Arkadaşlar gerçekten artık oy verin demekten sıkıldım. OY VERİN!
Her bölüm diyorum zaten, cebinizden birșey eskilmiyor. Sadece yıldıza basacaksınız bu kadar... Bitti
İyi okumalar
''''''''''''''''
"Gitmek ister misin?" ister miyim? İnan bende bilmiyorum Rüzgar. Kalıp bazı şeyleri konuşarak halletmek istiyorum sonra söylediği yalanlar geliyor aklıma ve gitmek istiyorum."Gidelim"dedim Rüzgarı gözlerinin içine bakarak. Rüzgar emin olmak için avuçlarının içine olan yanağımı parmaklarıyla okşadı.
Kafamı onaylarcasına salladığımda ellerini yüzümden çekip elimi tuttu ve önce oturduğumuz masaya ilerledi ve kabanlarımızı aldı. Sonra ise Ali'ye kaş göz yapıp gideceğimizi belli ettirdi kapıya doğru ilerlerken.
Son kez yılbaşı ağacının yanındaki üzgün surata baktım. Yalanlarla kurulu hayatı bana babam yaşatıyordu. Kafamı tekrardan önüme çevirdim. Düşünmek istemiyorum. Düşüncemi ve mantığını rafa kaldırmak istiyorum. Kalbimle hareket etmek istiyorum.
Kapıya doğru yaklaştığımızda kar durmuştu. Ve yerler 2 santim kadar karla kaplıydı. Kapının önüne geldiğimizde kapının önündeki valeye arabayı getirmesini söyledi.
Başım önüme eğik şekilde beklerken Rüzgar elindeki kabanımı omuzlarıma bıraktı. Başımı kaldırıp baktığımda hiçbir şey söylemeden önüne döndü ve kendi kabanını giyindi.
Vale birkaç dakika sonra arabayı getirdiğinde Rüzgar cebinden çıkardığı parayı valeye verdi ve dönüp tek hamlede beni kucağına aldı.
Hiç birșey söylemedim. Çünkü bu ayakkabılarla o kara girseydim bir taraflarımı mutlaka kırardım. Şayet söylesem de Rüzgarın pekte umrunda olacağını zannetmiyorum.
Arabanın önüne geldiğimizde beni dikkatlice yeren indirdi ve üzerini düzeltip kendi tarafına doğru gitti.
Kapıyı açıp içeri girdim ve kemerimi taktım. Rüzgarda gelip kemerini taktı. Arabayı çalıştırdı. "Eve mi gidiyoruz?" diye sordum. Şu anda eve gitmek istemiyordum.
"Evet" dedi arabayı yola çıkarırken. "Başka yere gitsek olur mu?" dedim her zamanki gibi parmaklarımla oynarken.
Bakışlarını bana çevirdi inanmıyormuș gibi. " O elbiseyle hiçbir yere gidemezsin" Hadi canım! Bir kere benim elbisem çok güzel. Ama bu elbiseyle zaten bir yere gidemem. Vücudum hastalığı kaldıramaz.
"Eve gider üzerimi değiştiririm" diye öneride bulundum. Eğilip klimayı açtı ve dikiz aynasından arkaya doğru baktı. "Korumalar yok. Eve gideceğiz diye peşimize takmadım" ne? Peşime koruma mı takıyor?
Bazen çıkıp gitmek istiyorum senin içinden. Bu kadar mantıksız olamazsın. Tamam beni öldürmek için sıraya geçmiş insanlar olabilir fakat bu peşime koruma takacağı anlamına gelmiyor... Tamam geliyor.
"Her yere korumayla mı gideceğiz? Bir gece. Bir geceyle birșey olmaz... Lütfen" dönüp yüzüme bile bakmadı. Dünyaları önüme koy desem anca bu halde olurdu.
Birșey söylemeden kafamı cama doğru çevirdim. Camdan yansımamı görünce daha sinir oluyorum mübarek. Bir içki nasıl beni bu hale getirmiști anlayamıyorum.
Evin bir kaç cadde aşağısındaydık. Ve Rüzgarı ikna edememiştim. Eve doğru yaklaştığımızda eğilip ayakkabılarımı ayağımdan çıkardım. Rüzgarın tekrardan beni kucağına almasını istemiyordum. Araba evin bahçesine giriş yaptığında kemerimi çıkartıp kapıyı açtım ve hızlıca arabadan indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK)
Ficção Adolescente"Ne yaşadığını bilmiyorum ama gramını yaşamadığımı biliyorum" dedim sözlerime devam ederek. Tepki vermedi, Konuşmadı. Beklediğim bir şey olduğu için sadece yüzüne baktım birkaç saniye. Sonrada önüme dönüp yolu izlemeye başladım. Petrol marketinin ön...