Helloooo
Nasılsınız?
Bölüm atma günlerim:10-15 gün arasında oluyordu.
Hem kendime istirahet vermek adına hem de gün içinde kafamda bölüm adına olaylar kurmaya yardımcı olmak için.
Üstelik daha iyi yerlere gelmedi kitabım. O yüzden ağırdan ağıra alıyorum. Eskidende zaten benim bölüm atma günlerim 10-15 günü buluyordu. Değişen bir şey yok yani. O yüzden, karantin süreci uzatılmazsa ya bölüm atamayacağım ya da 10 günde bir atacağım canlarım.
Neyse votelemek ve yorum yapmayı unutmayın.Herkes emeğimin karşlığını versin, lütfen.
S I N I R: 160 YORUM
KOYDUĞUM SINIRI GÖRMEZDEN GELMEYİN. SINIR GEÇİLMEDİKCE YENİ BÖLÜMLER GELMEYECEKTİR.
İKİNCİ SEZON BÖLÜM 25: ''ARAF İÇİNDEKİ ACILAR.''
🥀
Kışı asla sevmezdim. Soğuk havada dışarı çıkmayı bile hiç sevmezdim. Soğuktan kızaran yanaklarımdan ve akan burnumdan da hoşlanmazdım. İnsanı üşüten bu hava hiçbir zaman gönlümü kazanamamıştı. Ne yağdığı karıyla ne de yeni yıl adlandırılan bayramın etrafı rengarenk süslendirmesiyle bile hiçbir zaman sevmemiştim.
Çünkü soğuktu. İnsanın içini, dışını üşütüyordu. Ve sonunda hastalandırıyordu.
Peki şimdi niye umursamıyordum?
Neden soğukta kalmış ruhumu önemsiz buluyordum?
Sanki her şeye artık kulaklarımı kapatmış gibiyim. Ne bir şey duymak, ne de görmek istiyordum. Omuzlarımdaki yüküm ağırlık yapıyorken, yeni birilerini daha almak istemiyordum. Aksine omuzlarımdaki bu yükten bir an önce kurtulmak istiyordum. Gece uyurken, başımı yastığa rahat koymak istiyor, düşüncelere dalıp öyle kâbus dolu uykulara dalmak istemiyordum.
Rakamları sayıyorum. Ne kadar süredir bu vicdanı, yükü taşıdığımı sayıyorum.
Yedi ay.
Ne az, ne çok yedi ay.
Sustuğum yedi ay.
Dövülüp, sövüldüğüm yedi ay.
Vicdanımı yitirdiğim yedi ay.
Kimsesiz kaldığım şu lanet olası yedi ay.
Huzur istedim. Yüzümüz gülsün istedim ama olmadı. Aksine oldu her şey. Huzur değil cehennem oldu isteğim, yüzümüzden gülümseme değil gözlerimizden yaş eksik olmadı.
Dünyam bir bir yıkıldı, abi diye adlandırdığım adamın yaptığı cinayeti yüzünden.
Dağılmış ailemizi abim yıktı, ben de ona yardım ettim bunda. Hiçbir şey kalmadı bizden geriye. Ne sevgi, ne huzur, ne de aile. Öyle dağıldık biz. Öyle yalnızlaştık işte biz.
Ve bunun günahkârı sadece abim değildi, ben de günahkârdım. Onun ekmeğine yağ süren bendim.
‘‘İlyas Bey sizi görünce çok seviniyor belli ki.’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERYEM
General FictionYelkovan her hareket ettiğinde, bir kan daha akıp kara toprağa karışıyordu. Bir kez daha hareket ettiğindeyse, yaralı kalpleri acıyla kavurmuştu o gece. Kimisi sevdiklerinin mezarında gözyaşı dökerdi, kimisiyse sevdiğini korumak için canını feda ede...