S I N I R: 170 VOTE, 190 YORUM.
Ayyy Merhabaa. 2 aylık ayrılıktan sonra yeniden buluştukk sonunda sizlerle.
Nasılsınız, neler yapıyorsunuz?
Beni sorarsınız iki ayağım yine bir pabuçta.
Hem kendimle problemlerimle uğraşıyorum(😑😑) hem de ablamın hayırlı işine koşuşturuyorum🤗 Çok güzel ve değerli bir his ama bir o kadar da yorucu bir durum. O yüzden bölüm duyurusunu ve bölümü geciktirdim biraz. Bölümü düzenlenmeye neredeyse hiç zamanım olmadı. Gelecek ayda ablamın düğünü o yüzden şu sıralar yeniden sizin affınıza sığınıyorum. Koştur koştur içindeyim. Çeyizdir, gelinlikdir, kınadır,ablamın düğününe elbisedir, kendi sağlığımla ilgili aldığım tevadir derken yetiştiremiyorum bölümü.
Aman neyse sizler artık benim geç geç bılümler atmama alıştınız.😂😞😞
Neyse.
#Sena Şener - Porselen Kalbim.
İKİNCİ SEZON BÖLÜM 40: "KAFESTEKİ KUŞUN ÖZGÜRLÜĞÜ.''
🥀
GEÇMİŞ
Küçük çocuk, taşlı yolları sevinçle hoplaya zıplaya eve doğru gidiyordu. İçindeki mutluluğun tarifi yoktu. Nasıl da olmasın ki? En iyi şekilde karnesini alan her çocuk gibi o da mutluydu.
Elindeki karne sayesinde annesinin ve babasının yüzündeki o gururlu ifadeyi görecekti. Ebeveynleri aferin oğlum diyecek, kafasını tüm sevgileriyle okşayacaktılar. Küçük kardeşi de ilk başta mutlu olacak, daha sonraysa tüm ilginin kendisine yöneldiğini fark edip kıskançlıktan yaygarayı koparacaktı. Hatta inandırıcı olsun diye de, o boncuk gibi olan gözlerini doldurup ağlayacaktı. Babası da tabii ki ona kıyamayıp ektiği güllerden bir tanesini hediye edecekti ve böylece de Meryem, demin ağlamamışçasına kıkır kıkır gülüp nispet yapar gibi ‘Bak, babam bana gül verdi.’ diyecekti.
Bir ailede bundan daha güzel ân olur muydu?
Koşa koşa mutlulukla geldiği yollar, evini bulmasıyla sona erdi. Evin büyük kapısını küçük boyuyla zorlanarak açtı ve ayağındaki lastikli terlikleri rastgele çıkartıp bir kenara fırlattı.
‘‘Anne!’’ Diye çocuksu sesiyle ciyak ciyak çığırdı. ‘‘Anne!’’
Annesinin ses vermemesi mutluluğuna gölge düşüremedi. İçindeki mutluluğa engel olamayıp kıkır kıkır güldü kendi kendine. Dişlerini küçük dudaklarına geçirip istikametini merdivenlere yöneltti. Küçük ayaklarıyla merdivenleri gürültüyle çıkıp salona ulaştı. Burada da istediğini bulamayınca yine de yüzünü asmadı. İçindeki heyecan ve mutluluk o kadar çoktu ki onu hiçbir şey ve kimse bozamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERYEM
General FictionYelkovan her hareket ettiğinde, bir kan daha akıp kara toprağa karışıyordu. Bir kez daha hareket ettiğindeyse, yaralı kalpleri acıyla kavurmuştu o gece. Kimisi sevdiklerinin mezarında gözyaşı dökerdi, kimisiyse sevdiğini korumak için canını feda ede...