52. Bölüm (I. KİTAP FİNALİ)

458 22 53
                                    

Şey biz birinci kitabımızı bitirdik. Kısa bir ara veriyoruz.

Ben onlardan ayrı olmayacağım ama siz kısa süreliğine karakterlerimizden biraz uzak kalacaksınız. Bu süre zarfında kitabı yeniden okumanızı öneririm. İkinci kitabı yayınlayana kadar sahnelerimizi unutabilirsiniz.

Hem bu kısa süre zarfı içinde yeni kurguyu yazacağım. Önce giriş bölümünü sonra da birinci bölümü yayınlayacağım, çok heyecanlıyım.

Yeni kurguyu okursunuz değil mi?

Üsttekileri bölümü ilk yazmaya başladığımda yazmıştım. Şuan da bölümü bitirip hüzünle burayı yazıyorum.

Panoma açıklama yazmıştım ama görmeyenleriniz vardır belki. Bölümü bu kadar geç yayınlamamın bir çok sebebi var. Bazılarınız biliyordur ki lise son sınıf öğrencisiyim yani öğrencisiydim artık değilim 🥲. Mezuniyetim vardı, son sınavlarım vardı, üstüne taziye eklendi ve en son da yks sınavına girdim.

Sınavım nasıl geçti neleri işaretledim hiç hatırlamıyorum bile. O kadar değişik ve karmakarışık bir sınavdı ki anlatamam neyse geçelim burayı.

Sınavım bittikten sonra biraz kafa dinlemek istedim. Dinlenirken de bayram temizliği çat kapı geldi, onu hallet derkeeeen çok uzun bir zaman geçmiş. Maruz görün lütfen.

Çok tutmadan sizi bölüme uğurlayayım. Geç gelen bölüm hatırına ve bana moral olsun diye bolca yorum ve oylarınızı bekliyorum 🥹💕.

~~

"Rüzgar Saymanoğlu ve karısı" diyerek en önde duran adam eğilip yüzüme bakmaya çalıştı. Korktuğumu ona belli etmemeye gayret ederek omuzlarımı dikleștirdim. "Hoş geldin demek isterdim ama bakıyorum da kötü biri giriş yaptın. Bu girişi hiç sevmedim Hakan Kordağ" dedi Rüzgar.

Odanın içinde bir tarafta Dilara baygın ve bağlı şekilde duruyordu. Diğer tarafta Rüzgar ve ben, karşımızda da birbirlerine silah doğrultan adamlar vardı. Bazıları Rüzgar'ın adamlarıydı bazıları da Kerim'in abisi olan Hakan'ın adamlarıydı.

"Böyle girişleri sevdiğimi biliyorsun Saymanoğlu" dedi Hakan. Rüzgar'ın arkasından adama baktığımda gözümde Kerim'in son görüntüsü canlandı. Bakışları Dilara'ya döndüğünde tiksiniyormuș gibi baktı. Dilara'yı almaya gelmemiş miydi? Neden öyle bakıyordu ki? "Dilara'yı ben ortadan kaldıracaktım. Senin elimden alman hiç hoşuma gitmedi" bir insanı öldürmek için sıraya geçmiş olmaları kaşlarımı çatmama sebep oldu.

"Emin ol ki sebeplerin benim sebebimin önüne geçemez" diyerek karşılık verdi Rüzgar. Benim için olduğunu biliyordum. Bana zarar verdiği için öyle diyordu. Ben her şeyin üstündeydim onun için, bunu çoktan öğrenmiştim.

"Sebebi karın mı?" dedi.

"Evet" dedi Rüzgar da.

Hakan birkaç adım daha öne doğru atıp bize yakınlaștı. Rüzgar tuttuğu elimi sıkıp yana doğru adım atarak önümü tamamen kapattı. Artık Rüzgar'ın sırtıyla bakışıyordum. "Karın çok değerli sanırım" dedi. Ortam o kadar gergindi ki tek isteğim eve gitmekti. Boş boş oturup sıkıntıdan patlamayı bile yeğlerdim.

"Çok... Aklının alamayacağı kadar hemde" Rüzgar'ın cümlesi burada olmamıza rağmen içimi eritmişti ve rahatlamamı sağlamıştı. Hakan'ın gülüşleri kulaklarıma dolduğunda gözlerimi devirdim. Biri beni buradan çıkarsın artık.

"Ne güzel" dedi ve bizden uzaklașıp Dilara'nın başına doğru yürüdü. Bakışlarım onu takip ederken Dilara'ya kaydı. Başı öne eğik baygındı ve burnundan akan kan üzerine damlamıștı. Saçları darmadağın, üzeri tozlar içinde. Berbat görünüyordu ama Hakan'ın onu kurtarmaya gelmemesi de şaşırtıcıydı. Yani bana göre.

NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin