15 Bahar Öncesi / Gönül Alma'nın devamı.
Bağımsız da okunabilir.Gök Orda'dan sonu bilinmez bir savaşa doğru yol almadan önce bu kadar mutlu olacağını düşünemezdi Saltuk. Oysa daha bir gün önce aklı karışıktı, döndüğünde onca yıldır uzaktan izlemekle yetindiği sevdiğinin evleneceği haberini alma ihtimali savaştan dönememe ihtimalinden daha çok korkutuyordu onu. Tüm endişeleri ise beklemediği anda karşısında bulduğu Çolpanla son bulmuş, aşkının karşılığı olduğunu görmüştü bir çift ahu gözde. İmkansız olduğunu düşünüyordu Çolpanla olmasının ama şimdi onun da hislerini bilirken hayallerinin belki de çok uzak olmadığına inanmıştı sonunda. Başlarda gerçekliğini sorguladığı anların kanıtı elindeki bir tutam saç ona güç veriyordu, sanki sevdiğinin ruhu oradaydı. Saraydan ayrılmadan evvel bir mendille sarıp içliğinde yüreğinin üstüne sakladı bu hediyeyi.
Ordu uzun yolculuğuna çıkmıştı. Haftalar süren mücadelelerin sonunda barış sağlanmıştı, Gök Çin'de rahatça ticaret yapabilecekken Çin de saraya prensesini sokup ilerideki taht yarışını kontrol etme imkanına sahip olmuştu yapılan evlilik anlaşmasıyla.
Saltuk dönüş yolunda ordugaha gitmişti askerlerin kontrolü için, görevini layıkıyla yapabilmiş olmanın gururuna bir an önce saraya varıp Çolpan'a ulaşabilme yolları arama heyecanı katılmıştı. Savaş boyu aklında yıllardır olduğu gibi hiç çıkmamıştı sevdiği ama bu sefer Çolpan'ın da onu beklediği fikri delirtecekti biraz daha uzak kalsalar. Yanındaki birkaç alpi ile saraya döndüğünde Alpagu Han'a son durumu rapor etmiş yeni emirleri almış işini bitirmişti o günlük. Odasına çekildiğinde Çolpan'a nasıl ulaşabileceğini düşünüyordu. Künelerin hazırladıklarıyla temizlendi, uyumak üzereydi ki kapısı çalındı. Bir sorun olabileceği şüphesiyle acele ile açtığında karşısında Tılsım Hatun'a çalışan Dağlı künelerden birini buldu.
"Bir şey mi oldu?"
"Hayır Saltuk Beg, size iletmem gereken bir mesaj var."
Saltuk şüpheyle süzdü kadını, uzattığı bitiği alma konusunda bir süre bekledi. Uzun yıllardır sorunsuz çalışan ve bikesine sadık biriydi, aldı sonunda. Küne ayrılırken elindeki yazıya daldı.
"Bunu aldıysan saraya dönmüşsün demektir. Görüşmek istiyorsan pazar yerinde Oytun Beg'in dükkanına gel yarın akşam . Avcundaki tutamı verenim eğer şüpheye düşersen."
Çolpan'dan gelmişti bitig, emindi. Başka kişilerin haberi olması tehlikeli olsa da getiren kişi Tılsım Hatun'a en yakın kişiydi, Çolpan güvendiyse sorun olmazdı ama Tılsım Hatun'un da bildiği ihtimali ile gerilmişti. Ertesi gün yoğun geçen bir günün ardından gün batarken saraydan ayrılabildi. Pazar yerinde bahsedilen dükkanı arayıp buldu. Onu bekleyen ara ara Çolpan'ın yanında gördüğü bir Dağlı savaşçı vardı, takip etmesini işaret ederek lnu üst kata çıkardı, bir kapının önüne ulaştırdıktan sonra aşağı indi yine. Kapıya vurdu birkaç kez, içeriden Çolpan'ın gel diyen sesini duyunca bekletmeden girdi odaya.
Odanın ortasında ayakta duran Çolpanla yüz yüze geldiler aylar sonra. Çolpan aylarca korkuyla beklemişti sonunda onu sağ olarak görebilmişti yeniden. Karşısında duran adama bakakalmıştı sadece, kıpırdayamıyordu yerinden. Ne yapacağını da bilmiyordu. Saltuk'un çekinebileceğini biliyordu Çolpan ama kendisi de aynı durumdaydı şu an. İkisi birer adım yaklaştı birbirine bakışları ayrılmazken. Tek bir hareket lazımdı onlara. Çolpan daha fazla dayanamadı özlemine, mesafeyi kapatıp sarıldı Saltuk'a. Silinmişti tüm çekingenliği. Onun bu hamlesini beklemeyen Saltuk afalladı, hareketsiz kaldı bir süre. Çolpan karşılık bulamayınca boynuna doladığı ellerini çözüp çekilmek istedi ama bu kez de Saltuk bırakmadı onu. Yavaşça, dikkatle sarmıştı onu. Çolpan başını gömdü göğsüne, Saltuk imkansız gördüğü toprağın dalga dalga yayıldığı saçları okşarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saltuk & Çolpan (15 Bahar Öncesi Ve Fazlası) SalPan / Destan
FanficSalpan sevdasına dizinin verdiği sonu kabul etmiyorum