Mikoto siyah saçlarının arasından altın ve gümüş renkleri karşımı, çiçek desenli olan tokasını yumuşak saç tellerinin arasına yerleştirdikten sonra ayna da son bir defa üzerine bakındı. Müstakbel gelinini ve küçük uchiha'yı karşılamaya hazır gibiydi.
"Hayatım, hazır mısın?"
Fugaku oğlunu uzun süre sonra evde karşılayacağı için gergindi. Üstelik yanında kız arkadaşı ile gelecekti. Son konuşmalarından bu yana hiç konuşmamışlardı. Büyük oğlunun vefatından sonra tüm aile de büyük bir değişim olmuştu özellikle Sasuke üstünde. O yüzden oğluna yaptığı baskının küçükken bir işe yaramadığını anlaması uzun sürmüştü. Kendisi de başarılı bir doktordu oğlununda öyle olmasını istediği için maksimum düzeyde baskı ve beklenti karşıladığı için Sasuke onu pek sevmedi. Sevmemek demeyelim de kırgınlık daha makul olur söylemesi. Büyük oğlunda yaptığı davranış hatalarını küçük oğlunda da uygulamamak için bu adımı atmıştı zaten. Ona beyaz bayrak çekip tekrardan en azından soğukluğu gidermekti amaç.
"Hazırım tatlım."
Siyah kravatını bağladıktan sonra yemek masasının o tarafta her şeyi hazırlamaya çalışan karısının yanına gitti. Mikoto nasıl olmuş diye sormadan kapı çaldı ve büyük bir heyecanla siyah süet topuklu ayakkabılarında sekerek kapıya doğru gitti.
Kapıyı açtığı sırada kuzgun saçlı oğlunu ve pembe saçlı gelinini gördü.
Sasuke, Sakura'nın elini sıkıca tutmuştu. Sakura hafifçe gülümseyerek eğildi. Mikoto onun zerafetinden etkilenip gülümsedi ve içeri davet etti. İlk önce küçük Uchiha'ya sıkıca sarıldı, sonra ise yeni gelini ile el sıkıştı.
Sakura, Mikoto için bir buket çiçek almıştı ve onları da vermeyi ihmal etmedi.
Sasuke girdiği sırada babasını gördüğünde zaten heyecanlı olan kalbi daha çok atmaya başladı. Gergindi fazlasıyla... Fugaku ise biraz olsun kendinden ve ağırlığından ödün vererek bir gülümseme sundu çocuklara.
"Hoş geldiniz oğlum ve Sakura-san."
Sakura bu hoş geldiniz yanıtına karşılık gülümsedi ve hafifçe eğilerek cevap verdi. "Merhabalar Uchiha-san."
Mikoto gülümsedi ve telaşla Sakura'nın elini tuttu.
"Ah, bizimle böyle resmi konuşmana gerek yok! İstediğin gibi seslen lütfen! Hatta Mikoto ve Fugaku demeni tercih ederiz biz..." diye cevap verdi. Sakura ise ne diyeceğini bilemeyip sadece gülümsedi. Sasuke araya girip bu tanışma faslını uzatmak istemedi.
"Otursak iyi olur." diyip Sakura'yı yanı başına otutturup annesi ve babasının karşısına geçti her ikisi de.
Mikoto yemekleri koyduktan sonra yeni kızı ile sohbet açmayı tercih etti.
"Tanrım seni o kadar çok duydum ki Sakura-chan açıkçası çok merak ediyordum seni. Danzo-san'ın partisinde seni Sasu-chan-"
"Anne!"
Sasu-chan mı?
Mikoto gülmeye başladı. "Ona Sasu-chan dememi pek sevmez de!" yarım kalam sözlerine devam etti. "Her neyse... Oğluma sorduğum sırada partide olduğunu söylemişti ama karşılaşmamıştık. O zaman tanışmayı çok isterdim açıkçası seninle. Tsunade gibi zor bir kadınla çalışmak gerçekten bir taktiri hak ediyor. Ona ayak uyduruyor olman ne kadar çalışkan birisi olduğunu gösterir."
