"Bu yaptığınız haksızlık! Diğer öğrencilerinizden bir farkım yok. Bana da normal davranmanızı talep ediyorum." Karşısındaki kuzgun saçlı öğretmeni elindeki ödev kağıtlarına bakarken pembe saçlı kadına baktı; "Ödevini beğenmedim. Yeniden yap."
Pembe...
Ino, pembe saçlarını dağınık bir şekilde toplamış, oradan oraya dökülen parçalar Sakura'nın az önce kavga etmiş gibi görünmesine neden olmuştu. Ama bu Sakura'ya seksi bir hava katmıştı.
"Nasıl hissettiğin umrumda değil, sadece tanrıça gibisin bu siyah takım içinde. Tanrım keşke senin yerinde olsaydım!"
• • • •
"Hey, Sakura! Geldiğine çok sevindim! Harika görünüyorsun!" Kiba bir kolunu Sakura'nın omuzlarına doladı ve arkasından geldi.
"Ah, Kiba! Sakura yanındaki sarhoş sarhoş çocuğa gülümsedi. "Davetin için minnettarım, son zamanlarda geldiğim en iyi parti."
Sakura Kiba'yı her zaman sevmişti, eğlenceli ve tatlıydı. Öte yandan Kiba, Sakura'yı her zaman biraz fazla sevmişti, bu yüzden ona karşı temkinliydi. Bir çeşit kadın düşkünü denebilirdi. Zararsızdı aslında sadece güven problemleri yüzünden çok fazla kadına aşık olmuş ve terk etmişti en sonunda onları. Sorunlark yüzünden kimse onu suçlayamazdı.
"Sorun değil! Ailem şehir dışında, bu yüzden bir Cadılar Bayramı partisi vermemem gerektiğini düşündüm! Ve bence iyi yaptım eski dostumu görmek çok mutlu etti çünkü."
"Eh, bende sevindim," Sakura Kiba'nın koluna iyi huylu bir şekilde vurdu. "İyi bir katılım var!"
"Evet, abim ve arkadaşları olmasa biraz daha iyi ve çılgın bir ortam olabilirdi."
Sakura ağzı kapalı bir şekilde güldü.
"Abimi sevdiğini sanıyordum."
Kiba içkisinden yudum alıp Sakura'ya döndü.
"Ah, tabii ki seviyorum parası olduğu zaman. Ama biraz nasıl desem çok sakinler..." Sakura'nın kulağına taşladı hafiften "... Sanırım bunamaya başladı o ve arkadaşları. Erken giderler de rahat ederiz en azından daha heyecanlı bir parti olur."
Sakura, Kiba'nın dediklerine gülmeden edememişti.
Kiba etrafa biraz bakındıntan sonra Sakura'dan izin isteyip yanından ayrıldı. Sakura içkisini yudumlarken arka kapıya doğru ilerledi.
Bu partide çok fazla insan vardı . Evin içindeki hava boğucu ve nemliydi. Dışardaki hava çok cezbediciydi. Sakura kalabalıktan nefret ederdi ve burası kesinlikle çok bir kalabalıktı. Her birkaç saniyede bir birine çarpıyordu insanlar ve bunaltıcı olmaya başlamıştı artık.
Sakura sessizce arka kapıdan güverteye çıktı ve hemen hemen Kasım ayının buz gibi soğuk havasıyla karşılaştı. Havayı derin bir nefes alıp içine çekti. Bu soğuk hava ciğerlerine iyi gelmişe benziyordu, partiden uzaklaşmak buna değdi.
Hava çok soğuk olduğu için güvertede başka kimse yoktu. Yada öyle sanmıştı.
"Sakura?"
Arkasından Sasuke'nin boğuk sesi geldi.
Sakura tam zamanında döndü ve sigarasının gevşek parmaklarının arasından düştüğünü gördü. Siyah kot pantolon ve koyu gri bir kapüşonlu giymiş, orada durmuş ona bakıyordu.
Onu tanıdığı süre boyunca, ona baktığını yakaladığı tüm durumlarda, ona şimdiki gibi baktığını hiç görmemişti. Gözleri utanmadan kadının vücudunda bir aşağı bir yukarı gezindi ve sonunda kusursuz makyajlı yüzüne oturdu o gece yarısı gözler.
"S-Sasuke? Burada ne yapıyorsun?" Sakura bir an için soğuğu unutarak titredi.
Sasuke'nin aynı boğuk ses tonuyla "Hitoshi..." dediği tek şey buydu.
"Ah, Kiba'nın kardeşi mi? Bir dakika, neden bana burada olacağını söylemedin, daha önce söyledim geleceği-"
Sasuke onun üzerine o kadar hızlı ilerledi ki, Sakura ürkmüş bir nefesi bırakmamak için ağzını kenetlemek zorunda kaldı. Şimdi ondan bir adımdan daha az uzakta duruyordu, onu düzgün bir şekilde görebilmek için boynunu geriye doğru çevirmesini gerektirecek şekilde onun üzerinde yükseliyordu.
Kalbi göğsünde çılgınca atıyordu. "N-ne yapıyorsun?" titredi. "Sasuke?" İçecekler dilini gevşetmişti. "Anlamıyorum, neden sen..."
Sakura yine lafını bitiremedi. Bu sefer Sasuke'nin dudaklarının kendi dudaklarına bastırılmasıyla kesildi.
Sakura tam bir sessizlik içinde şok oldu. Ancak bu, Sasuke'yi caydırmış gibi görünmüyordu, çünkü elleri onu kendisine kenetlemek ister gibi kalçalarına bastırdı. Ağzı tamamen onunkine bastırdı ve Sakura'nın onu öpmesi sadece birkaç saniye sürdü.
Öpüşmeyi daha rahat hale getirmek için kollarını boynuna doladı ve parmak uçlarına yükseldi ve bu hareketler onu cesaretlendiriyor gibiydi. Ellerini kalçalarına bastırdı ve bir şekilde onu kendine çekti...
Soğuk hava Sakura'nın vücudunu Sasuke sayesinde ısıtıyordu şuan.
Titriyordu ve bunun sıcaklıktan mı yoksa öpücükten mi kaynaklandığından emin değildi...
O öpüşmede ikisinin de iki aylık gerilimle hareket ettikleri açıktı. Nedense kendini cesur hisseden Sakura, dilini Sasuke'nin alt dudağının kenarında hafifçe gezdirerek adamdan bir inilti duydu.
Bu inilti Sakura'yı kendine getirmeye yetmişti. Göğsüne bastırarak kendini geriye doğru fırlattı, neredeyse kıçının üstüne düşüyordu.
"Bir saniye," diye kekeledi. "Bekle, bekle... Biz? Şimdi öpüşüyor muyüz? Ne zamandan beri öpüşüyoruz? Neler oluyor?"
"Çok konuşuyorsun..." diye mırıldandı Sasuke, aralarındaki boşluğu kapatarak ve onu omuzlarından tutarak onu kendine geri çekti.
İkinci öpücük daha sakin, daha derindi. Sakura her şeyi bir kenara bırakıp karşılık verdi. Ancak soğuk, bir sorun olmaya başlamıştı. Donuyordu ve Sasuke'nin yoğun vücut ısısı bile onu sıcak tutmak için yeterli değildi artık.
Her zaman sezgisel olan Sasuke, onu fark etmiş gibi görünüyordu ve ondan uzaklaştı, bunu yaparken de kapüşonlusunu çıkardı. Şaşırtıcı bir nezaket gösterisiyle onu Sakura'nın omuzlarına sardı. Sakura'nın ona geri iade ettiği kapüşonluydu...
Sonunda göz teması kurduklarında ikisi de derin nefes alıyorlardı.
İki ayın dizginlerini sadece birkaç dakika da ellerine almayı başarmışlardı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sürpriz bir şekilde erkene almaya karar verdiğim öpüşmeyi.
Fotoğraf çok büyük güzel durmuyor ama bu bölüme uyan tek güzel fotoğraf.
