43 • partiden def olma

457 36 61
                                    

Az önce gayrimeşru sevgilisi ile gerçek mana da sevgili olup deli gibi öpüşen bir doktorun patronundan da tam olarak sarhoş olup tüm parti boyunca öyle dolaşmasını beklemek çok garip olmazdı sanırım...

Sakura'nın daha önce Tsunade'yi birlikte gördüğü uzun, beyaz saçlı adam, "Sen Sakura olmalısın," dedi. "Sevgili hanımefendimiz biraz abartmış görünüyor, ah her zaman ki gibi."

"Bunun farkındayım. Hep bir şeyleri abartır da." diye iç çekti Sakura, yüzü ve kollarıyla küçük masasında yatan Tsunade'ye bir kaşını kaldırarak. "Özür dilerim ama siz kimsiniz? Tanımıyorum da..."

"Jiraiya beb" beyaz saçlı adam tokalaşmak için elini uzattı. "Tsunade ve ben çok ama çok eski arkadaşız. Dinazorlar çağına varan bir dostluk diyelim."

"Tsunade?" diye sordu Sakura, kadının yanağını dürterek. "Orada mısın?"

"Hmm" Tsuande uykulu uykulu yanıtladı. "Jiraiya... beni... eve götür."

"Evet, evet," Jiraiya azarladı. "Geriye dönerken kastettiğim, otuz yıldır onun sarhoş kıçını eve götürmemdi. Sen de binmek ister misin, Sakura? Tsunade ile geldiniz geri dönmen sorun olmasın."

"Hım," Sakura, Sasuke'ye bir bakış fırlattı. Yine Sayomi'nin yanında duruyordu, ama onun kolları göğsünün üzerinde katlanmıştı ve o tedirgin görünüyordu. "Sanırım hayır ama teşekkürler."

Jiraiya ona bir kaşını kaldırdı. "Emin misin? Eve sağ salim dönmezsen Tsunade beni öldürür. Senin hakkında konuşma şekli, sanki kendi çocuğu gibisin..." diye durakladı adam. "Sana bunu söylediğimi asla ona söyleme, muhtemelen ikimizi de öldürür."

"Eminim," Sakura başını salladı. "Güven bana, anlayacaktır."

"Tamam. Tsunade sana güveniyor, o yüzden ben de güveneceğim. Tanrım Dan ve Tsunade'nin kızı olsaydı büyük ihtimalle sana benzerdi..." diye bir benzetme yaptı Jiraiya, kolunu Tsunade'nin kolunun altına alarak ve onun ayağa kalkmasına yardım etti. "Bu üzgün yaşlı kemik torbasını eve götüreceğim."

"Merhaba Jiraiya?" Tsunade'yi evin önüne kadar götürmeye başladığında Sakura arkasından seslendi. "Sana güvenebileceğimi nereden bileceğim?"

"Güvenmekten başka şansın yok küçük hanım! Patronun güvenli merak etme!" diye yanıtladı adam göz kırparak.

Nedense bu Sakura'nın ona daha çok güvenmesini sağladı. Tekrar ayrılmak için dönerlerken çifte gülümsedi ve Tsunade'nin başını Jiraiya'nın omzuna nasıl koyduğunu görmeden edemedi.

Sakura dikkatini tekrar partiye verdi. Gözleri koyu saçlı iki yaşlı insanla konuşan Sayomi'ye takıldı. Sasuke'nin ailesi, belki? Mesafesinden anlamak zordu ama ona benziyorlardı. Ancak Sasuke'yi hiçbir yerde bulamadı.

Bara geri döndü, insanları izlemek için otururken aptalca bir içki daha ısmarladı. Sasuke'nin aslında onu eve götürebileceğini umuyordu. Gerçekten sormamıştı ve şimdi ona güvenmek zorunda kalmıştı. Sakura içkisini karıştırdı. Sasuke'nin onu asla yalnız bırakmayacağını biliyordu.

Telefonu titredi.

