"Rüzgarımı da göndersene yanımıza yengegülüm" Emre'nin söylemiyle Rüzgar'a döndüğümde başını iki yana sallayıp asla olmayacağını bana belli ediyordu. "Peki" diyerek önüme döndüm ısrar etmeden.
İkna olduğumu düşünmesi gerekmiyor mu? Bence gerekiyor. Çaktırmamak için tekrardan diğerlerine doğru döndüm. Üçü birbirini boğmaya çalışıyordu bu sefer de.
"Lan rahat durun amına koyayım!" Alkın onu boğmaya çalışan Emre ve Aliyi durdurmaya çalışıyordu. Kafasını suya sokup sokup çıkarıyorlardı.
"Koca bebekler" dedim onları izlerken. Emre her zaman enerjisini dışa vuran biri olsa da Alkın ve Ali hep sert bakışlar gönderiyorlardı etrafındakilere ama şimdi içlerinde ki çocuklar dışarı çıkmış ve sert görünen o adamları susturmușlardı.
Rüzgar'ın bakışlarını üzerimde hissettiğimde bakışlarımı ona çevirdim. "Anlatmak ister misin o küçüklük travmanı?" tekrar hatırlattığı şeyle derin bir nefes alıp başımı iki yana salladım. Önce kendim kabullenmem gerekiyordu. Kabullenmiş olsaydın anlatır mıydın? Anlatır mıydım?... Bilmiyorum. Şimdi değil belki ama ileride anlatmayı düşünebilirdim.
Gülümseyip önüne döndüğünde bu defa da ben onu izlemeye başladım. İster istemez aklıma babaannesiyle beraberken son konuşmamız gelmişti. Babaannesiyle tartıştığım için sinirle mi söylemiști acaba? Sinirle söylenen sözler içinde biriktirdiğin ama kusamadığın mikropların patlamasıdır Aden. Babaannesine çok fazla değer verdiği buradan anlaşılıyordu.
"Rüzgarım ama sen gelmeyince hiç eğlenceli olmuyor. Atla kucağıma yavrum" diyerek Emre bize doğru yaklaştı ve gözlerini kapatıp kollarını açtı. "Gel hayatımın Rüzgarı" iki hafta da Rüzgar'a yavşama perileri mi geldi bu çocuğa?
Rüzgar Emre'ye ters bir bakış atıp çömeldi ve ona doğru yaklaşıp duymayacağım şekilde birșeyler söylemeye başladı. Şuan onu itip itmeme konusunda çok korkuyorum her an havuzdan çıkıp beni de havuza atabilir ve boğabilirdi.
"Hadi Aden, seni havuza atmama izin vermişti o. İt onu" Alkın'a dönüp baktığımda havuzun dibine kadar gelmiş onu atmamı söylüyordu. "Eğer Aden öyle bir hata yaparsa sorumlusu ben değilim" duymuştu işte duymuştu. Kafasını bana doğru çevirip baktı ve kalkmadı. Atıp atmayacağımı anlamaya çalışıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/212882933-288-k793877.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK)
Teen Fiction"Ne yaşadığını bilmiyorum ama gramını yaşamadığımı biliyorum" dedim sözlerime devam ederek. Tepki vermedi, Konuşmadı. Beklediğim bir şey olduğu için sadece yüzüne baktım birkaç saniye. Sonrada önüme dönüp yolu izlemeye başladım. Petrol marketinin ön...