"Hayatım misafiri karşılamak için hazırlık yaptın değil mi?"
Sasuke anatomi kitapları arasında boğuşurken hoparlörden sevgilisi ile konuşuyordu. Şuan kafası zaten dağınıkken en azından Sakura onu mutlu edip enerji veriyordu.
"Misafir kim onu bile bilmiyorum nasıl hazırlık yapayım ki..." diye tısladı. Sakura telefonun öbür ucundan bir kıkırdama bırakıp etrafına baktı. Şuan nişanlısı ile konuştuğu konuşmaların klinikte yankılanmasını istemezdi. "Tatlım misafirin kim olduğu önemli değil. Yapman gereken bir güler yüz, yeşil çay ve biraz ikramlık kurabiye istetmek."
Sasuke elindeki kalın kitabı - en az 800 sayfalık - kitaplığa koyma mücadelesi verirken; "Bunu yapacak zamanım var gibi mi Sakura sence?" dedi.
Sakura ise kışkırtıcı bir cevap verdi.
"Bazı şeylere zaman ayırıyorsun Sasuke ama geceler öze-"
"Tamam tamam tamam o ayrı bir mesele ayrıca. Misafir gelmek üzere sanırım şurayı toplasaydım iyiydi."
Tsunade ufak bir mola vermiş olan pembe saçlı doktoru gördüğü sırada yüzündeki gülümsemeden kiminle konuştuğunu anlamıştı. Biraz Sakura ile eğlenseydi fena olmazdı değil mi? Sinsi bir gülümseme kondurup Sakura'nın telefonundan dışarı çıkacak şekilde sesini yükselterek konuştu.
"Haruno! Lütfen kişisel tatminlerin için mesai saatlerini tercih etmeni değil de gece vakitlerini tercih etmeni isterim! Derhal iş başına seni küçük!"
Sasuke, Tsunade'nin gür sesini duyunca istemsiz tırsmıştı. Bunu canlı canlı duyan Sakura'da. Ama Tsunade'nin sadece "uğraşma" adı namında yaptığını bildiği için eskisi kadar endişe edici ve kaygı duyucu bir şey yoktu.
Sakura durumu anlayıp konuşmayı kısa kesmeye karar verdi. "Duydun sanırım sesi... Kapatmam lazım sürpriz misafirin kim olduğunu gidince bana söyle olur mu? Seni seviyorum tatlım!"
"Bende seni seviyorum bebeğim."
Sakura telefonu kapattıktan sonra Sasuke derin bir nefes alıp verdi. İş daha da zor olacak gibiydi. Kolunda küçük nişan törenlerinde Sakura'nın ona hediye ettiği gümüş saati taşıyordu. O saati nişanlandıklarından beri her gün takmıştı.
Nişanlarından ailelerin haberi yoktu. En azından Sasuke'nin ailesinin öyle aham şahım bir bilgisi yoktu. Sakura'nın ailesi ise şehir yaşantısından daha da uzaklaşmak istediği için Çin'e Sakura'nın anneannesinin yanına gitmişlerdi. Nişan sadece Naruto, Kakashi, İno, Hinata, Sai, Tsunade ve birkaç arkadaşla birlikte küçücük bir tören yapılmıştı.
Kakashi dün ona saat 12.45'te misafirin geleceğini söylemişti ve saat şuan tam tamına 12.44'tü.
Masasına oturdu ve o bir dakikanın geçmesini bekledi. Her zaman dakik olmuştu ve genel de misafirleri onun dakikliğinin tam tersine hep geç kalan kişiler olmuştu. Sasuke bu duruma sinir oluyordu. O kadar alışmıştı ki bu duruma misafirinde geç kalacağına adı kadar emindi ama öyle olmadı.
Saat tam 12.45'te kapısı çaldı.
Sasuke gir komutunu verdikten sonra ayağa kalktı ve yeleğinin düğmesini düzeltip kaşısındaki misafire doğru karşılamaya yönelik harekette bulundu.
Sürpriz misafiri aslında o kadar da sürpriz birisi değildi.
Sasuke kaşlarını çattı.
"Baba?"
Fugaku oğluna soğuk bir gülümseme gösterip elini uzattı.
"Nasılsın Sasuke?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impressive teacher | sasusaku ✓
Fanfiction"Bu yaptığınız haksızlık! Diğer öğrencilerinizden bir farkım yok. Bana da normal davranmanızı talep ediyorum." Karşısındaki kuzgun saçlı öğretmeni elindeki ödev kağıtlarına bakarken pembe saçlı kadına baktı; "Ödevini beğenmedim. Yeniden yap." Pembe...