Sasuke: Benimle yirmi dakika sonra ön tarafta buluş.

Sakuranın yüzünden amansız bir gülümseme oluşmuştu.




Sasuke sigarasını balkona attı ve ayakkabısının altında ezdi. Telefonunu çıkardı ve Sakura'ya kısa bir mesaj göndererek onunla yirmi dakika içinde ön tarafta buluşmasını söyledi. Ailesini ve Sayomi'yi bir şekilde atlatması gerekecekti, neden erken ayrıldığına dair bir bahane... Nasıl olsa Sayomi'nin ailesi onu eve götürecekti.

Sayomi.

Sasuke burnunun kemerini sıktı. O tam bir aptaldı. Sadece tarihi iptal etmeliydi. O kadar şanslıydı ki Sakura, anlayışlı olduğu için görünüşte onu affetmeyi seçmişti. Pek çok nedenden dolayı şanslıydı, diye düşündü.

"Ah, Sasuke-kun."

Sasuke hızla döndü, o yağlı sesi anında tanıdı. Evin gölgesinde önünde duran figürü tam olarak görebilmek için rüzgarın savurduğu saçlarını gözünün önünden çekmesi gerekti.

Gözlerini kıstı ve adama soğuk bir şekilde baktı. "Orochimaru."

Solgun tenli adam Sasuke'ye doğru yaklaşmaya başladığı sırada Sasuke kaşlarını çattı. "Ne istiyorsun?" diye sorup kısa kestirip atmaktı amaç. Umuyordu en azından böyle olmasını.

"Sadece biraz konuşmak istiyorum Sasuke-kun. Eski dostluğumuzun hatrına biraz zaman ayrılabilir misin bana?"





Yirmi dakika gelip geçmişti ve Sasuke hala gelmemişti..

Sakura, eski püskü paltosunun eteğiyle biraz endişeyle oynadı. Sasuke'nin kendisini ailesiyle falan konuşurken yakalamış olduğundan emindi ama bir şeylerin ters gittiği hissini bir türlü üzerimden atamıyordu.

Keskin kış rüzgarı parmaklarını ve burnunu ısırdı ve Sakura kollarını soğuğa karşı kavuşturdu. Sasuke'yi orada beklemek için eve geri dönmeyi tartışıyordu. Dışarıda, özenle budanmış çalıların arasında durmak yaşlanmaya başlamıştı.

"Üzgünüm," soğuk, tanıdık bir ses Sakura'nın kulaklarına ulaştı. "Oradan çıkmak beklediğimden uzun sürdü."

Sakura hemen omzunun üzerinden baktı ve biraz bitkin görünen bir Sasuke'nin ona yaklaştığını gördü. Daha yarım saat bile geçmemişken inanılmaz derecede sinirli görünüyordu. O zaman onu bu kadar sinirli gösterecek ne olmuştu? Ailesi partiden ayrıldığı için ona kızgın mıydı? Sayomi üzgün müydü? Sayomi üzgün olduğu için neden sinirlensin ki? Çıkışta Kabuto'yu görüp onunla kavga etmiş olma ihtimali?

Tanrım bir gece için zaten fazlasıyla fantezi yaşamışlardı isteyecekleri başka bir fantazi daha yoktu.

"Her şey yolunda mı?" diye sordu, zaten tehlikeli olan ruh halini üzmemeye çalışarak.

"İyi," Sasuke biraz dalgın bir şekilde, omzunun üzerinden anlamlı bir şekilde bakarak nefes verdi. Kesinlikle göz teması kurmamak.

"Tamam..." Sakura kaşlarını çatarak ona bakmasını istedi.

Çok boş bir bölümdü farkındayım ama elimden anca bu kadar geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok boş bir bölümdü farkındayım ama elimden anca bu kadar geldi...

Öbür bölüm çok seveceğiniz bir şey olacak (yani öyle temenni ediyorum...) o yüzden bekleme de kalın.

Hepinizi çok seviyorum, yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen 🌸🍅💗

impressive teacher | sasusaku ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin