Şimdi - Gece Misafiri

253 13 3
                                    

17.bölüm Dağ Obasındaki Yemek sonrası...

Batuga Tegin'in boy begleriyle görüşeceği kengeş meclisinin yapılması kararlaştırılmıştı yemekte, uzun süre sonra keyifli bir gece sohbeti edilmişti Dağ obasında. Bu ortamda gerçekten mutluydu Saltuk nasıl olmasındı, Çolpan'ın yanındaydı, ona hiç olmadığı kadar yakındı uzun süre sonra belki ilişkilerinde ilk kez. Bir daha ayrılığa tahammülü yoktu. Otağına girerken bunlardı aklını dolduran. Alpagu Han'ın ölüm dağıtan kılıcı da hep aklındaydı, Çolpan'a gönderdiği haber içini dolduran devasa endişenin sebebiydi. Kendi üstündeki ölüm emri aklında bile değildi ama onu kaybetme düşüncesi  delirtecek seviyedeydi. Bu düşüncelerle boğuşurken zırhını çıkarmıştı ki çadırın girişinde bekleyen birini fark etti. Arkasını döndüğünde onu süzen Çolpan görmek oldukça keyif vericiydi. Başkasına böyle baksa delirirdi herhalde, istedi mi tereddütsüz bir cüretkarlıkla isteğini belli ederdi. Kaç gece bu bakışları atıp yüreğine indirdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi atına atlayıp gitmişti, sayamamıştı. Yine aynısını yapacaktı oyunbaz sevdiği. "Çolpan. Bir şey mi oldu?"
"Hayır, her şey yolunda. İlla bir sorun mu olması lazım gelmem için?"
Konuşurken aralarındaki mesafeyi kapatmıştı Çolpan.
"Dağ hanının bu vakitte bu otakta olmasını açıklamamız gerekebilir."
"Orasını bana bırak tabi çekiniyorsan gidebilirim. Hünerlerimi görmek isteyen biri vardı diye hatırlıyordum ama galiba uykusu gelmiş."
Oyunbaz bakışlarını dikmişti yine hafifçe gülümsüyordu.
"Bana gelmenden hiçbir zaman şikayetçi olmayacağımı bilen biri olarak oyna bakalım böyle. Alışığım ne de olsa. Uykumu çoktan kaçırdın bile sanki farkında değilsin."  
Halinden oldukça memnundu Çolpan, yarattığı etkiyi biliyor bunu izlemek daha da keyiflendiriyordu. Eline uzandı çiçek bulaştırdıkları yarayı okşadı, çoktan kapanmaya başlamıştı. Sıcaklığını hissetmek iyi geliyordu buraya gelirken unutmak istediği, kafasını dolduran tüm düşüncelere karşı. Yarayı okşayan elini kavrayan Saltuk'a baktı, aynı o anki gibi sıkı sıkı tutmuştu yine. Mindere çekti onu,  ayakta dikilerek geceyi bitirmek istemiyordu.
///
Çolpan başını Saltuk'un göğsüne yaslamış, saçında gezinen ellerin keyfini çıkarıyordu. Yorulmuştu yaşananlardan, uzun zaman sonra ilk kez bu kadar huzurlu bir gece geçiriyordu. Konuşmadan gecenin sessizliğini dinliyorlardı geldiğinden beri. Bu sessizliği Saltuk böldü.
"Alpagu'nun tehdidi canımı sıkıyor, durmayacaktır."
"Ondan korkacak değilim. Niye umursayayım? Kendi ellerimle onun canını alacak olan benim."
"Çolpan,  tamam korkmuyorsun zaten korksan ülkesini ikiye bölmezdin ama ben korkuyorum. Seni kaybetmekten çok korkuyorum."
Saltuk'un hafiften titreyen sesi Çolpan'ın kafasını kaldırıp ona bakmasını sağladı. O sözlerdeki saklanmayan sitemi de görüyordü, Batı konusunda hala kızgındı ama bunu yeterince konuşmuşlardı; dayanamadığı o gözlerdeki endişeydi. Uzanıp minik bir öpücük bıraktı.
"Kaybetmeyeceksin. Buradayım, burada olacağım söz verdiğim gibi yıktıklarımı yeniden kurmak için." Ormandaki konuşmalarını hatırlatırken gözlerinde keskin bir eminlik vardı. Bir yandan da sakallarında geziyordu elleri.
"Hanın sözüne güvenmekten başka çarem yok sanırım."
"Yok."
Net tek bir kelime ile konuyu kapatan Çolpan bu sefer derin bir şekilde öpmeye başladı, yavaş ve yoğun. Anında aradığı karşılığı bulmuş, sırtında ve saçlarında gezinen eller baskısını arttırmıştı. Gittikçe şiddetlenen öpüşmelerine kapılan Çolpan sırtının mindere değdiğini güçlükle hissedebildi, Saltuk'un onu incitmemeye çalışan ağırlığını da. İlk değildi yakınlıkları ama bu kez farklı biteceğinden emindi. Saltuk'un olabildiğince kontrollü davranmaya çalıştığının farkındaydı, bunca yıldan sonra birbirlerinin her dokunuşuna aşinaydılar. Boynuna inen öpücüklerIe kafasını geriye atıp yer açtı. Elleri ensesinde ve hayran olduğu örgülü saçlarda dolaşıyordu tutkuyla.
 İlk ayrılan Saltuk oldu. Nefes nefeselerdi, gözleri birbirinden kopmuyordu. Alnına, saçlarına bir öpücük bıraktı Saltuk.
"Durmamız lazım değil mi?" Sorudan çok artık olağanlaşan bir durumu belirtmeydi bu, hiçbir sitem ya da hayal kırıklığı barındırmayan.  Ama hayır değildi, bu sefer değil. Doğrulmak üzere olan Saltuk'u kendine çekti tekrar. Ona kilitlenen hafif sorgulayan hafif heyecanlı bakışlara anlattı gözleriyle isteğini.
"Bu otağdan çıkmaya niyetim yok bu gece." Saltuk duyduğu ve gördüğünü idrak edemeyecek haldeydi. Çolpan'ın gözlerinden yansıyanı görüyordu ama... "Çolpan, emin misin?"
Sesinin heyecanlı gerginliği barizdi.
Çolpan'ın netliği ay ışığı kadar ortadaydı. Saltuk nefeslerinin karıştığı sevdiğine baktı yeniden, tüm can alıcılığıyla ona bakan kadına. Fazla düşünmek onu delirtebilirdi yapmadı, sadece onu öpmeyi seçti.

Saltuk & Çolpan  (15 Bahar Öncesi Ve Fazlası) SalPan / DestanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin