Çolpan sabahı zor etmişti o gece. Eli hala ara ara sızlıyordu ama asıl uykularını kaçıran yanından çıktıktan sonra hangi otağa gittiğini bilemediği biriydi. Normal bir sohbet demişti o hatunla konuşmalarına ama ona hiç yardımcı olmamıştı bu açıklama. Sakinleştirmek isteyen Tilbe'nin saraydayken ne yaptığından haberiniz olmuyordu ilk kez başkasıyla görüyorsunuz demesi ise son darbe olmuştu. Haklıydı sadece görüştükleri zamanlardan ibaretti onunla ilişkisi peki diğer zamanlarda o da yalnız mıydı gerçekten kendisi gibi? Daha önce aklına bile düşmemiş sorular yığılmıştı önüne. İhtimalini bile düşünmemişti ki bunun. Ona her koşulda sadık bir Saltuk vardı hep, çoğu zaman ona soğuk davransa da üstüne titremekten vazgeçmeyen, sevdasını hep gözlerinden okuduğu adamdı o. İlk kez kaybedebileceğini hissediyordu şimdi.Geceden bırakılan yemeklerden aldı biraz ama iştahı yoktu, otağdan dışarı attı kendini erkenden. Henüz tek tük uyananlar vardı misafirlerden. Bir an önce günü bitirip obasına dönmek istiyordu, hem işlerden uzak kalmış hem de gereksiz yere gerilmişti. Karşısında gördüğü manzara ise daha çok gerileceğinin habercisiydi. Saltuk ve Alçin sabah sabah bulmuşlardı yine birbirlerini tabi geceyi beraber geçirmedilerse!
Çolpan aklına gelen ihtimalleri sıktığı yumruğunun içinde yok ettiğini düşünmek istiyordu. Onu fark eden Saltuk olmuştu. Dışarıdan birinin anlamayacağı şekilde vermişti selamını gözlerinden öfkesi okunan kadına. Dün gece söylediklerinden sonra yine o kadının dibine girmesini beklemiyordu Çolpan, onu görüp konuşmaya devam etmesini de. Alçin Hatun'un heyecanlı bir şekilde ne anlattığını merak ediyordu neydi Saltuk'un pür dikkat ona odaklanmasını sağlayan?
Tilbe yanına gelmiş bir şeyler diyordu ama duymuyordu. Alçin'in elindeki beze sarılı bir şeyi Saltuk'un alıp baktığını ve zırhının iç yüzüne koyduğunu gördü beğenmiş bir ifadeyle. Ondan hediye alacak kadar mı yakınlaşmışlardı 1 günde?
Saltuk'un hediyeyi alıp kendisine dönmesiyle kalan son sabrını da tüketti. Hiç rahatsız olmamıştı ona olan bakışlarından aksine kıskandığını anladığını gösterir bir hali vardı.Sinirle yönünü değiştirip ormana ilerledi sakinleşmek için. Toydan erken ayrılmayı bile düşünüyordu o an. Yakınlıklarından rahatsız olduğunu bile bile mesafe koymaması yaralamıştı onu. Tilbe sakinleştirmeye çalışıyor ama dediği hiçbir şey fayda etmiyordu. Ikisi biraz ormanın içine ilerledikten sonra ardından gelen ayak seslerini fark ettiler, onun geldiğini düşünmüştü ama gördüğü Kutay Begdi. Kimseye tahammülü olmasa da sahte bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Kutay Beg ise onunla konuşabildiği için mutluluğunu gizlemiyordu.
"Günaydın Çolpan Han. Otağınıza uğramıştım çıktığınızı söylediler yolda görünce takip ettim sizi umarım rahatsız etmiyorumdur."
"Size de günaydın Kutay Beg. Biraz kalabalıktan uzaklaşmak istemiştim, rahatsız etmiyorsunuz.""Sizi merak ettim dünden sonra. İyi görünüyorsunuz korkuttunuz beni. Alçin gece söyledi durumunuzu ama kendim görmek istedim erkenden."
"Gördüğünüz gibi iyiyim ciddi bir şey yok. Beni yıkabilecek bir şey değildi ufak bir kaza sadece."
"Sevindim o zaman dünkü konuşmamıza güvenerek sizden bugün için söz alsam bir ok atışına var mısınız? Sizinle karşılaşmayı çok isterim."
Çolpan hiç uğraşmak istemediği bu konuyu reddetmeyi düşündü ama gözünün önüne gelen bir kılıç şovu bu fikri sildi attı. Toyda herkes birbirine meydan okuyordu ve çok "normaldi" madem bir tur yayını germesinden daha doğalı yoktu. Sinirini de atardı belki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saltuk & Çolpan (15 Bahar Öncesi Ve Fazlası) SalPan / Destan
FanficSalpan sevdasına dizinin verdiği sonu kabul etmiyorum