Merhabalarr😍
Multiye Marazali'nin evini görmek istiyenlere videosunu bıraktım.Muhteşem ötesi evin videosuna daha aydın baka bilirsiniz.Ben bakarken öldüm çünkü🤤
Ayrıca geçen bölüm çoookkk şaşırdım ve mutlu oldum. Bir gün bile dolmadan tamı tamına 55 okuma sayısına ulaştı 19 bölüm😆 Eskiden bir bölüm atıldığında beş-altı güne yada on güne yakın 50 okunma anca oluyordu. İlk kez 19 bölümüm bu kadar sürede okundu. Ve daha bunun heyecanını yaşayamadan pazaresinden dünkü gün içinde 3.11k oldu MERYEM'im.
İnanın bu küçük rakamlara bile sevindim.Keşke vote ve yorum sayısıda o kadar olsaydı. Bu beni hayli üzüyor. Neyse o günlerede az kaldı.
Sizden ricam en azından vote atmağı unutmayın. O yıldızı renklendirmek bu kadar zor olmasa gerek?
Atılan yorumlar beni motive ediyor ama fazla olsa çok sevinirdim. Ama şimdilik sizden ricam vote atın.
Emeğimin karşılığını almadıkça bölümleri geciktireceğim -ki 19 bölümü geç yayınladığımı farkındasınızdır-
Neyse..Bu bölümü 3k olmamızın şerefine her zamanki bölüm atma tempimden erken yayınlıyorum.
İyi okumalar❤
BÖLÜM 20: "KÜL.''
🥀
Güçlü bir rüzgar esiyor, ruhumu oraya buraya savuruyordu. Ruhum havada ahenkle uçuşuyor, özgürlüğüne kavuşamıyordu. Küçük bedenimin içinde hapsolmuştu. Ne kadar çabalasada kafesinden çıkamıyordu.
Bir anda başka bir boyuta geçiş yapmış olduğumu hissettim. Ve o zaman anne rahminden çıkan bir bebeğin, ilk çığlık çığlığa ağlayışı gibi olan ses kulaklarımı doldurdu.
Esen yel uzandığım yerden yüzümü yalayıp geçiyor yatağı hafifçe yerinde hareket ettiriyordu.
Gözlerimi açmak istiyor ama açamıyordum. Bu nahoş his beni kendine âşık etmiş, esen rüzgara ruhumu bırakmıştım. Ve sanki bedenimdeki tüm güçler çekilmişti. Sadece alacağı komuta kadar bigâne şekilde öylece bekliyordu.
Zaman geçtikçe ağlayan bebeğin sesi rahatsız edici olmaya başlamıştı. Gözlerim sanki bunu beklermişcesine açıldı ve aynı zamanda bebeğin sesi kesildi. Gri bir tavana boş bakışlarımla bakıyordum. Karnımda bir ağırlık hissediyor ama ne olduğunu bilmiyordum.
Esen rüzgar gri perdeleri uçuşturuyor, etrafta olan eşyaları yerinde titretiyordu.
Bebek sesi yeniden kulaklarımda canlandı. Bunu beklercesine uzandığım yatakta oturur vaziyete geldim. Yattığım yatak tavana iplerle asılmıştı ve tıpkı bir salıncak gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERYEM
General FictionYelkovan her hareket ettiğinde, bir kan daha akıp kara toprağa karışıyordu. Bir kez daha hareket ettiğindeyse, yaralı kalpleri acıyla kavurmuştu o gece. Kimisi sevdiklerinin mezarında gözyaşı dökerdi, kimisiyse sevdiğini korumak için canını feda ede...