"Tıp fakültesinden öbür dönem mezun oldum, ama partilerden de nefret ederim," Sakura utangaçça çocuktan uzaklaştı, gözleriyle kalabalığı taradı ve arkadaşlarından herhangi bir iz aradı. "Asla onlara pek çekici gelen bir şey göremedim, dürüst olmak gerekirse."
"Peki, eğlenmek için ne yapıyorsun o zaman - senin adın ne?" çocuk şimdi biraz daha yakınında duruyordu, ondan alkol kokusu yayılıyordu. Lanet olsun Sakura bu durumdan gram hoşnut olmamıştı.
Sakura kokuyu hemen fark etti ama bundan etkilenmedi. Çocuk hâlâ saygılı bir mesafede duruyordu ve yeterince kibar görünüyordu. "Çok okurum," diye omuz silkti Sakura, ilginç olmak yerine dürüst olmaya karar vererek. "Son birkaç yıldır okula o kadar odaklandım ki fazla dışarı çıkamadım. İsmim Sakura bu arada.
"Ah, demek Sakura-san bir kitap kurdu, ne kadar çekici," hala gülümsüyordu ama sanki başı dönüyormuş gibi biraz sallanmaya başlamıştı. "Benim adım Keiju." Birazdan bu adam üstüne düşecek gibi duruyordu. O yüzden birkaç adım geriye doğru gitti Sakura.
"Tanıştığıma memnun oldum, Keiju." Sakura ona nazikçe gülümsedi. Sarhoş olsa bile, en azından ona kibar davranıyordu... görünüşe göre onu bir partiye sürükleyip sonra terk etmeye karar veren kendi arkadaşlarının aksine.
Arkadaşlarına bir kez daha lanet okudu. Hangi akla hizmet onlara uymuştu ki.
Sanki Şeytan'ın kendisi tarafından çağrılmış gibi, Ino'nun sesi bir şekilde partinin gürültüsünü yarıp geçti.
"Alın! Nereye gittin?"
"Sen mi gittin, ben mi?" diye geçirdi Sakura içinden.
"Ah," Sakura, Keiju'nun önünde lakabının kullanılmasıyla biraz kızardı.
"Arkadaşım geldi. Seninle konuşmak gerçekten güzeldi, bir ara görüşürüz!"
Bu çocuğu ektiği için pişman değildi kesinlikle. Alkol kokan birisi ile sohbet etmek gerçekten mide bulandırıcı olabiliyordu.
Sakura, Ino'nun sesine doğru döndü ve ona doğru koştu."İno-domuz! Neden beni ektin, pislik?"
Sarışın gözlerini devirdi ve vurgu için elindeki kırmızı bardağı biraz daha yukarı kaldırdı. "İkincisi, konuştuğun ateşli kimdi? Hâlâ buraya bakıyor." Ino, Keiju'ya doğru hafifçe el salladı.
"Kapa çeneni!" Sakura, konuştuğu çocuktan anlamlı bir şekilde gözlerini kaçırdı. "Arkadaşlarım tarafından yalnız bırakılmakla meşgulken o sadece bana arkadaşlık ediyordu." Havadan alıntılar, arkadaşlar kelimesinin etrafında yoğun bir şekilde ima edildi.
"Aw, Sakura-chan, çok uzun zamandır buradaydım!" Naruto'nun sesi Sakura'yı ürküttü çünkü birdenbire ortaya çıktı.
"Naruto, sen zaten sarhoşsun," Sakura sesindeki sızlanmadan nefret etti ama yine de oradaydı.
"Tanrım, Sakura, sakin ol ," Ino dramatik bir şekilde içini çekerek kupasını pembe saçlı kızın ellerine uzattı. "Al bunu. İç şunu. Gidip bir tane daha alayım," diye sabitledi Ino, Sakura'ya ölü bakışlarla baktı. "Eğer içmezsen, yemin ederim sana bütün gece bağıracağım."
Ino'nun tehdidini ciddiye alan Sakura, hemen bardağı geri attı ve yutarken yüzünü buruşturarak baharatlı sıvıdan bir yudum aldı. Tanrı aşkına hangi akılla bu partiye gelmiştim ki?
•••
Sakura birkaç saat sonra tek başına yatakhanesine doğru sendeledi. Ino ve Naruto'yu bir kez daha kaybetmişti, ikisi de şüphesiz bir yerlerde aşklarını arıyorlardı...sırasıyla Sai ve Hinata. Sakura onu bilerek terk etmediklerini biliyordu, sarhoştular ve eğleniyorlardı ama artık parti havasında değildi. Kendi başına gitmeye karar vermeden önce beş dakikanın tamamını iki sarışın arkadaşını arayarak geçirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impressive teacher | sasusaku ✓
Fanfiction"Bu yaptığınız haksızlık! Diğer öğrencilerinizden bir farkım yok. Bana da normal davranmanızı talep ediyorum." Karşısındaki kuzgun saçlı öğretmeni elindeki ödev kağıtlarına bakarken pembe saçlı kadına baktı; "Ödevini beğenmedim. Yeniden yap." Pembe...