Sakura şuan müstakbel annesi tarafından iltifat yağmuruna tutulmuştu ve utançtan kıpkırmızı olmuştu. Bu kadın kesinlikle Sasuke'ye benzemiyordu. Asla ama asla. Daha çok sevecen, açık sözlü, duygularını belli etmekten çekinmeyen birisiydi Sasuke'nin aksine. Büyük ağabey olan İtachi'ye daha çok benziyordu o ikisi. Sasuke ise kesinlikle babasına daha çok benziyordu. Daha babası ile bir sohbet içerisinde bulunmamıştı ama bunu dış görüşten ve 6.hissinden duyduğu güvence ile söyleyebilirdi kesinlikle.
"Teşekkür ederim Mikoto..." Sakura sadece bunu dilebilmişti. Sakura'nın az da olsa gerildiğini anlayan Sasuke masanın altından sevgilisinin elini tuttu ve okşadı. Sakura ona dönüp güzel bir gülümseme sundu.
"Sasuke senin öğretmenindi değil mi?"
İşte tam olarak basmaması gereken yere konu basmıştı Fugaku. Sasuke kaşlarını çattı ve Sakura'dan önce cevap verdi.
"Evet. Eğitim bitiminden sonra çıkmaya başladık zaten. Fazla uzun sürmeden de nişan yaptık."
Mikoto aralarındaki gerginliği sezmiş olacaktı ki ortamı yumuşatmak için araya girdi hemen.
"Sasu-chan en çok domates çorbası sever o yüzden bolca çorba yaptım. Gitmeden önce sana bir kaba biraz çorba koymamı ister misin oğlum?"
Sasuke kafasını sallamakla yetindi sadece. Sakura bu gerginlik içinde kaybolup gitmemek için daha iç açıcı sohbetlerde bulunmayı tercih etti. Ne de olsa Mikoto ona on adım gelmişti o, ona bir adım atsa ne olurdu ki?
Sohbet boyunca Sakura'nın harika bir doktor olduğundan, Sasuke'nin küçükken ne kadar yaramaz oluşundan, Sakura'nın ailesine, Mikoto ve Fugaku'nun tanışma anısına kadar her şeyi anlatıp konuşmuşlardı.
Sakura'nın ailesinin maddi durumunu gram umursamamışlardı. Bu Sakura için çok büyük bir sevgi işaretiydi. Fugaku'u yemek boyunca ne kadar soğuk olsa da karısına gerçekten aşık olduğu belliydi. Sasuke ise annesi ile konuşurken daha yakındı. Yemek boyunca Sakura'ya bakıp durmuştu. Ah, bir de annesinin ona her Sasu-chan diyişinde göz devirmişti!
Yemek faslı bittikten sonra Sasuke ve Fugaku balkona sigara içmeye çıktıkları zaman Mikoto, Sakura'ya çerçeve de bir fotoğraf gösterdi.
Fotoğrafta aynı Sasukeye benzeyen daha büyük ve yüz çizgileri olan bir adam vardı.
"Bu İtachi, büyük oğlum. Sasuke sana hiç bahsetti mi?"
"Hmhm... Ona çok bağlıydı sanırım."
Mikoto gülümsedi.
"Ben ve kocam çok çalışan birileri olduk hep. İtachi ilk çocuğumuz olduğu için tüm sevgimizi ona verdik. Sasuke ona kıyasla daha umursamaz büyüdü. Onu İtachi büyüttü denebilir..." Bir süre durakladı Mikoto. "... İtachi'nin ölümü en çok Sasuke'yi sarstı."
Sakura kafasını salladı. Bu çok belliydi. Sasuke ve abisi arasındaki eşsiz bağyı kısa sürede anlamıştı.
Mikoto gülümseyerek devam etti.
"Sakura-chan... Oğlum abisinin vefatından sonra ilk defa bu kadar mutlu görünüyor. Sana ne kadar minnet etsem az. Çok teşekkür ederim. Itachi'nin yerini küçük oğlumun kalbinde doldurduğun için."
Biraz beklettim biliyorum özür dilerim ama sınavlar ve rahatsızlıklar üst üste geldi affınıza sığınıyorum o yüzden!!
Umarım beğenmişsinizdir.
İyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impressive teacher | sasusaku ✓
Fanfiction"Bu yaptığınız haksızlık! Diğer öğrencilerinizden bir farkım yok. Bana da normal davranmanızı talep ediyorum." Karşısındaki kuzgun saçlı öğretmeni elindeki ödev kağıtlarına bakarken pembe saçlı kadına baktı; "Ödevini beğenmedim. Yeniden yap." Pembe...