6. Bölüm

1.1K 80 66
                                    

Hello canikolar!

İyi okumalar 🧡

Așk acımasızdır. Kalbinizi yerinden çıkarır bașkasının avuçlarına koyar ve 'bu senin istediğin gibi kullan' der. Sizin ise elinizden hiç bir şey gelmez. Tek dileğiniz kalbiniz kimin avuçlarında ise ona iyi bakması olur. Evet benim kalbim bir acımasızın elindeydi ve ben bir gün beni sevebilir diye onu bekledim ve beklemeye devam edeceğim.

~~~~~~~~
Saatlerdir yoldaydık ve ikimizde adeta sessizliğe bürünmüștük. Tek kelime etmiyorduk. Üzerimde anlayamadığım bir halsizlik vardı. Bașımı camdan kaldırıp Rüzgara bakabileceğim bir șekilde bașımı ona çevirdim. Hava kararmıștı ve ben üşümeye bașlamıștım. Ellerimi bacak arama yerleștirip gözlerimi kapattım.
Rüzgar:
"Klimayı çalıștırdım. Birazdan ısınırsın" dediğinde gözlerimi açıp ona baktım. Yola bakıyordu ve suratı buz gibiydi. Sıcak havanın etkisiyle uykum daha çok geliyordu ve ben uykuya teslim oldum.

Hareketlenme durunca kapı açılıp kapanma sesi geldi. Gözlerimi açmaya çalıștım ama beceremedim. Sağ tarafımda bir soğukluk hissettim. O anda onun kokusu burnuma doldu. Ve havalanıp beni kucağına aldı. Gözlerimi açtım ve etrafa kısık gözle baktım ve sonra kafamı göğsün yaslayıp onu bekledim.
Rüzgar:
"Yerin güzel bakıyorum. Tabii ben de olsam bende beğenirdim sonuçta Rüzgar Saymanoğlu var karșında" bu söylediklerinden sonra kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Evin önüne geldiğonde kapıyı açmaya çalıșımca
"Beni indir de öyle aç kapıyı" dedim. Ama bana bakıp dinleme tenezzüllünde bike bulunmadı. Ne sinir bir adamdı bu. Biraz daha kapıyı açmaya davet etti.
"Beni bıraksan da kapıyı açsan diyorum. Ne dersin?" en sonunda o da pes edip yarama dikkat ederek beni yere bıraktı. Kapıyı açınca benim girmemi beklemeden kendisi içeri girdi. Bende ondan insanlık bekliyordum birde. İçeri geçip uykum hala geluyor diye odama çıkacakken rüzgarı telefonda konuşurken duydum.
Rüzgar:
"Birazdan geliyorum dedim. Niye uzatıyorsun kızım. Hem bu sefer erken bırakmam seni güzellik." duyduklarım kalbime bıçak saplanmıș gibi hissettiriyordu. Gözyașlarıma hakim olamıyordum. Görünmeden geri geri adımlarken sehpaya çarptım ve üstündeki cam süsler yere düştü ve Rüzgar dönüp bana baktı. Șașkınlıkla bana bakarken hıçkırarak geri dönüp odama doğru koștum. Kapıyı kilitleyip yatağa girdim. Hıçırarak ağlıyordum. Biz evlenecektik ama o başka bir kadına gidiyordu. Tamam belki sahte bir evlilikti bu ama sonuçta benim onu sevdiğimi biliyordu. Çok aptaldım hala beni sevebileceğine inanıyordum. Kapı açılmaya zorlanıyordu.
Rüzgar:
"Aden, kapıyı aç insan gibi konușalım... Adeen!" kapıyı yumrukluyordu. Gözyașlarımı durdurup konuştum.
