34. Bölüm

643 24 72
                                    

İyi okumalaaaar🤍

~~~
İçeriye Alkın'ın arkasından birkaç kişi daha girdi ve Aysel teyze kapıyı kapatıp "Hoş geldiniz" diyerek mutfağa geçti. Alkın arkadan Rüzgar'ın omuzuna dirseğini vurdu ve Rüzgar arkasını dönüp ters ters Alkın'a baktı ve bana doğru gelmeye başladı.

Ben daha ne olduğunu anlayamadan Rüzgar elini belime sardı ve beni kendine doğru çekti. Ardından kulağıma doğru eğilip fısıldadı. "Yanlış birșey yapma, açıklayacağım" dedi ve geri çekilip elimi tuttu. Ciddiyim, ne oluyor?

Şaşkın şekilde bir ellerimize bir Rüzgar baktım. "Vay be Ekrem. Gördün mü nasıl da büyüyor çocuklar" diyen adamla Rüzgar adama doğru döndü.

Burada cidden ne oluyor? Tamam Rüzgar'ın geleceğini tahmin ediyordum da bu insanlar kim ve biz neden el ele tutuşuyoruz?

Hemen elimi Rüzgar'ın elinden çekip babamın yanına gittim. "Hoş geldiniz" dedim gülümsemeye çalışarak. Gülümseyip başlarını salladılar hep beraber.

"Ayakta durmayalım, buyurun" salonu işaret etti babam. Hep beraber salona geçerlerken yanlarından ayrılıp mutfağa girdim hızlıca. Ardımdan kapıyı kapattım.

"Delireceğim, delireceğim!" dedim Aysel ablanın yanına geçip tezgaha yaslanarak. "Kuzum, sakin ol önce" sakin olmak ne ya! Sakin olmak ne!

"Nasıl sakin olayım Aysel teyze ya! Görmüyor musun? İçeride boşanmak için gün beklediğim adam elimi tuttu! Üstüne de gelip yanlış birșey yapma dedi bana! Kafayı yiyeceğim!" dedim sesimi alçak tutmaya çalışarak.

Olayları benim de bilmeye hakkım var! Babam hiçbir şey anlatmayıp misafirimiz var diyor üstüne yanlış bir şey yapma diyor ve gelen misafir benim boşanmak üzere olduğum adam! Sakin olma gibi bir durumum yok yani.

"Tamam kızım ama sakin olmak zorundasın" tezgahtan doğrulup buzdolabına yöneldim ve açıp soğuk bir su aldım. Tekrar tezgahın önüne gidip suyu içtim. "Yardım et de sofrayı serelim kızım" suyu lavabonun üzerine bırakıp Aysel teyzeye yardım etmek için yanına gittim. "Sakinleşmem gerekiyor. Haklısın" diyerek başımı salladım ve tabakları elime alıp içeriye ilerledim. Gülümseyerek salona girdim ve tabakları masaya koydum.

Kısa sürede masayı hazırladık ve babamın misafirleri sofraya davet etmesiyle beraber sofraya oturduk. Babam ve diğer büyükler masanın baş köşesine dizilmişken Alkın yakışıklı dediğim çocuğun yanına oturdu ve karı koca olarak Rüzgar ve bende yan yana oturmak zorunda kaldık.

Rüzgar'ın karşısında yakışıklı çocuk benim karşımda da Alkın oturuyordu. Aysel teyze yemekleri servis ederken büyükler kendi aralarında iş konuşuyordu bizde sessiz sessiz yemeklerimizi yiyorduk.

"Eee gençler çocuk düşünmüyor musunuz?" dedi içlerinden biri. Boşanmayı düşünüyoruz biz amca. Çocuk düşünsek ne olur yapamadıktan sonra. Biraz kafiyeli oldu cümleler neyse konumuz bu değil Aden. Başımı kaldırıp ilk göz göze geldiğim kişiyle yani Alkınla bakıştım. Gülümsedi ve bakışlarını çekti.

"Yok" dedi Rüzgar kısaca ve bana doğru döndü. Ona kısa bir bakış atıp yemeğime döndüm. Hala beni izlediğini anlıyordum. Bana baktığı için yemeğimi yiyemiyorum şuanda. Heyecanlanıyorum. Ona özel olan birșey değil, birileri beni izlediği sürece işimi düzgün yapamıyorum.

"Önüne dönecek misin artık?" dedim sadece onun duyabileceği şekilde. Bana bakmaya devam ettiğinde çatalımı tabağımın kenarına bırakıp ona doğru döndüm.

Dakikalarca bakıştıktan sonra pes ederek önüne döndü ve yemeğini yemeye devam etti. Şayet önüne dönmeseydi dayanamayıp yumruğumu yüzüne oturtacaktım.

NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin