"Ee derslerin nasıl gidiyor tatlım?"
Sakura babasına cevap vermeden önce yemeğini çiğnemeyi bitirdi.
"Fena değil! Ara sınavlar haftaya az kaldı o yüzden."
Sakura anne ve babasını hamburger yemeye götürmeyi teklif etmişti, işten biraz para biriktirmişti ve onları ziyarete gelmelerini istemişti.
Onlara cehennemden gelen profesöründen bahsetmemişti ve bunu planlamamıştı. Annesi dehşete kapılır ve babası muhtemelen ona vurmak isterdi. Bahsetmemesi en iyisiydi.
Ailesi akşam yemeği için ona teşekkür etti ve onu kampüse geri götürdü ve her birini kucaklayıp öperek kütüphaneye bıraktı.
Sakura, yurduna dönmeden önce birkaç saat okudu. Gece rüzgarı şiddetli bir şekilde titremesine neden olduğu için sırt çantasında fazladan bir kapüşonlu olduğu gerçeğini görmezden gelmek büyük bir irade gücü gerektirdi. Zaten kendine ait kalın bir kapşonlu ve onun altına da uzun kollu bir gömlek giymişti. Şuan da kendine alacak palto parası yoktu
Çantasındaki kapşonlu sahibine geri dönecekti. Onu bu kadar uzun süre saklamış olduğu için utandı. Sadece dışarıda sigara içiyor olmasını umdu, böylece kolayca verebilirdi.
Sanki şeytan onun duasına cevap vermeyi seçmiş gibi, Sasuke binasının dışında sigara içiyordu. Sakura ona yaklaşırken çantasından kapüşonlusunu çıkardı, ona bakmayı açıkça reddediyordu. Son olaydan sonra kapıyı çarpıp gitmişti ve şuan da dahil konuşmak istemiyordu.
Yeterince yaklaştığında kapüşonluyu ona uzattı, tıpkı ilk başta ona verdiğinde yaptığı gibi. Tipik Sasuke tarzında...
O zaman basitçe onun ellerine itti ve bıraktı, yine ona yaptığı gibi ve gitmek için ondan uzaklaştı. Göğsündeki sancı beklenmedik ve acı vericiydi.
"Sana tutmanı söylemiştim, aptal."
Sakura yüzünü ona dönmeden yumruklarını iki yanında sıktı. "Evet ama ben istemiyorum. Üzgünüm, şimdi kız gibi kokuyor. Yıkamaya vaktim olmadı."
Onun kapüşonlusunun kumaşı tarafından boğulduğu belli olan nefes alışını duydu. "Hayır," onun sessiz yanıtı geldi. "Senin gibi kokuyor."
Sakura bunun üzerine sendeledi. Neden böyle şeyler söylemek zorundaydı? Onunla bilerek dalga geçecek kadar zalim miydi gerçekten?
"Neden böyle şeyler söylüyorsun?" fikrini söylemeye karar verdi.
"Sorunu doğru anladın," dedi onu görmezden gelerek. "Sınıfta."
Sakura, bunun onun özür dileme şekli olduğunu hissederek gözlerini devirdi. Yeterince iyi değildi.
"Evet, şey. Ben matematik dersi verdim. O yüzden problemi çözmem kolay oldu." diye omzunun üzerinden ona bir bakış attı ve yüzündeki korumasız ifadeyi görünce şaşırdı. Solgun görünüyordu, neredeyse hasta olduğu zamanki gibi. Açık teni siyah sweatshirtiyle tam bir tezat oluşturuyordu, gözlerinin altındaki koyu mor izler çok belirgindi.
"Sınıfımı bırakacak mısın?"
Soru onu hazırlıksız yakaladı ve hemen cevap vermedi. Sigarasını şiddetle yere atıp ayağının altında ezerken, onun sessizliğini iyiye işaret olarak algılamadığı açıktı.
"Bilmiyorum. Ayrıca seni ilgilendirmiyor." diye yalan söyledi Sakura. Dersten çıkamadı çıkmayacaktı da ama günahkar yanı onun tepkisini görmek istiyordu.
Hayal kırıklığına uğramadı. Ona doğru birkaç adım attı ve kız ona döndü. O kadar yaklaştı ki, yüzünü tam olarak görebilmek için boynunu geriye doğru çevirmek zorunda kaldı. Nedense, tüm sağduyu onu terk etmişti ve hareket edemiyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impressive teacher | sasusaku ✓
Fanfiction"Bu yaptığınız haksızlık! Diğer öğrencilerinizden bir farkım yok. Bana da normal davranmanızı talep ediyorum." Karşısındaki kuzgun saçlı öğretmeni elindeki ödev kağıtlarına bakarken pembe saçlı kadına baktı; "Ödevini beğenmedim. Yeniden yap." Pembe...