"Uykum var gider misin"dedim. Ses kesilince gittiğini anlamıştım. Dıș kapının kapanma sesi gelince tekrardan hıçkırarak ağlamaya başladım. Konuștuğu her kimse o kadına gitmiști. Kim bilir orada ne yapıyorlardır. On beş dakika kadar ağlamaya devam ettikten sonra boğazımın kuruluğu yüzünden odamdan çıkıp mutfağa gitmek zorunda kalmıştım. Merdivenlerden inip mutfağa gittim ve dolaptan suyu çıkarıp içtim. Ağladığım için uykum kaçmıștı bende salona geçip oturdum. Rüzgarı aklıma getirmemeye çalıșarak televizyonu açtım. Bir kaç kanal geçtikten sonra düzgün bir dizi bulamayınca müzik kanalından müzik açtım. Dikkatlice Koltuğa uzanıp tekrardan gözyașlarımı serbest bıraktım. Șarkı listesi devam ederken yukarıdan telefon melodimin sesi geldi. Yukarı çıkıp telefonumu aldım. Nazlı arıyordu. Telefonu açıp așağı indim tekrar.
Nazlı:
"Alo, nasılsın canım?"
-"iyiyim, siz nasılsınız?"
"Bizde çok iyiyiz. O pis Rüzgar sana bisey yapmadı değil mi? " rüzgarın adı bile geçince gözlerim doluyordu.
-"Saçmalama birșey yapmaz. Benim uykum geliyor ben yatıyorum iyi geceler. Sizi seviyorum"dedikten sonra oda karşılık verdi ve kapattım telefonu. Eski pozisyonumu aldım ve șarkıyla beraber gözlerimi kapattım.

Gözlerimi açtığımda salonda koltukta uyuyordum ve üzerimde battaniye vardı. Kalkıp etrafıma biraz bakındıktan sonra sehpanın üzerindeki ilaçlarımı birde not gördüm.

NOT: İlaçlarını vaktinde al. Ben bu akşam geç gelirim. Kapıları kilitle.
Benu evde tek mi bırakıyordu bu. Kesin yine bașka kadınların peşindedir. Telefonumu alıp rehbere girip 'Oduncuk' yazan kişiyi bulup arama tuşuna bastım. Bir kaç kez çaldıktan sonra telefonu açtı.
"Neden beni tek bırakıyorsun burda? Ben korlarım" kırgın olduğum için hemen konuya girmiştim.
Rüzgar: İșim var. Hem bir gece tek kalsan ölmezsin. Dün de tektin zaten" dedi. Dün tek değildim oda evdeydi ve gittiği gibi uyumuștum. Bugün tüm günümü uyuyarak mı geçireyim yani ne sanıyordu bu
"Ben yaralıyım. Ya yaram açılırsa ne yapıcam ben o zaman?" konuyu bașka yere çekip beni yalnız bırakmamasını sağlamaya çalıșıyordum. Bu zamana kadar hiç tek kalmamıștım.
Rüzgar: Dikkatli olursan Yarana bir şey olmaz. Bu gece gelemem "dedi ve telefonu kapattı. Ben ne yapacaktım şimdi. Tek kalamazdım. Korkuyordum gözlerim Dolmaya bașlayınca tekrardan rüzgarı aradım.
Bir kez çaldıktan sonra açtı.
Rüzgar: Ne var?
" Rüzgar ben tek kalmaktan korkuyorum lütfen beni tek bırakma. Sen gelmezsen bari kızlar gelsin" sağ gözümden bir damla yaș gelince elimin tersiyle sildim.
Rüzgar: Kızlara izin vermiyorum. Tek kalmaya alıș artık.
"Korkuyorum beni tek bırakama-... Rüzgar?" tekrardan suratıma kapatmıștı. Bir kaç damla gözyaşı da gözlerimden firar etmitti. Ben bu gece tek kalıcaktım. Onu asla ikna edemezdim. Gözyașımı silip mutfağa gittim ve birșeyler atıștırdım. Odama çıkıp yarama dikkat ederek sadece saçlarımı yıkadım. Banyodan çıkıp üstüme gri bir sweat altıma ise siyah yanları beyaz șeritli tayt giyindim. Saçımı topuz yapıp așağı indim. Biraz televizyon izledikten sonra ilacımı içip telefonumu ve kulaklığımı aldım ve dıșarı çıkıp göl kenarına gittim. Çimenlik bir yere oturup kulaklığımı taktım ve rastgele bir șarkı açtım. Rüzgarı aklıma getirmemeye çalıșıyordum ama olmuyordu. Tüm bu yașadıklarımı düșünmeye bașladım. Orada ne kadar oturdun hatırlamıyordum ama üșüdüğüm için içeri geçmek zorunda kalmıștım. Saate baktığımda altıya geliyordu. Mutfağa gittim ve dolapları karıștırmaya bașladım. En sonunda makarna bulunca tencere aramaya başladım bu seferde. Tüm malzemeleri bulunca makarnayı yapmaya bașladım. Mutfaktaki işim bitince makarnamı tabağa koyup salona geçtim. Televizyonu açıp çizgi film izlemeye başladım. Büyümüş olabilirdim ama çizgi film izlemeyi seviyordum. Biraz zaman geçirmeye çalıșıyordum ama olmuyordu. Cama doğru dönüp dıșarı baktım. Hava iyicene kararmaya bașlamıștı. Telefonumu elime alıp rüzgarı aradım. Açmayınca tekrar aradım ama açmıyordu. Sinirden yerimden kalkıp evde tur atmaya bașladım. Tüm evi biliyordum ama sadece onun odasını bilmiyordum. Ayaklarım onun odasının önüne geldiğinde kapıyı açıp açmamakta kararsızdım.'En fazla ne olabilir ki aç kapıyı' iç sesim doğru diyordu. Bence birșey olmazdı. Kapıyı açıp odasına girmemle burnuma parfüm ve sigara kokusu doldu. Biraz odada gezindim. İki kişilik bir yatak üstünde siyah renkte çarșaf vardı. Elbise dolabıda mat siyahtı ve rengi çok güzeldi. Elbise dolabının önüne geldim ve kapağını açtım. Kazakları renkliydi ama pantolonları 'yine' siyahtı. Elime bir kazağını aldım ama arkasında bir kutu vardı. Kazağı bir kenara koyup kutuyu elime aldım siyah üstünde kilidi olan bir kutuydu. Açmaya çalıștım ama kilitli görünüyordu. Yatağım yanındaki çekmeceyi açıp anahtarı aradım. Odada her yeri aradım ama anahtarı bulamayınca Kutuyu tekrar yerine koyup Kazağıda önüne koydum ve kapağı kapattım. Odadan çıkıp merdivenlere doğru ilerledim Bir kaç merdiven indikten sonra karnıma giren ağrıyla inledim. Elimi yaramın üstüne koydum. Elime bir ıslaklık değince eğilip yarama baktım. Dikișim açılmıştı ve canım çok yanıyordu. Hemen salona gidip telefonumla rüzgarı aradım ama bir kaç kez çalmasına rağmen açmadı. Tekrar aradım çalıyirdu ama açmıyordu. Allah kahretsin! Son defa aradım. Aç șu telefonu. Lütfen!
Rüzgar:Ne var yine!
"Ahh Rüzgar!" nefesim kesiliyordu sanki. Bir kez daha inledim. Karșı taraftan koșma sesi geliyordu.
Rüzgar:Siktir! Aden noldu lan?
"Dikișim.... Ahh!" daha fazla konușamıyordum. Canım çok ciddi acıyordu.
Rüzgar:Tamam ben geliyorum. Aden... Adeen!
Ayaklarım yerden kesilince dizlerimin üstüne düştüm. Telefonda elimden düștü. Başımı koltuğa yaslayıp bekledim. Yarama baktığımda çok kötü kanıyordu. Yavaș yavaș kendimden geçerken dıșarıdan araba sesi duydum. Gözlerim kararmaya bașlamıștı ki dış kapı sertçe açıldı.

Son gördüğümde Emre'nin yüzü oldu.

Yeni bölümle geldim. Sonu biraz değişik oldu değil mi?
Rüzgarı beklerken Emre karșımıza çıktı. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere
🧡🧡

NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin