53. Bölüm (İKİNCİ KİTAP)

539 21 20
                                    

Hello!

Uzun süre sonra yeniden sahalardayız kız. Onları yazmayı çok özlemişim 🥹.

Oylarınızı ve satır içi yorumlarınızı unutmayıın 😽💞.

~~~

Hayatımızda bazı dönüm noktaları yaşardık. Kimilerine göre bu dönüm noktaları onlara çok iyi gelirdi. Hayatı yaşamaya başlardı.

Kimilerine göre de bu dönüm noktaları pek iyi olmazdı. Hayatları iyi giderken beklenmedik bir anda kendilerini bir çukurun içinde bulurlardı.

Hayat böyleydi işte. Her şeye rağmen ayakta kalmaya çalışırdın ama bir anda hayatını tamamen alt üst etmeyi becerirdi.

Bizim dönüm noktamız çok farklıydı. Hikayemiz çok farklı yerlere sürükleniyordu, anılar ve acılar birbirlerine karışmış durumdaydı. Aklımı kaybetmeye başladığımı düşünüyordum. Unutmayı reddetmeye çalıştığım o anlar zihnimi hiçbir zaman terk etmedi etmeyecekti de.

...

(Yazardan) :

O gün orada bir can hayattan zorla koparılmıştı, kardeşleri buna şahit olmuştu. En zoru da buydu ya, canımız dedikleri kardeşlerinin cesedini kendi gözleriyle görüp doğrulamak...

O morgtan çıkarıldıkları anı gözlerinin önünden silemedi Rüzgar. Acı çığlıklar arasında yalvara yalvara kardeşini kurtarmasını istemişti Aden. "Sen Rüzgar Saymanoğlu değil misin? Kurtar hadi kardeşimi" sözleri Rüzgar'ın kulaklarında çınlamaya devam ediyordu.

Oturduğu sandalyeden kalkıp bahçeden çıktı ve içeriye doğru adımladı. Duru'nun ölümünün üzerinden on gün geçmişti ama hâlâ ne Aden ve Nazlı, ne de ailesi bu durumu atlatmış değildi. Annesinin göz yaşları dinmiyordu, babasının kalbi kaldıramıyordu, sürekli tansiyonu düşüp duruyordu. Aden ve Nazlı da şokta gibiydiler. Bir zamanlar üçünün beraber kaldığı bu evde şimdi diğer kardeşlerinin yasını tutuyorlardı.

Rüzgar içeri girdiğinde salona doğru adımladı. Aden'i yeniden kontrol etmek istiyordu. Her yarım saatte bir gelip uzaktan uzaktan bakarak iyi olduğunu görmek istiyordu. Yanına gidecek cesareti kendinde bulamıyordu, onu tersleyip göndermesinden ilk defa bu kadar korkuyordu.

Bütün suçun kendinde olduğunu herkesten çok kendisi biliyordu. Alkın kesin olmadığını dile getirse de Rüzgar ne olduğunu gayet iyi biliyordu.

Masum bir can, kendisi yüzünden hayattan göçmüştü.

Masum bir can, hiçbir suçu yokken alnının ortasından yediği bir kurşunla hayata veda etmişti.

Bunu yapanı bulacaktı. Belki Duru'yu geri getiremeyecekti ama intikamını almış olacaktı en azından.

Salonun girişinde durup başını Duru'nun annesinin omuzuna yaslamış olan Aden'e baktı. İçinden keşke dedi. Keşke o gün ölseydim de Ekrem amca gelip beni kurtarmasaydı diye geçirdi içinden. Aden benimle evlenmek zorunda kalmasaydı ve hiçbirini yaşamış olmasaydı diye düşündü.

Gözlerinin önünde acı çekiyordu, canının çok yandığını farkındaydı ama tek bir adım atıp ona yakınlaşamıyordu. Sadece kapının pervazına yaslanıp onu izleyebiliyordu.

O an içine bir cesaret tohumu düştü. Bana vereceği tepkiden korkacağıma gidip yanında olmalıyım dedi kendi kendine. Ağırlığını verdiği pervazdan kendini alarak bir adım attı salona. Ayakkabısından çıkan tok ses bütün evde yankılanmıştı. Aden aynı pozisyonda kalıp yerde ki halıya odaklanmaya devam ederken bir köşe de kıvrılmış duran Nazlı'nın bakışları Rüzgar'a değdi. Nazlı'nın bakışlarında ilk defa kötü bir duygu gördü. Nazlı'nın ilk defa birine karşı böyle baktığına şahit oldu.

NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin