İyi günler canlarım.Biliyorum bölümlerimi aksatıyorum.Ancak özel hayatım malessef izin vermiyor sürekli bölüm yazmama.
Üstelik hikayelerimin içinde en sevdiğim kitabım olan SDBA'nı yazamıyorum. Sebeb şu ki hikayelerimi alel acele getirip basit konuları kaleme almak istemiyorum.Gecikmelerinde sebebi bu.
Neyse çok uzattım😀
Size upuzun bölüm yazdım.Hadi koşun bölüm'e.
~Bölüm şarkısı:Cem adrian-Ne ağlarsın (Meryem'le Marazalinin sahnesinde dinlemenizi tavsiye ederim)
İyi okumalar❤❤
BÖLÜM 7: "SERZENİŞ."
🥀
Bir masum kadın vardı. Gözleri mavi, melek gibi bir kadın. Bir kadın vardı hayalleri olan, mutlu mesut dünyası olan kadın. Toz pembe hayallere kuşatılmış dünyası vardı. Temizdi kadın.
Saf ve masum kadın.
Belli belirsiz nedenlerden dolayı şeytan oldu. Melek öldü, şeytan oldu.
Adlandırıldı.
Mahkum edildi artık bu fıtrata. Nerede görülse artık melek yüzlü şeytan diye anılırdı.
Çünkü artık o katildi. Çünkü o, iki cana kıyan caniydi.
O kadın MERYEM ERKOÇ tu.
🥀🥀🥀
ŞAHOĞLU
Bu soyadın hakkını harfiyle vermek için ne kadar uğraştı Marazali. Yemedi yedirtti, içmedi içirtti. Babasından sonra bütün topraklarda yalnız kendi ismi ilk önce anılır.
O tehlikeli ağa ve iş adamıydı.
Bu topraklar yalnız onundu. Ailesinindi.
Piyasada herkesi, ayağının altına yatırtacak bir konuma gelmişti. Tırnaklarıyla kazıya kazıya hem de. Gözü kara, mert adamdı. Topraklarında kendisinden izinsiz, tek bir adım atılmazdı. Çünkü Marazali'nin öfkesinden, gazabından korkardılar. Tek hata canlarına mâl olurdu. Affetmezdi. İhaneti herkeste olduğu gibi affetmezdi, yok ederdi. Ona yanlış yapacak insanı yaşatmazdı.
Öldürmezdi, ancak ölene dek çürütürdü..
Tehlikeliydi.
Öfkeli ve sabırsız biriydi de.
Şahoğlu önündeki evraklarda gözlerini gezdirdi. Koyu mavi gözlerinin değdiği her harfte ve rakamda ifadesi daha sert hâle geliyordu. Tatmin olmuştu önündeki evrakların ona sunduğu bilgilerden. Ama öfkesi ve hırsı soğumak bilmiyordu. Evraklardan koyu mavilerini çekti. Evet, her şey tamda istediği gibiydi.
Bitiş
Yok oluş
Son
Kenarda duran mermiyi eline alıp sandalyesine sırtını yasladı. Elindeki mermiyi baş ve işaret parmaklarında döndürmeye başladı. Yüzünde yer edinen sert ifade önünde oturan iki kişiyi korkudan öldürecekti. Ancak içlerinde etkilenmeyen tek kişi Avşar'dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERYEM
General FictionYelkovan her hareket ettiğinde, bir kan daha akıp kara toprağa karışıyordu. Bir kez daha hareket ettiğindeyse, yaralı kalpleri acıyla kavurmuştu o gece. Kimisi sevdiklerinin mezarında gözyaşı dökerdi, kimisiyse sevdiğini korumak için canını feda ede...