19. Bölüm

924 66 219
                                    

İyi Okumalar!

Oy vermeyi unutmayıın!

~~~~~~~~~~~
Duyduklarımla orada öylece kaldım. Kapıyı açıp açmama konusunda gidip geldikten sonra hızlıca kapıyı açıp odadan çıktım. Rüzgar telefonu kapatıp bana bakınca duyduğumu yüzümden anlamıştı.

Hiçbir şey söylemeden merdivenlere doğru ilerledi. "Nereye gidiyorsun?" dedim iki adım atıp yanına yaklaşınca.

Durdu ve arkasını döndü. "İșim var, git uyu" başından savmaya çalışıyordu. Ama beceremeyecekti. Kan akacak diyor iki taraftan da diyor ben o korkuyla nasıl uyuyabilirim?

"Herșeyi duydum, gitme. Bișey olmasın sana" sinirle soluyup arkasını döndü ve ellerini saçlarına daldırdı. Tekrar bana dönüp "Hala bana bișey olmasından korkuyorsun ya! Ben 1 saat önce sana o kadar şey söyledim bana sinirlenip kırılacağına beni düşünüyorsun!" dedi.

"Sırf sana sinirliyim kırgınım diye sana bișey olmasına izin mi vereyim? Saçmalık!" dedim bende aynı sinirle. Bazen kafayı yediğini düşünmüyor değilim.

"Aden, bana birșey olmayacak. Sadece gidip geri geleceğim. Tamam mı?" ya sana bișey olursa, ya yaralanırsan, ya geri gelmezsen?

Diyemedim... Gururuma yenik düştüm. Gururum kalbimi ezip geçti. O senin kalbini kırdı, bırak artık gururun kazansın bırak artık biraz pişman olsun!

Başımı salladım. O merdivenlerden inerken bende onunla beraber indim. Kapıya geldiğimizde çıktı ve kalbimide beraberinde götürüyor.

Salona geçip oturdum. Lütfen Allahım lütfen ona bișey olmasın! Lütfen. Ayağa kalkıp bir o tarafa bir o tarafa doğru Salonda gezindim.

...

Bir saat olmuştu ve hala ortalarda yoktu. Kahretsin ki telefonlarımı da açmıyor!Emreyi ve Aliyide ne kadar arasam da hiçbiri açmıyordu. Çıldıracağım!

Korkuyordum ama uykum çok geliyordu. Koltuğa oturmuş başımı koltuk başlığına dayayarak duruyordum. Gözlerimini kapanmaması için zorlasam da en sonunda uyku bedenimi sardı.

"Emre Rüzgara bișey mi oldu?... Emre cevap ver lütfen bișey mi oldu?"  bișey olmasını istemiyorum bișey olmasını istemiyorum. İstemiyorum!

Karşımda üstü kan içinde olan Emre ve yanında donup kalmış Ali.

Hızlıca Emrenin yanına gidip önce üzerine baktım sonrada yüzüne baktım. "Emre bișey söyle yalvarırım. Bișey olmadı de lütfen" dedim. Emre hiçbir şey söyleyemiyordu. Gözünden akan bir damla yaşla kendini daha fazla tutamıyormuș gibi ağlamaya başladı.

Hızla Alinin yanına gidip silkeledim omuzlarını. "Biriniz bișey söylesin artık! Rüzgara ne oldu?" gözlerimden süzülen yaşlara aldırmadan Aliden bir cevap bekliyordum.

Başımı kaldırıp bana baktı ve "Vuruldu, durumu çok kötü" dedi. Oda Emre gibi ağlamaya başlayınca güldüm.

Gözlerimden yaşlar akarken güldüm!

Kafayı yemiş olmalılar. Onların ağlamasına kahkaha attım. Onlar ağlarken ben kafayı yemiş gibi gülüyordum.

"Hahahaha! Siz gerçekten kafayı yediniz. Şakanız hiç komik değil!" diyerek göz yaşlarımı sildim. Dizlerim titriyordu vücudum titriyordu ona bișey olmasını istemiyordum. Geri geri giderken dizlerim beni daha fazla taşıyamayınca kalçamın üzerine düştüm.

Emre ve Ali aynı anda öne atılıp beni tutmaya çalışınca elimi kaldırıp gelmelerini engelledim.

Rüzgarda düşürmüştü beni. Kendisi düşürmemiș gibi uzaktan izlemişti. Ona birșey olamazdı. Bizi... Beni, kardeşlerini bırakıp gidemezdi.
Öyle değil mi? Gidemezdi, gitmezdi.

NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin