İyi okumalar 💚.
~~~
Bugünden sonra hayatımız düzene girebilir miydi? O kadar yaşanmışlıklardan ve kayıptan sonra hayatımız artık gerçekten düzene girebilir miydi hâlâ emin değildim. Dünyanın bize garezi varmış gibi geliyordu, bu saatten sonra yüzümüz gülecekmiş gibi görünmüyordu. Her şeye rağmen laf arasında gülebiliyorduk ama huzurlu bir hayatımız olmayacak ve huzurla hiçbir şeyi düşünmeden gülemeyecekmişiz gibi geliyordu değil artık emindim.
Üzerime dakikalar önce yere düşen sweatimi giyinmiş altıma da spor ayakkabılarımı giyinmeye çalışıyordum. Rüzgar telefonu kapattıktan hemen sonra evden çıkmaya hazırlanırken bende geleceğim demiştim, hiç itiraz etmeden çabuk hazırlanmamı söyleyerek evden çıkmış ve arabaya yönelmişti.
Emre'yi bu dönem zarfında kimse yalnız bırakmamaya çalışmıştı yani Rüzgar Ali ve Alkın. Ben ve Nazlı kendi derdimiz de olduğumuz için Emre'yle ilgilenme ve moral verme zamanımız yoktu. Duru'nun ölümünden sonra iyice sessizleşmiş ve içine kapanık biri haline gelmişti.
Ne zaman içeri girdiğini görsem ya da kapıya çıkıp hava almak istesem Emre'nin bir köşe de başı eğik şekilde oturduğunu görmüştüm. En az ben ve Nazlı kadar o da şoktaydı, çökmüştü. Nasıl toparlanacaktı? Bizim kardeşimiz, Emre'nin de sevdiği kadını öldürmüşlerdi. Biz nasıl toparlayabilirdik?
Ayakkabılarımı giyinip dışarı çıktığımda Rüzgar kapı da duran korumalarla konuşuyordu, daha doğrusu o konuşuyor korumalar da onu dinliyordu. Dışarı çıkıp kapıyı kapattığımda çıkan sesle başı bu tarafa döndü ve başıyla korumalara işaret vererek bu tarafa doğru yürüdü. Bende hızlıca arabaya yöneldiğimde anahtarla arabayı açmasıyla ön koltuğa kuruldum.
Emre mezarlıkta değildi, nerede olduğunu ben bilmiyordum. Rüzgarlar bir kaç yer biliyordu ve oralara bakmaya gidecektik. Onu oralarda bulamayacağız diye çok korkuyordum, başına bir iş getireceğini bile düşünmeye başlamıştım.
"Emre kendine zarar verirse?" şoför koltuğuna oturan Rüzgar'a doğru döndüm. Emniyet kemerini takarken durdu ve bakışları bana döndü. "Öyle bir şey olmayacak. Emre bir kız için kendine zarar vermez" dedi ve saniyeler sonra pişman oldu.
Şu an sırası değildi biliyordum ama kırılmadan edemedim. Bakışlarımı Rüzgar'dan çekip önüme döndüm ve kemerimi taktım. Alınmam çok saçma gelebilirdi ama yine de ölen kişi benim kardeşimdi, bir kız için kendine zarar vermez demesi biraz kırıcıydı.
"Öyle demek istemedim. Yani Emre'nin canı tatlıdır, kendine zarar vereceğini zannetmiyorum anlamında dedim" diyince başımı sallamakla yetindim. O kadar saçma düşünceler içerisindeydim ki Rüzgar'a dönüp "Duru'nun da canı tatlıydı ama öldürüldü" demek istiyordum, yine de sessiz kaldım.
Arabaya sessizlik hakim olduğunda camdan dışarıyı seyrederken kafamda ki düşüncelerle savaştaydım. Nefes almamı bile sorgular olmuştum. Yaptığım her harekette ve her duygu da aklıma sadece Duru geliyordu. Ben heyecanlanabiliyorum ama Duru bunu yapamıyor, ben sevdiğim adamın yanındayım ama Duru değil.
Ben nefes alabiliyorum ama Duru nefes alamıyor.
Duru'dan çalınan bir hayat vardı. Ne olursa olsun iyisiyle kötüsüyle hayatına devam ediyordu. Mutluydu, en azından ben öyle düşünüyordum. Ailesinin yanına gidiyordu ara sıra, Emre'yle buluşuyordu... İlk buluşmasında ki heyecanını unutamıyorum mesela. Ne Duru'nun ne de Emre'nin ilk buluşmada ki heyecanları gözümün önünden gitmiyordu.
Mutluydu işte. Neden suçsuz birine zarar verdiler ki? Benim yerime neden Duru hayatından oldu? Bu soruların cevaplarını çok merak ediyordum.
Ama en çok merak ettiğim soru, acaba Duru beni affeder mi? Ya da affetti mi? Benim yüzümden sevdiklerinden ayrılmak zorunda kalmıştı, yine de beni affeder miydi? Canın sağ olsun der miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK)
Novela Juvenil"Ne yaşadığını bilmiyorum ama gramını yaşamadığımı biliyorum" dedim sözlerime devam ederek. Tepki vermedi, Konuşmadı. Beklediğim bir şey olduğu için sadece yüzüne baktım birkaç saniye. Sonrada önüme dönüp yolu izlemeye başladım. Petrol marketinin ön...