Selaam!
Aylar oldu buluşmayalı. Nasılsınız?
Bölümümüzü attım ama karşılığı umarım güzel olur, oy attıktan sonra satır aralarına da bir sürü yorum yaparsanız çok sevinirim.
İki hafta sonra bölümle buluşuruz belki.
İyi okumalar! ❤️🩹
~~~
Yazardan:
"Annem sever dimi baba? Kızmaz bize değil mi?" demişti küçük Aden. Babasıyla beraber annesi için yaptıkları doğum günü pastasını elinde tutuyordu. Yaptıkları küçük pastayı krem şanti ve çikolata sosuyla süslemişlerdi. Üstünde de "İyi ki doğdun güzel annemiz" yazıyordu. Biraz beceriksizlerdi, ilk pasta yapma deneyimleriydi.
Ekrem Erizdel kızının saçını okşarken gülümsedi. Hayatında ki tek varlığıydı Aden, yeşil gözleriyle adeta babasını büyülüyordu. "Kızmaz babacığım, neden kızsın? Aksine annen çok mutlu olacaktır, bize sarılıp teşekkür edecek ve bizi çok sevdiğini söyleyecektir." dedi. Buna en çok da kendisi inanmıyordu. Aden dört yaşında küçük bir çocuktu, anlamazdı ama Ekrem biliyordu. Yine eve geç gelecek, olur olmadık şeylere sinirlenecek ve bu pastayı gördüğü gibi ikisini azarlayacaktı. "Çocuk musun Ekrem, çocukla çocuk mu oluyorsun?" diye soracaktı.
Bir ihtimal diye düşündü, bir ihtimal kızının bu ilgisini görüp yumuşar dedi.
"Ama annem bizi sevmiyor ki." sevmenin ne olduğunu bilmeyen Aden üzülemiyordu da. Sevmek neydi? Seni seviyorum demek neydi annesi için? "Mutfağı kirlettik, bize ceza verecek baba." sevmenin ne olduğunu bilmiyordu ama korkunun ne olduğunu biliyordu küçük Aden.
Ekrem çaresizce kızının önünde diz çöktü, yumuşacık saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırdı. Mine kötü bir kadındı, Ekrem evlendiği dönemden beri ona konduramasa da öyleydi. Kocasını defalarca aldatacak kadar ve o adamlardan defalarca hamile kalıp bebeklerini aldıracak kadar kötüydü hemde.
Mine, masum bebeklerinin canına kıyarken Vedat'ın da karısına kıymasına göz yumuyordu. Veballeri umrumda değildi.
"Annen tabi ki de bizi seviyor güzel kızım. Hem mutfağı biz kirlettik biz temizleyeceğiz, annen buna kızmaz." kalbi başka, dili başka söylüyordu. Kızardı.
O gece annesini beklerken salonda, babasının dizinde uyuyakalmıştı Aden. Saat 02:36'da evin kapısı açıldı ve Mine içeri girdi.
Salonda onu bekleyen kocası ve kızını görünce yanlarına ilerledi.
"Nerede kaldın?" diye sormuştu Ekrem. Aldığı yanıt ise "Sanane." olmuştu. Bu tür cevaplara alışkın olduğundan dolayı fazla umursamadı.Mine ayaklarında ki ince topuklu ayakkabıları çıkarıp çantasını ve telefonunu orta sehpaya bırakarak tekli koltuğa bedenini bıraktı. Gününü bir kafede, ondan farksız olmayan arkadaşlarıyla geçirmişti. Geceyi de bir bar taburesinde, tanımadığı bir adamla geçirmişti. Yanında oturan adamla tanışıp otele geçmişler ve artık bedeni başka bir adamın bacaklarının arasında arşa çıkmıştı.
"Seni bekledik." Ekrem kızının saçını okşayarak yarım ağız gülümsedi. "Her zaman ki gibi" diye devam etti içinden. İkiside birbirini severek evlenmemişti ama Ekrem ne olursa olsun karısına saygı duymuştu. Kalbinde ki Yezra'ya olan aşkını dindirmeye çalışarak Mine'ye sevgi beslemek istemişti. Başarılı olamamasının tek nedeni Mine'ydi. Eğer ortalık malı gibi dolaşıp her gün başka yatakta uyanmak yerine kocasına ve kızına dönseydi yüzünü, her şey daha farklı olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETLE AȘK (DÜZENLENECEK)
Teen Fiction"Ne yaşadığını bilmiyorum ama gramını yaşamadığımı biliyorum" dedim sözlerime devam ederek. Tepki vermedi, Konuşmadı. Beklediğim bir şey olduğu için sadece yüzüne baktım birkaç saniye. Sonrada önüme dönüp yolu izlemeye başladım. Petrol marketinin ön...