Kafası Güzel Bir Çolpan

47 4 27
                                    

"Yaman'ı bulmaya gidiyorum." Sırma kalktığı gibi oturmuştu başının dönmesiyle. Kımızlanmışlardı gece boyu şimdi kim kim seçemiyorlardı bile.

Çolpan zar zor kalktı yerinden fazla içmişti tek farkında olduğu buydu otağına dönmeliydi ama karşısında duran tam seçemediği sarhoş diğerlerine baktı.
"Haydii gidin yataklarınıza. Yeter bu kadar."

Tilbe de kalkmıştı o az içmişti sendeleyen Çolpan'a yaklaştı ama o tutamadan başka bir el uzandı kadına. Çolpan baktı hemen gülümsedi.
"Otağımıza gidelim."

Tasından içerken duraklayan Akkız, pür dikkat kesilen Sırma ve hanını nasıl susturacağını bilemeyen Tilbe onlara bakıyordu. Saltuk epey içtiklerinin farkındaydı ama Çolpan'ın bu rahatlıkta olması  ne demek biliyordu.
"Otağınıza kadar eşlik edeyim Çolpan Han."

"Niye Çolpan demiyorsun?" Gülüşen iki genç kıza kızmak istedi Çolpan yapamadı onlara gülümseyebildi sadece.
"Dağ kızları ne dedim ben hanınızı dinleyin."

Birbirine tutunan ikili ayrıldı yanlarından. Tilbe'yi de uzaklaştırdı Saltuk. Çolpan onu otağa yönlendirmek isteyen Saltuk'un kolundan kurtuldu yalnız kaldıklarında, sendeledi Saltuk tekrar tuttu.

"Tutmasana beni düşmek istiyorum belki."

"Burada mı uyuyacaksın?"

"Hıhııı. Sen de kal yanımda."

"Kaç tas içtin?"

"Bilmem çook. Gelseydin senle de içerdik eskisi gibi."

"Otağına bırakayım burada uyuma rahat et."

"Hayır dedim ya. Gel oturalım. Bak hava çok güzel."

"Hava soğuk Çolpan."

"Yoo aksine çok sıcak."

Ağacın altına önceki yerine yerleşip elleriyle serinletmeye  çalıştı kendini bir yandan da önündeki ateşi canlandırmaya çalışıyordu. Onun bu zıt haline güldü Saltuk ama yakalandı Çolpan'a. O keskin gözlerin yerini alan baygın bakışlar dikilmişti ona.
"Halime mi gülersin? Zaten artık beni sevmezsin."

"Nereden anladın?"
"Yanıma gelmezsin günlerdir yüzün sirke satar bakınca sanki düşmanız. Öyleyiz de ben mi bilmem

"Bilmem sebep var mıdır?"

"Ben sana soruyorum sen bana soruyorsun? Sıkıldım otağıma gideceğim."

Kalktı ama Saltuk'un geri çekişiyle yerine oturdu ve ona daha yakına. Göğsüne uzanıp kollarının arasında kaldı. Bir süre sessizce ateşi izlediler. Saçlarını okşarken geyikli tacında gezindi bir süre, iç çekti; yüzüne gezindi soğuğun vurduğu tendeki ıslaklık bulaştı eline, hemen doğrulttu Çolpan'ı.

"Niye ağlarsın?"

"Seni özledim niye yanıma gelmedin? Kaç gecedir bekliyorum."

"Uygun olmazdı obadan biri görür sonra nasıl açıklarız hem çok yaklaşma diyen de sendin zamanında."

"Ben mi dedim?

"Hatırlamıyor musun?"

"Hayır Han'a yalan söylenmez deme bir daha."

"Tam denecek kişiye dedin sen de hiç söylemem değil mi Han'a?"

Saltuk'un kendi kendine gülüşüne eşlik etti Çolpan.
"Tek Han'ın ben değil miyim napayım diğerlerini?"

"İleride Batuga Tegin de han olursa ne edeceğiz?"

'Seni ona bırakmam."

"Nasıl yapacaksın bunu? Ona sadakatimi sundum çoktan, ikna etmen lazım beni."

"Evdeşim olarak benim yanımda kalacaksın da ondan. Yeğenimin yanında oluruz tabi ama bana sen lazımsın."

"Biz toy kurup evlenene kadar kaç bahar geçer Çolpan Han?"

"Niye geçsin yoksa evlenmek istemiyor musun?"

"Ben isterim de sevdalandığım kadın ister mi hiç bilemem hep tersler durur."

"Yalancı. Ne zaman yaptım bunu? Asıl sensin kaçan. Tilbe nerede istersen ona soralım. Tilbee!"

"Obayı ayağa kaldıracaksın onu mu istersin?"

"Kalksınlar."
Çolpan yine göğsüne sokuldu yasladığı başını kaldırıp baktı ona.
"Duysunlar. Görsünler. Bilsinler."

Kafası bulanıktı ama ne istediğini biliyordu elini adamın boynuna atıp yaklaştırdı kendini, hafif kayan parmakları yüzünde dolaştı dudakları yolunu buldu. Uzun uzun öptü Dağ'ın ortasında bunu beklemeyen Saltuk da katıldı ona, dayanamadı sıcaklığına. Nerede olduklarından soyutlanmışlardı seslerle ayrılana kadar.

"Saltuk Beg'im gezdik etrafı..." Yaman ay ışığı ve cılız ateşten belli olan sarılı ikiliyi görünce sözü yarım kaldı yüzünü döndü etrafa bakındı. Çolpan ayrıldı hemen ama uzaklaşmadı. Ayağa kalktılar.

"Aferin Yaman aferin."

Saltuk'un gergin hali Çolpan'ı güldürdü istemediği kadar rahattı kafası. Yaman'a döndü.
"Sırma'nın yanında olman gerekmiyor mu senin ne işin var burada? Saltuk Beg'in meşgul."

"Han'ım bu vakitte nasıl gideyim?"

"Sanki gitmiyorsun hiç hadi hadi. Ne dedim ben size kaç defa diyeyim."

"Ben gideyim Han'ım size iyi geceler."

  Yalnız kalmışlardı yine.
"Bu sefer otağına gidiyoruz tekrar basılmayalım."

"Benimle mi kalacaksın?"

"Hayır Çolpan. Dillerine düşeceğiz bu gidişle."

"Düşelim."

"Sonra sabah bir gözümü daha çizersin artık."

"Onu sabah düşünürüz."

Otağa gelmişlerdi. Çolpan iç otağa çekti kalan gücüyle. Yastığa başını koyup yanına uzanan adama baktı uzun uzun. Saçını okşayan eli tutup aralarına indirdi.

"Ben uyuyunca gitmek yok. Emirdir bu."

"Tüh kaçacaktım oysa şimdi kalmam lazım değil mi?"

"Hıhı."

"Emrin olur güzelim."

Saçlarını koklayıp öptü Saltuk, iyice mayışan Çolpan sarıldı ufak mesafeyi kapatıp. Kısa sürede uyuyakaldı Saltuk onu izlerken.

Saltuk & Çolpan  (15 Bahar Öncesi Ve Fazlası) SalPan / DestanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin