12 Bahar Öncesi / Ufak Bir Kaçamak

251 12 3
                                    

Tılsım'ın ölümünden 3 yıl sonra...


"Saltuk Beg'den haber geldi hanım."
Tilbe elinde bitigle otağa girdiğinde duymak istediği tam da buydu Çolpan'ın. Derin bir nefes verdi geri dönmüştü işte. Gök Hanlığı komşu  Khitan kabileleriyle bir savaşa girmişti Saltuk gideli 4 ay olmuştu. O günden beri Tilbe'ye belli etmemek için merak etmiyormuş gibi davransa da içi içini yiyordu. Savaş meydanından her an haber gelebilir, onu kaybetmiş olabilirdi. Alpagu'nun yenilgilerine sevinmesi gerekirdi ama o varken... Bitigi alırken hızlı davranmıştı Tilbe'nin hafif gülümsemesini yakaladı ama durmadı üzerinde duramadı. Mesajı okudu hemen. Bu sabah döndüklerini akşam buluşmak istediğini yazmıştı. Onu hemen görmek isteyen tarafını dizginledi, madem dönmüştü bir gün daha bekleyebilirdi kollarına koşacak hali yoktu sonuçta.
//
Her zamanki gibi kurganlarda buluşacaklardı, o günden sonra değişmez randevu yerleri olmuştu. Dikkat çekmeyen, gözlerden uzak ve sessiz bir ortam. Duyduğu at sesiyle geldiğini anladı Çolpan. Karşısında gördüğünde gelen ona koşma isteğini zor bastırdı, yapmamalıydı. Kontrolü kaybetmesi demek daha fazla acıya açık olmaktı, fazla yakınlık onun yüreğine zarardı. Saltuk aylardır hasretini çektiği kadını görünce tüm o yorgunluğunun geçtiğini hissetti. Ne savaş meydanının uğultusu ne kan dolu kokusu kalmıştı aklında onu görünce sadece huzur vardı. Çolpan ve huzur. Yan yana durması bile olağan gelemeyecek kelimelerdi ama Saltuk için tam da buydu sevdiği kadın. Emindi, soğuk karşılayacaktı sanki daha yeni görüşmüşler ve umrunda değilmiş gibi, önceden buna inanır değersiz hissedebilirdi belki, o gözlerin içine işleyen bakışlarındaki sevdasına karşılığı görmemiş olsa.
"Gök'ün zaferini bana haber etmek için mi bu kadar acelecisin yasavul? Emin ol istediğim haber çok farklıydı."
Çolpan ne kadar bitkin gözüktüğüne baktı yarası var mıydı acaba. Saltuk beklediği karşılamayı ufak bir gülümsemeyle karşıladı.
"Bilmez miyim Çolpan Han, hepimizin o meydanda kalmasını ne kadar istediğini. Bu sefer de karşındayım ama seni pek sevindirmemiş olsam da."
Çolpan aldığı cevapla iyi olduğunu anladı kendisiyle atışabilecek hali vardı demek ki.
"Ne  diyeceksin bana? Buluşmak için bir sebebin olmalı değil mi?" Aralarındaki ilişkiyi daha çok kurdukları ittifak olarak görmek kaçak yeriydi Çolpan'ın yine aynısını yapıyordu.
"Hanımın vaktini çalıyorum o zaman çünkü sevdiğim kadını özlemekten başka hiçbir nedeni yok gelişimin."
Çolpan bu açık cevaba şaşırdı bunu biliyordu tabiki ama net bir şekilde duymayı beklemiyordu. Saltuk'un gözlerindeki özleme karşılık vermemek için direniyordu. "Anlatacak bir haberin yoksa gidebilirsin, dediğin gibi vaktim değerlidir yasavul. Ikimiz de işimize bakalım."
Arkasını dönüp atlara gitmeye yeltendi Çolpan, görmüştü işte onu, iyiydi, yeterliydi bu kadarı.
"Çolpan."
İsmini duyunca durdu çok nadirdi sadece ismini söylediği anlar. Çolpan Han değil sadece Çolpan. O başka biriydi işte, Saltuk'un seslenmesiyle uyanan yanı. Ardından yaklaşıyordu, gerildi işini zorlaştırıyordu.
"Hanlara kaçmak yakışır mı?" Arkasına döndü yine yüz yüzelerdi. "Kaçmak mı? Niye kaçayım?" Saltuk'a doğru bir adım attı mesafeyi kapattı.
"Hem bu cesaretini neye borçluyuz bugün?"
"Hasretini çektiğim bir çift hülyalı göze. Eğer kaçmıyorsan biraz yürümeye hayır demezsin, hanım."
Saltuk'un muzip tavrına şaşırdı Çolpan, gelmeden kımız içtiğine emindi artık ondandı bu rahatlığı. İyi, olsundu istediği. Bu fazla cesaretinin nereye varacağını merak ediyordu doğrusu. Onayladı gözleriyle, kurganlardan çıktılar.
//
"Batuga'yı gördün mü?"
"Evet. Her zamanki gibi. Sessiz ve herkesten kopuk. Kendi dünyasında yaşıyor."
"Beni tanımasa da onu görebilmek isterdim bir kez daha. Kandaşımın emaneti o ama yaklaşamıyorum. Gök'ün o kalın duvarlarının ardında onu pek seven babasının sarayında."
Sona doğru sesindeki hüzün öfkeye dönmüştü Çolpan'ın. Intikamı için yanıp tutuşuyordu kaç zamandır.
"Göreceksin, o gün gelecek elbet." Çolpan kendi açtığı konuyu değiştirmek istedi şu an en son istediği şey onun önünde duygusallaşmaktı.
"Duruldun yine geçti mi kımızın etkisi?"
"İçmemiştim aslında, kımızdan daha çarpıcı gözlerin eseri."
Çolpan önündeki durdukları uzun ağaca yaslandı.
"Bu geceyi çıkaramazsan sorumlusu ben değilim. Dilinden dökülenlerin bir sonucu olacak. Afyon şurubu içtin desem çoktan sızman lazımdı."
Saltuk durduğu yerden ona bakmaya devam ediyordu.
"Savaş meydanından yeni çıkınca çekindiğin çoğu şeye ah ediyorsun yanında 1 dakika önce olanların artık nefes almadığını görünce."
"Bunu 11 yıl hislerini saklayan sen söylemesen daha inanılır olacak."
"Aynı şey değil. Hiç umudum yokken gelemezdim."
"Şu an neye güveniyorsun? Karşında Dağ hanı var. Hem belki sadece işime yaradığın için görüşüyorumdur seninle."
Saltuk, ağaca yaslanmış Çolpan'a eğildi.
" İlk vurulduğum günden beri müptelası olduğum gözlere inanıyorum, o gözlerin bana aynı sevdayla baktığını anladığım günden beri. Evet kara kemikli bir Gök yasavulu olarak şansım çok az ama beni reddetmediğin sürece burada olacağım."
Çolpan bir nefes ilerisinde duran adama bakıyordu. Göz gözeydiler, nefesleri birbirine karışıyordu. Tüm o uzak durma kararları hiç olmuştu bir daha en ufak bir gevşemeye tahammülü olmayacaktı ama bugün iş işten geçmişti. Çolpan elini açtığı yarada gezdirdi yavaşça, sonra yanağına indirdi.Konuşmadan onaylamıştı sanki söylediklerini.
"Bir hançer daha yer miyim diye düşünmüyor değilim aklımdakileri duysan."
"Ya duymak değil görmek istiyorsam." Meydan okuyan bakışlarını dikmişti yine üstüne Saltuk'un. Ormanın kuytusunda birkaç böcek sesi hariç onlardan başka ses seda yoktu. Derin nefesleriydi sessizliği bozan. Eskiden değil dokunmak aynı ortamda olunca çekindiği kadının saçlarına gitti eli Saltuk'un. Oradan yanağına kaydı, yüzünü avcunun içine aldı. O hançeri hala bekliyordu gerçekten. Gözlerine baktığında hiçbir karşı çıkış görmedi aksine oyuncu bakışlarının altındaki isteği gördü. Bakışları dudaklarına kaydı ikisinin de. Tekrar gözlerine baktı Çolpan'ın, durmak isteyen yoktu. Başını eğerek kalan mesafeyi de kapattı ve öptü sevdiği kadını. Çolpan belki de sadece o gecelik izin vermişti kendine kısa sürede olsa mutlu olabilmek için. Öpücüğe fazlasıyla karşılık vermekten geri durmadı.

Saltuk & Çolpan  (15 Bahar Öncesi Ve Fazlası) SalPan / DestanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin