4.Bölüm

1.4K 93 120
                                    

ON YIL ÖNCE:
Yazardan:

Rüzgar Saymanoğlu daha dokuz yașındaydı babası Vedat Saymanoğlu annesini öldürdüğünde. Gözleri önünde herșeyden çok sevdiği kadın öldürülürken elinden hiçbir şey gelmedi.

"Baba! Nolur yalvarırım annemi dövme artık."küçük rüzgarın elinden sadece yalvarmak geliyordu. Babasına yaklaşıp kolunu tuttu ve yalvardı. Ama babası onuda annesi gibi dövdü.

Küçük rüzgar șanslıydı hayatta kaldı diye ya da șanssızdı annesi, dünyam dediği kadın gözlerinin önünde öldü diye. Elinden birșey gelmedi annesi gözlerinin önünde dövülerek, can çekișe çekișe ölürken ama küçük rüzgar yemin etti annesini öldüren adamdan bunun hesabını soracaktı. Kim olursa olsun.

"Zırlamayı kes!, sen benim oğlumsun asla ağlayamazsın. Șimdi çık odana." babası adamlarını çağırdı onlara karısını bir yere götürüp gömmelerini söyledi.

Küçük rüzgar sesini çıkarsa onuda annesini öldürdüğü gibi öldüreceğini biliyordu. Bir koruma gelip küçük rüzgarı zorla odasına çıkarttı ve onu odasına kilitledi. İzin vermedi babası. Annesinin papatya kokan kokusunu son kez içine çeksin ,son kez öpsün.

Acısını yașayamadan sesini kesmek sorunda kaldı çünkü biliyordu babası ona bile kıyabilirdi kendi oğlu demeden. Günler, haftalar belki aylar geçti küçük Rüzgar o odada hapis hayatı çekerken sadece yemek yiyebiliyordu ua da yiyemiyordu.

Annesinin yemekleri daha güzeldi ve daha hoș kokardı. Yemek yiyemedi, her gece ağladı, karanlıktan korktu ama kimse gelip saçını okșamadı yanında uyumadı. Kaç defa babası yanına gelip ona bağırdı. Susmasını söyledi.

Çocuktu o zamanlar tabi korktu tüm acılarını içine sakladı. Rüzgar büyüdü büyüdükçe acısı daha arttı. Arkadașları dalga geçti onunla, aralarına almadılar onu. Bu hayata küsmesinin tek sebebi babasıydı.

Ve bir gün karșısına bir kız çıktı ona bağlandı, aşık oldu ama bilemedi bir düșmandı bu kız. Babasından intikam alması için düșmanı göndermiști onu. Rüzgar așıktı ona inanmadı kimseye ama bir gün sevdiğim dediği kıza uyup dağ bașına gitti.

Etraflarına adamlar toplanınca sevdiği kızı yani Buseyi korumak için onu arkasına aldı ama bilmiyordu ki bu olayları busenin planladığını. Eğer Ekrem Erizdel gelmeseydi sevdiği kadın onu kendi elleriyle acımadam öldürecekti.

Bu olaydan sonra Rüzgar hayata tekrardan küstü, taș kalpli oldu, kimseyi sevmedi. Bunun hesabını ona bunu yaşatan babasından Vedat Saymanoğlundan hesabını soracaktı. Ne pahasına olursa olsun.Yașayamadığı bir çocukluk vardı. Bunu baba bile diyemediği o adama borçluydu. Ama bu acı onu öldürmedi, aksine daha da güçlendirdi.

~~~~~~~~~~
ADEN ERİZDEL :
Siz ne kadar severseniz sevin, siz ne kadar değer verirseniz verin, karșınıdakinin aynısını size yapmasını beklemeyin. Çok yorar ve kırar. Üzülüyoruz ama hiç önemli olmuyor.

O insan yüzünden acı çeksek bile bunu kabimize asla geçiremiyoruz, zorlasak bile unutamıyoruz. Biz buna yenik düșüyoruz. Ve hep kaybeden biz oluyoruz , tüm sevdiklerimizi.

Duyduklarımızı duymazdan geliyoruz. Gördüklerimizi görmezden geliyoruz. En kötüsü ise sesimizi asla duyuramıyoruz. Bir insan kendi yaptıklarını görmezden gelip sizin yaptıklarınıza odaklanıyorsa ona en güzel cevap onu kendisi ile baş başa bırakmaktır.

Bir zamanlar Canımdan çok sevdiğim babam yıllardır bana yalan söyleyip beni kandırmıștı.
Bunları düșünürken kapım yavașça açıldı ve tekrar kapandı. Ayak sesleri bașımın ucunda durduğunda gözümü hiç açmadım. Sigara ve parfüm kokusu burnuma dolarken rüzgar konuștu.

NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin