14. Bölüm

982 71 59
                                    

Ben geldim!

Bazı sebeplerden dolayı bölümü geç yazmak zorunda kaldım ve onun için size bölümü biraz daha uzun tuttum ve birkaç bölümden sonra hikayedeki karakterlere soru cevap bölümü yayınlayacağım. Oy vermeyi unutmayın düşüncelerinizi de yorum kısmından yazabilirsiniz
İyi okumalar 🖤🔗

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Nazlı:
"Bende anlamadım bir anda beni öptü ve 'seni seviyorum' dedi Ali dedi Ali inanabiliyor musunuz!" oturmuş erkeklerin dedikodusu yapıyorduk.

Duru:
"Bence aşk çok saçma birșey abi, vıcık vıcık ilişkiler yok bilmem ne" dedi. Duru 1 yıl önce biriyle sevgili olmuştu ve o çocuğa çok așıktı. Okul çıkışı hep yanımıza gelir eve gidene kadar onu anlatırdı bize ama bir gün o çocuk okula gelmemişti ve durunun telefonlarını açmıyordu Duruda endişelenip okul çıkışı evine gitmiști, akşama doğru eve geldiğinde yıkılmış şekildeydi. Bize olanları anlattı. Çocuk Duruyu bizim sınıftan bir kızla aldatıyormuș hemde o kız Durunun sıra arkadașıydı. O kıza yakın olabilmek için Duruyu kullanmış şerefsiz. İşte o çocuktan sonra așka inanmıyor sadece gönül eğlendirme işi olduğunu düşünüyor.

"Mutfakta cipsler ve meyve suları var onları alıp bahçeye geçelim orda devam ederiz" dedim. Kızlarda onaylayınca mutfaktan tabakları ve bardakları alıp bahçeye erkeklerin yanına geçtik. Tabakları ben ve Nazlı taşıyorduk bardak tepsisinide Duru taşıyordu.

Tekli koltukların birinde Ali oturuyordu Emre ise pufların birinde oturmuştu. Nazlı da diğer pufa Duruda tekli koltuğa geçti ve bende mavi küçük emojili yastığı olan 'emojilerin olduğunu yeni fark ettiğim' koltuğa oturdum o emojilerden biri ise gülen boktu, bi insan neden gülen boklu emoji alır ki? Koltuğun köşesinde avokadolu yastık duruyordu eğilip onu elime aldım.

Emre:
"Kızlarımız da baya hamaratmıș" imayla konuşuyordu ve arada Duruya bakıyordu acaba yeni aşk mı doğuyor. Eğer öyle birșey varsa çok sevinirdim tabi öyle birșey yoksa da yapardım. Sinsi sinsi Emre ve Duruya bakarak sırıtıyordum.

Emre:
"Yarın pikniğe gidelim mi, hem çok eğleniriz ne dersiniz?"

Nazlı ve Emrenin neşesi aynıydı onun için Emre dediği gibi Nazlı el çırparak evet diye bağırdı.

Duru:
"Ben okeyim"
Ali:
"Bende ama Rüzgara soralım isterseniz hem daha..." dedi ve bana baktı.

Ali:
"Biliyorsunuz Aden'in peşinde adamlar var Rüzgar okeyse bende okeyim ama pek olumlu bakacağını sanmıyorum" dedi. Haklıydı ama artık peşimde kimse yoktu Rüzgar bana öyle söylemiști. Gitmemize bișey söylerse onu dinlemeyecektim ve bu sefer de susmayacaktım.

Herkes evet demişti sıra Rüzgarın gelip kararı vermesindeydi. Aslında hayır dese bile biz gidecektik.

Nazlı:
"Benim canım sıkılıyor birșeyler mi oynasak?"

Emre Nazlının koluna yapıştı

Emre:
"Bende sıkıldım Yengegül Aden evde oyun var mı?" ikiside aynı küçük çocuklar gibi davranıyordu daha reșit olmamaș olabilirlerdi ya da Nazlı reșit olmamış olabilirdi Emreyi bilmiyorum ama konumuz bu değil her neyse.

"Eve yeni geldim bilmiyorum git ara bulursan oynarız" dedim ve omuz silktim. Emre ayağa kalkıp Nazlıyı da kaldırdı ve içeri gittiler.

Emre:
"İçeriye kadar yarış yapalım 1 2
3" hızla birbirlerini ite ite içeri koștular.

Ali:
"Lan bana bak Emre o kız düşerse sıçarım ağzına" cidden Nazlıyı seviyordu ona zarar gelmesini istemiyordu.

Meyve suyumu elime alıp içtim.
10 dakika sonra bir tane kutuyu bir ucundan Emre diğer ucundan Nazlı tutmuş kavga ede ede geliyorlardı.

NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin